Tweet |
16 kilometre mesafedeki İzmir çevreyoluna,
Seyrek Kavşağı’na kadar uzanan tek şeritli yol;
gün içerisinde yoğun araç trafiğine sahne olurken;
üretimi, istihdamı, ihracatı her geçen yıl artan,
Avrupa’nın en büyük rüzgâr türbin kanadı fabrikasına ev sahipliği yapan
İzmir Serbest Bölgesi (İZBAŞ)’ta üretilen dev rüzgâr türbini kanatlarının
İzmir ve Aliağa limanlarına ulaşımında da sıkıntı yaratıyor.
İZBAŞ Yönetim Kurulu Başkanı Eyüp Sevimli,
TPI Composites’in ürettiği ve uzunluğu 80 metreyi aşan kanatların,
çevreyoluna ulaşımında yaşadıkları sorunun çözümü için
yetkilileri defalarca göreve çağırmalarına rağmen; bugüne kadar sonuç alamadıklarını söyledi.
Bir şerit gidiş bir şerit geliş olarak kullanılan yolu,
sadece İZBAŞ’ın değil;
Bakırçay Üniversitesi’nde eğitim alan öğrenciler,
Seyrek ve Maltepe’de ikamet eden vatandaşların da
kullandığına dikkat çeken Sevimli;
“5 binin üzerinde çalışanımızın yanında;
üretim yapan fabrikalarımızın tüm sevkiyatları,
bu yol üzerinden yapılıyor.
Bugüne kadar; merkezi ve yerel yönetimlere,
bu sorunumuzu defalarca anlatmamıza, rapor vermemize rağmen; çözüm bulamadık.” dedi.
Genişleme sahası olarak gördükleri bir buçuk milyon metrekare arazide,
birkaç yıl içinde ikinci İZBAŞ’ı inşa edeceklerini hatırlatan Sevimli,
10 binin üzerinde çalışanın daha İZBAŞ’ta istihdam edilmesi ile
mevcut yolun ihtiyacı karşılamaktan tamamen uzaklaşacağını kaydetti.
Rüzgâr endüstrisindeki gelişime paralel olarak;
türbin kanatlarının uzunluklarının da her geçen yıl artığına işaret eden Sevimli,
şu değerlendirmeyi yaptı:
“Genişleme sahamız olan arazide yatırım yapacak firmalar, ağırlıklı olarak;
yenilenebilir ve temiz enerji sektörüne ekipman üretimi yapan firmalardan oluşacak.
Bu üretimler türbin kanadı, kulesi, rotor, nasel, jeneratör gibi
büyük ölçekli üretimler olacak.
Birkaç sene içinde,
offshore (denizüstü) rüzgâr enerjisi santralleri için üretimler başladığında;
bu kanatların boyu, 80 metreden 120 metrelere ulaşacak.
O zaman sorun, daha da içinden çıkılmaz hal alacak.
Bunca yatırımı yapmayı başarmışken;
okyanusu geçip, derede boğulmak istemiyoruz.
Yaşanan manzara, gerçekten de ülkemize yakışmıyor.”