Türk şirketleri için,
uluslararası yatırım fırsatlarında hesaplanması gereken riskler:
Türk şirketleri için zor günler.
Belirli alanlarda teşvikler, destekler söz konusu olsa da;
bunlar diğer ülkelere bakıldığında, çoğunlukla beklentinin altında kalıyor.
Türkiye’nin uzun süredir, ekonomik verileri iç açıcı değil.
Türk Şirketleri’nin, yurtdışı yatırım fırsatlarını değerlendirme vakti; geldi de,
geçiyor bile.
Türk şirketleri, risklerini yönetebilmek için uluslararasılaşmak çabasına girmeliler.
Türkiye’de yön belirlemek zor olduğundan, aslında idmanlılar.
Yine de uluslararası piyasalarda, başka ülkelerde yatırım kararı almadan evvel;
riskleri doğru belirleyip, ona göre yatırım yapmak; önem kazanıyor.
Başka ülkelere yatırım yapmadan önce
değerlendirilmesi gereken risk alanları genel olarak, 5 anabaşlık altında değerlendirilebilir:
1. Market - Piyasa Riski
Yatırım yapılacak ülkenin;
siyasi riski, ekonomik riski ve döviz kuru riski bulunur.
Siyasi risk;
bir ülkedeki siyasi istikrarsızlık nedeniyle yatırımınızı etkileyecek bir tehlike oluşturabilir.
En tehlikeli iki alan;
yabancı yatırımlar için elverişsiz olan mevzuatın varlığı ve
seçim ya da darbe farketmeksizin siyasi gücün el değiştirme durumudur.
Siyasi istikrarsızlığın geliştiği bir ortamda,
küresel ekonomik etkiler de varlık göstereceğinden,
yatırım riski almak, akıllıca olmayabilir.
2. Yatırım Riski
Yatırımda yer alan riskin güvenilir bir göstergesini elde etmek için
iş modeli, vizyon, pazarın durumu, geliştirme ekibinin deneyimi,
çıkış stratejisi ve projenin ilerlemesi gibi faktörleri, göz önünde bulundurmak önemlidir.
Bir yatırımının iş ve finansal modelini incelerken,
genel fikir; yatırımın nasıl gelir veya getiri sağlayacağını anlamaktır.
Bu sebeple uzman kişilerce hazırlanması, çalışılması gerekmektedir.
Yatırımın hangi sürede kendisini geri ödemesini farklı senaryolarda çalışıp,
en kötü senaryo için bile hazırlıklı olmak gerekmektedir.
Genellikle, başka girdiler ve garantiler yok ise;
yatırımın geri dönüş süresi ne kadar uzunsa, risk o kadar yüksek olabilir.
Yatırımın hedeflediği pazarı da değerlendirmek gerekecektir.
Örneğin; belirli bir mahsulü yetiştiren
anahtar teslimi bir tarımsal plantasyona yatırım yapacaksanız;
o mahsul için artan bir talep olup olmadığı araştırılmalıdır.
Ayrıca; yatırımınızdan çıkıp, likidite etmek istediğinizde,
yeniden satış piyasası olup olmadığını bilmeniz önemlidir.
Bir yandan da;
yatırım yapacağınız projenin geliştirme ekibinin tecrübe düzeyi de
aynı ölçüde riski etkilemektedir.
Tecrübesi olmayan bir proje geliştiricisi ile çalışmak, yüksek risk içerir.
3. İşlem Riski
Uluslararası düzeyde yatırıma karar verirken,
işlem yönünden yatırım uygunluğuna dair odaklanılması gereken alanlar;
bankacılık işlemleri, sözleşme yönetimi, yatırım yapılacak para cinsi ve yatırımcının yanı sıra;
ülkenin işlemsel kredibilitesi ve itibarı alanlarıdır.
Sözleşmelerin hukuka uygunluğu ve dili, profesyonel uzmanlarca yönetilmelidir.
Hakların tasviri ve korunması önemliyken,
özellikle yerleşik bankacılık ve döviz transfer sistemlerine sahip
gelişmiş ülkelere yatırım yapmak, ve/veya bu ülkelerden para taşımak daha kolaydır.
Genel olarak;
bankacılık ve döviz transfer sistemlerinin tam olarak kurulmadığı
gelişmekte olan ülkelere para transferi yapmak daha karmaşıktır ve
daha pahalı ve riskli olmaktadır.
Prosedürün net olması,
sadece yatırım yaparken değil; aynı zamanda yatırım sonrası, ülkeden çıkarken de önemlidir.
4. Farklı Yatırım Kategorileri Riski
Yatırım yapacak şirketin iştahı bu konuda belirleyici olacaktır.
Örneğin; yenilenebilir enerji projesi yatırımlarında,
proje inşaat öncesi aşamadaysa yüksek riskli olarak kabul edilebilir.
Burada yapılacak yatırım daha düşük, ancak; olası kar, riskle beraber, yüksek olacaktır.
Öte yandan;
inşaata hazır olan bir yenilenebilir enerji proje yatırımı,
düşük riskli olarak kabul edilebilir.
Burada da yatırım maliyeti yüksek olacaktır.
5. Çevresel ve İklimsel Risk
Reel projelerin riskleri hesaplanırken;
yatırım yapılacak ülke ve yerin iklim koşulları değerlendirilmelidir.
Yatırım yapılan ülke veya bölgede,
ne tür doğal afetlerin yaygın olduğu konusunda iyi bir fikre sahip olmak, önemlidir.
Örneğin; tarıma yatırım yaparken,
çiftlik alanında kuraklık veya orman yangınlarının olup olmadığı ile ilgilenmelidir.
İnşaat işlerinde, ülke kış koşulları ağır ise;
ona göre planlama ve projelendirme yapılması, elzemdir.
Yenilenebilir enerji kaynakları alanında ise;
kaynakların değerleri, net olarak bilinmelidir.
Risklerin farkında olmak ve bunları uzman kadrolarca yönetebilmek, sanat gibidir.
Zamansız ve çok kıymetli...