|
Tweet |
Şef Volkan Aslan, özellikle toplu yemeklerde;
tavuk, pilav ve süt ürünlerinin yanlış koşullarda saklanmasının,
ciddi tehlikeler doğurduğunu vurguladı.
“Hijyenik olmayan koşullarda hazırlanan ve pişirilen yiyeceklerde,
bakteriler hızla çoğalır ve gıda zehirlenmelerine yol açar” diyen Aslan;
bu noktada, özellikle; Bacillus cereus bakterisine dikkat çekti.
Doğada toprakta ve birçok bitkide bulunan bu bakteri;
pirinç, makarna, kremalı tatlılar ve sütlü pudinglerde kolayca üreyebiliyor.
Aslan, Bacillus cereus’un neden olduğu zehirlenmelerin en sık sebebinin;
pişmiş pirinç içeren yemeklerin,
uygun şekilde soğutulmaması ve tekrar ısıtılması, olduğunu belirtti.
Şef Volkan Aslan’ın verdiği bilgilere göre;
gıda zehirlenmelerinin önüne geçmek için şu kurallara mutlaka; dikkat edilmeli:
● Soğutma sırasında kapağı kapatmayın:
Yemekleri soğuturken, kabın kapağını tamamen kapatmamak gerekir.
Bu sayede; içeride nem birikmez, bakteri oluşumunun önüne geçilir.
● Benmari ile hızlı soğutma yapın:
Sıcak yemekleri, kabıyla birlikte soğuk suyun içine oturtarak;
hızlı bir şekilde soğutabilirsiniz.
Bu yöntem, bakterilerin üremesini en aza indirir.
● Isıtmada buharın gücünü kullanın:
Buhar, yemeğin her alanına eşit şekilde yayılır.
Yeniden ısıtılan ürünlerin iç sıcaklığı, mutlaka; 70 °C’nin üzerine çıkmalıdır.
Ayrıca; her ürün, sadece bir kez ısıtılmalıdır; ikinci kez ısıtmak ciddi risk taşır.
● Yemekleri zamanında buzdolabına kaldırın:
Yemekler, en geç 2 saat içinde buzdolabına konulmalı;
büyük tencerelerde bekletilmemelidir.
Küçük kaplara bölünerek soğutulması, daha güvenlidir.
Buzdolabının sıcaklığı 4 °C’de,
derin dondurucunun sıcaklığı ise; –18 °C’de olmalıdır.
24 saat içinde tüketilmeyecek yemekler, mutlaka; dondurularak saklanmalıdır.
● Dolap düzenine dikkat edin:
Çiğ ve pişmiş gıdalar aynı rafta saklanmamalı,
çiğ ürünler daima alt raflarda tutulmalıdır.
Böylece; bulaşma riskinin önüne geçilir.
● Koku kontrolü yapın:
Buzdolabından çıkarılan her yiyeceği, mutlaka; ilk açımda koklayın.
Negatif bir koku varsa, o ürünü asla ısıtmayın;
çünkü, ısındıkça bozulma daha da hızlanır.
● Tavuk mutlaka tam pişmeli:
Tavuk ürünlerinde “yarı pişmiş” bir seçenek yoktur.
Yeterince piştiğinden emin olmak, hayati önem taşır.
● Balık alırken göz ve derisine bakın:
Taze balığın derisi parlak ve sıkı, gözleri ise; cam gibi olmalıdır.
Bulanık, solmuş veya çöküntülü balıkları, kesinlikle tüketmeyin.
● Eti kuru dinlendirin:
Etleri dinlendirirken, kendi kanından uzaklaştırmak;
hem lezzeti artırır, hem de bozulmayı önler.
● Pilav ve pirinç ürünlerine dikkat edin:
Bu yiyecekler; hem ısınması zor, hem de kolay bozulan gıdalardır.
Saklama ve ısıtma aşamalarında, ekstra özen gösterilmelidir.
● Yumurtaları açıkta bırakmayın:
Kabuk üzerindeki bakteriler buzdolabına kolayca yayılır.
Bu durum sebze ve meyvelerin erken çürümesine,
yemeklerin bozulmasına ve gıda zehirlenmesi riskinin artmasına, yol açabilir.
-----
Aslan, son günlerde yaşanan vakaların; Türkiye’de, gıda güvenliği konusunda
daha fazla bilinçlenmeye ihtiyaç olduğunu gösterdiğini belirterek;
şu değerlendirmede bulundu:
“Yanlış saklanan yemekler, yalnızca israfa neden olmaz;
ölümcül sonuçlar da doğurabilir.
Evlerde, restoranlarda, okul kantinlerinde ve düğün salonlarında
gıda güvenliği kuralları, titizlikle uygulanmalı.
Bir tabak yemek için hayat kaybedilmemeli.
Bu bilinç; mutfaklardan başlayarak, tüm topluma yayılmalı.”
Son bir haftada yaşanan zehirlenme olayları,
gıda güvenliğinin yalnızca profesyonel mutfakların değil;
tüm toplumun sorumluluğu olduğunu, bir kez daha ortaya koydu.
Aileler, restoranlar, kurumlar ve okul kantinleri için
basit görünen saklama kurallarına uymak, hayat kurtarmak anlamına geliyor.
Şef Volkan Aslan’a göre;
gıda zehirlenmesi vakalarının en sık görüldüğü alanlardan biri,
toplu yemek üretimi yapılan yemekhaneler ve catering mutfakları.
Bu alanlarda, aynı yemekten yüzlerce kişiye servis yapıldığı için
küçük bir saklama hatası; çok sayıda kişiyi aynı anda hasta edebiliyor.
Yemeklerin uzun süre sıcak ortamlarda bekletilmesi,
büyük kaplarda soğutulmadan depolanması ve
hijyen kurallarına uyulmaması, riskleri katlıyor.
Aslan;
yemekhane ve catering firmalarının çalışanlarına
düzenli olarak gıda güvenliği ve hijyen eğitimleri verilmesi gerektiğini,
ayrıca; denetim mekanizmalarının sıklaştırılmasının, hayati önem taşıdığını vurguluyor.
“Toplu yemek hazırlayan mutfaklarda;
gıda güvenliği protokollerinin uygulanması,
sadece mevzuat gereği değil; vicdani bir sorumluluktur.
Yüzlerce insanın sağlığı, tek bir mutfağa bağlıdır” diyerek; uyarıda bulunuyor