![]() |
Tweet |
Türk Böbrek Vakfı Başkanı Timur Erk
Hemodiyaliz tedavisi alan
son dönem kronik böbrek yetmezliği hastalarının tedavi planları;
düzenli diyalize girilmesi, düzenli ilaç kullanımı ve
hastalıklarına uygun beslenme ile oluşuyor.
Söz konusu planda, hastaların en çok zorlandığı nokta ise;
çoğunlukla, ‘hastalığa uygun beslenme’ oluyor.
Türk Böbrek Vakfı Başkanı Timur Erk,
konuyla ilgili yaptığı açıklamada;
olası sıkıntıları engellemek adına, koruyucu hekimlik faaliyetlerine
ara vermeden devam ettiklerini dile getirdi.
TBV Başkanı Erk;
“Türk Böbrek Vakfı olarak;
40 yıldır, kronik böbrek hastalarının
her koşulda, en iyi hizmeti alması için çalışıyoruz.
Bünyemizde bulunan 3 diyaliz merkezinde,
bu konulara, özellikle hassasiyet göstermekle birlikte;
toplumumuzda hasta – hasta yakını ve
hastaya bakım veren tüm paydaşlarımızı hedef alarak,
toplum sağlığı adına; her şart ve koşulda,
bilgilendirme faaliyetlerimize devam ediyoruz.
Mevsim geçişleri;
hasta olsun – olmasın, herkesi etkiliyor.
Böyle zamanlarda;
koruyucu hekimlik faaliyetleri ile
bilgilendirici çalışmaları ön planda tutuyor ve
sosyal medya yayınlarımızda;
böbrek sağlığının nasıl korunacağına, geniş alan açıyoruz.
Kronik böbrek hastalığının, son evresindeki hemodiyaliz hastalarının
kan değerleri dahil; fiziksel ve ruhsal sağlıklarının iyi olması,
bizim için son derece önemli.
Bizler; zamanla bir aile oluyoruz,
yeri geliyor; aile bireylerimizden daha çok hastalarımızı görüyoruz.
Bu nedenle, mevsim geçişleri dahil olmak üzere;
çevresel etkiler ve tüm süreçlerde,
hastalarımızı bilinçlendirerek; sağlıklı olmalarını amaçlıyoruz.” dedi.
Hastaların; doktor ve diyetisyen iş birliği ile
mevsime uygun, kan değerlerini dengede tutacak
bir beslenme planına uymaları gerektiğini belirten
Türk Böbrek Vakfı Diyetisyeni Gökçen Efe Aydın;
“Hemodiyaliz hastalarının kanlarındaki
potasyum, fosfor ve albümin değerleri;
beslenme ile doğrudan ilişkilidir” dedi.
Diyetisyen Aydın;
“Mevsimsel değişimlerin getirdiği beslenme alışkanlıkları,
bu değerleri doğrudan etkiler.
Örneğin;
yaz aylarında artan meyve ve sebze tüketimi,
kan-potasyum seviyelerinin yükselmesine neden olabilir.
Özellikle; kavun, kayısı, şeftali, nektarin gibi
sarı – turuncu meyveler ve yeşilliklerin, aşırı tüketimi;
hayati durumu tehlikeye sokacak, bazı sonuçlar doğrulabilir.
Bu nedenle;
mevsim geçişleri,
kan değerlerinde en fazla sıkıntı yaşanılan zamanlardır.
Özellikle;
yazın, iştah azalması ve
kışın, protein tüketiminin artması da kan değerlerini etkiler.
Hemodiyaliz hastalarının, beslenme konusunda;
son derece bilgili olmaları gerekir.'' dedi.
Hemodiyaliz hastalarında su tüketiminin önemi değinen
Diyetisyen Gökçen Efe Aydın;
“Su tüketimi;
özellikle, idrar çıkışı olmayan veya
azalan hemodiyaliz hastaları için mevsimsel olarak farklılık gösterir.
Yaz aylarında, sıcaklıkların ve dolaylı olarak; terleme miktarının artması,
su ihtiyacında da artışa neden olur.
Genellikle; ihtiyaçtan daha fazla sıvı alınır ve
iki diyaliz seansı arasında olması gerekenden daha fazla kilo ile
diyalize girilir.
Bu durum, vücutta;
ödem, yüksek tansiyon ve kalp sorunları gibi
ciddi komplikasyonlara yol açabilir.
Kış aylarında ise;
su tüketimi daha kontrollü olmalı,
ancak; yine de vücuda yeterli sıvı alımı sağlanmalıdır.
Kışın; hastaların su tüketimini ayarlamaları,
yaza göre; çok daha kolaydır.” dedi.
TBV diyetisyeni Gökçen Efe Aydın,
hastalar için beslenme - kan değerleri ilişkisi ve
karşılaşılan durumlara dair; bilgi verdi:
Kandaki potasyum seviyesinin yükselmesine bağlı olarak hastalarda;
kalpte ritim bozukluğu,
nefes darlığı,
kaslarda güçsüzlük,
ellerde - ayaklarda ani karıncalanma ile
uyuşukluk ve kalp durması gibi tehlikeli durumlar görülebilir.
Hemodiyaliz hastalarının kan potasyum değeri;
ilaçlar, beslenme ve diyet ile kısa sürede düşebilir.
Hastalar; düzenli bir tedavi ile
potasyum yüksekliğine bağlı problemleri, kısa sürede atlatabilir.
Kandaki fosfor seviyesinin yükselmesine bağlı olarak hastalarda;
kaslarda ve eklemlerde ağrı, kaşıntı,
ciltte kuruluk, halsizlik ve kireçlenme gibi problemler görülebilir.
Fosforun kontrol altına alınması için
genellikle; diyet düzenlemeleri ve
fosfor bağlayıcı ilaçların, uzun süreli kullanımını gerekir.
Bu süreç;
sabır ve düzenli takip ile
fosfor seviyelerinin dengelenmesini sağlar,
ancak; tam denetim için daha fazla zamana ihtiyaç duyulabilir.
Hemodiyaliz hastalarında albümin seviyesi;
hem sağlık durumunun bir göstergesi,
hem de tedavi başarısını etkileyen, önemli bir parametredir.
Mevsimsel değişimler,
beslenme alışkanlıklarını etkileyerek;
albümin seviyesinde de dalgalanmalara neden olabilir.
Hemodiyaliz hastalarının en önemli albümin kaynağı olan yumurta akına;
beslenmelerinde mutlaka yer vermeleri gerekir.
Fakat; her gün yumurta tüketmek, hastalarda bıkkınlığa sebep olabilir.
Özellikle; yaz aylarında, havaların sıcak olması;
yumurta tüketirken, hastaların daha da zorlanmalarına neden olabilir.
Hastaların; kan-albümin seviyelerini düşürmemek için kendilerini zorlamaları, istenmelidir.