Marsbahis
deneme bonusu veren siteler
Holiganbet
casibom
jojobet
ankara escort
escort eryaman
Fapjunk.com
alanya escort bayan
Bugun...



Türkiye'nin üretimi ve ihracatında dünya lideri olduğu kuru incirde, yeni çeşitlerle büyüme hedefiyle yürütülen Ar-Ge çalışması; 'Siyah orak' ile ilk meyvesini verdi


facebook-paylas
Güncelleme: 24-03-2025 03:10:46 Tarih: 04-03-2025 14:19

Türkiye'nin üretimi ve ihracatında dünya lideri olduğu kuru incirde, yeni çeşitlerle büyüme hedefiyle yürütülen Ar-Ge çalışması; 'Siyah orak' ile ilk meyvesini verdi

 

 

Büyük çoğunluğu Aydın ve İzmir'de yetişen Sarılop cinsi kuru incir;

Türkiye'ye her yıl, ortalama 70 bin ton ihracat karşılığı

300 milyon dolar döviz kazandırıyor.

 

Amerika, Avrupa ve Uzakdoğu ülkelerinden gelen talebin

her geçen yıl arttığı kuru incirin;
ülke ekonomisine katkısını artırmaya odaklanan K.F.C. Gıda,

siyah incirleri de ihracat kervanına katmak üzere;

2015 yılında Ar-Ge çalışması başlattı.

 

TÜBİTAK Projesi kapsamında;
Tarım ve Orman Bakanlığı

Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü'ne (TAGEM) bağlı

Erbeyli İncir Araştırma Enstitüsü,

Ege Üniversitesi ve İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü ortaklığıyla yürütülen projeyle;
gen kaynağı Anadolu'da bulunan, 200'e yakın incir çeşidi araştırıldı.

 

Endüstriyel olarak tarımı yapılmayan bu çeşitler içinde;

sağlığa faydalı bileşikler içeren,

hastalık ve zararlılara dayanıklı ve kurutulmuş olarak tüketilebilen çeşitler

laboratuvarda analizlere tabi tutuldu.

 

Araştırma sonucu;
"Siyah orak" olarak bilinen çeşidin, diğer türlere göre;

daha yüksek polifenol ve antioksidan aktivite içerdiği,

özellikle ürüne rengini veren "antosiyanin" pigmentinin;

antidiyabetik, antikanserojen, antienflamatuvar, antihipertansif ve antimikrobiyal

etkilerine ilişkin, çok sayıda bilimsel veri bulunduğu belirlendi.

 

K.F.C. Gıda'nın İzmir'in Bergama ilçesinde oluşturduğu bahçede,

organik olarak; deneme üretimleri yapılan Siyah orak incirinin,

küf kaynaklı aflatoksin benzeri oluşumlara,

diğer çeşitlere göre; daha dirençli olduğuna ilişkin veriler de elde edildi.

 

Laboratuvar çalışmalarıyla, üstün özellikleri ortaya konan bu çeşidin;
Kuzey Ege coğrafyasında yaygınlaştırılması için

doku kültürü yoluyla, fidan üretimine başlayan K.F.C. Gıda;
yüksek ihracat potansiyeline sahip Siyah orak için

sözleşmeli modelle, yetiştiricilik çalışması başlattı.

 

K.F.C. Gıda Yönetim Kurulu Başkanı Birol Celep,

grup olarak; 2 fabrikadaki,

yaklaşık 1200 çalışanla 63 ülkeye;

yılda ortalama 100 milyon dolarlık

kurutulmuş meyve ve domates ile

biber turşusu ihraç ettiklerini belirtti.

 

ABD ve Çin ofisleriyle,

bu pazarlarda büyüme hedefi koyduklarını;
kurdukları Ar-Ge merkeziyle,

geleceğin atıştırmalık ürünlerini geliştirmek için

çalıştıklarını ifade eden Celep,

bu kapsamda; kuru incirde,

ihracatı orta vadede önemli ölçüde artıracak bir projeye

imza attıklarını kaydetti.

 

Türkiye'nin, kuru incir ihracatının tamamına yakınını;

Aydın ve İzmir'de yetişen Sarılop çeşidi incirlerle yaptığını aktaran Celep,
en önemli pazarlardan biri olan ABD'de;
"Black mission" çeşidi siyah kuru incirlerin, önemli paya sahip olduğunu,

Türk firmalarının; siyah kuru incir pazarından pay alamadığını ifade etti.

 

Black mission çeşidine rakip olabilecek incirlerin tespiti için

enstitü ve üniversitelerle bilimsel bir çalışma yaptıklarını aktaran Celep;
laboratuvar testleri ve bahçe deneyleriyle,

Siyah orak çeşidinin üstün özelliklerini tespit ettiklerini kaydetti.

 

Antioksidan değerinin yüksek olması ve

şeker oranının daha düşük olmasının, Siyah orak çeşidini;
Amerika ve Asya Pasifik pazarında, iddialı hale getirdiğini söyleyen Celep;
aflatoksin dayanıklılığına ilişkin verilerin de umut verici olduğunu kaydetti.

 

Siyah orak kuru incirinin,

orta ve uzun vadede kuru meyve ihracatı içinde önemli bir paya ulaşacağını;
bunu, üreticinin ortaklığıyla başarabileceklerini dile getiren Celep;

sözleşmeli üretim modeliyle,

özellikle; İzmir'den Çanakkale'ye uzanan Kuzey Ege coğrafyasında,

bahçeleri yaygınlaştırmak istediklerini bildirdi.

 

Doku kültürü yöntemiyle;
yaklaşık 1000 dönüm üretim alanına dikilebilecek fidan yetiştirdiklerini,

bunun her yıl katlanarak artacağını aktaran Celep;

üreticilerin, Bergama'daki deneme bahçesinde ürünü görebildiğini;
rakamsal ve ölçülebilir verilerle karşılaştırma yapabildiğini söyledi.

 

Celep, şöyle konuştu:

 

"Bunu, yeni bir oyuncunun sahaya çıkması gibi değerlendirmek lazım.

Hep birlikte, üreticilerimizle hayata geçirmeyi planlıyoruz.

Çok değerli hocalarımızın referansları, teknik bilgileri,

Erbeyli Enstitüsü'nün verileri ve bizim, 63 ülkedeki 31 yıllık tecrübemizle

entegre bir yapıyı hayata geçiriyoruz.

 

Biz, çiftçiye empati kurarak; şunu söylüyoruz.

Size; fidanımızı, her türlü teknik bilgisini verelim, üreteceğiniz malı alalım.

Alırken, Tariş rakamlarıyla bir fiyat oluşumu söz konusu olsun.

Bunun başlangıç aşamasında, sizden fidanlarımız için bedel talep etmeyelim.

Bedeli, ürününüz geldiği sürece ödeyin.

Yani, biz; finansman desteği, maliyet, teknik destek, hepsine varız.

 

Şimdi ben, bir üretici olarak baktığımda;
böyle garantili bir ürünü, uzun vadeli arazime 
ekebileceksem;
bu benim için bir değer.

Bugün için de bir değer, yarın çocuklarım, torunlarım için de bir değer."

 

Proje bilim heyetinde görev alan

Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi

Prof. Dr. Fatih Şen ise;
deneme bahçesinden alınan ilk sonuçların

umut verici olduğunu,
üreticilerin de bu ürüne

ilgi göstermesini beklediklerini belirterek;
gelecek 10 yılda, farklı bir noktada olunacağını aktardı.

 

Siyah oraktaki toplam fenol içeriğinin,

oldukça yüksek olmasının;

bu çeşidin dünyada tanınmasını artıracağını dile getiren

Prof. Dr. Şen, şu bilgileri verdi:

 

"Özellikle tüketiciler açısından;
besin içeriğindeki farklılıklar nedeniyle,

fonksiyonel gıda gibi tanımlanmasına bağlı olarak da

bu ürüne talep artacak.

 

Üreticiler de bu ürünü üretmeye başlayacak.

Çünkü, sonuçta; üretici için karlı, sürdürülebilir bir üretim önemli.

Daha çok başındayız, ürün elde etmeye başlandığında;
üreticilerin 
arasında bunun daha yaygınlaşacağını düşünüyoruz.

 

İhracatçı bir firmanın bu ürüne sahip çıkması, önemli.

Şu anda zaten; yurt dışında bu ürünle ilgili

birtakım tanıtım faaliyetleri ve taleplerin olduğunu biliyoruz.

 

Ürünlerin bir kısmı; yurt dışındaki fuarlara, tedarikçilere gönderildi.

İhracata hız kazandırıp, bu ürünü iç ve dış piyasada tanıttığımızda;
bu ürün, Sarılopun 
daha üstü bir fiyatla alıcı bulacak.

 

Bu, Sarılop bahçeleri sökülecek anlamına gelmiyor.

Siyah orak; yeni üretim alanları içinde ve ihracat içinde,

belli bir orana sahip olacak."

 

İYTE Gıda Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi

Prof. Dr. Ahmet Yemenicioğlu da

laboratuvar çalışması sonucu;
Siyah orak türü incirin,

diğer türlere göre yüksek antioksidan içerdiğini,

ürüne rengini veren "antosiyanin" pigmentinin

antidiyabetik, antikanser, antienflamatuvar ve

antimikrobiyal etkilerine ilişkin,

çok sayıda araştırmanın bulunduğunu kaydetti.

 

Yemenicioğlu, şunları söyledi:

 

"Bu siyah incirin üzerinde

bu kadar durulmuş olmasının en büyük nedeni;
sağlık etkisi yönünden,

çok sıra dışı beklentiler içinde olmamız.

 

Çünkü; biliyorsunuz incir meyvesi,

zaten; süper meyve kabul ediliyor.

Bunun da en önemli nedeni;
incirin içerdiği, pektin adlı hidrokolloid.

 

Bu; mide, bağırsak hareketi sağlayarak;
insanların 
sindirim sisteminin, daha sağlıklı çalışmasını sağlayan;
suda çözünür bir diyet lifi ve eşsiz bir diyet lifi. 

 

Kolesterol gibi sağlığa zararlı maddeleri bağlıyor ve

mide bağırsak hareketini tetikliyor.

 

Siyah orak incirinde; pektin yanında, aynı zamanda;
antosiyanin denen renk maddeleri, doğal antioksidan maddeler var.

Oldukça yoğun düzeyde, bu maddeleri içeriyor.

 

Dolayısıyla, mide bağırsak hareketi dışında;
antikanserogenik, antioksidan etki,

kalp damar hastalıklarına karşı koruma gibi etkileri de

bu meyvenin diyete dahil edildiğinde, sağlayabileceği düşünülüyor."

 

Bu incir çeşidinde; deneme bahçesinden alınan ürünlerde,
aflatoksin oluşumunun, sarılop cisine göre;
çok daha az olduğunun görüldüğüne de işaret eden Yemenicioğlu,

bu konuda bilimsel çalışmaların sürdüğünü;

Siyah oraktaki renk maddelerinin,

meyveyi küfe karşı koruduğu yönünde, değerlendirmelerin bulunduğunu ifade etti.

 

Prof. Dr. Yemenicioğlu;
siyah orağın, 10 yıl içinde;
kuru incir üretimini, 70 bin tonlardan 100 bin tonlara doğru götürebileceğini,

ihracat için yeni bir kuvvet çarpanı olacağına inandığını da sözlerine ekledi.

 

 

 







Etiketler :

FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER GIDA Haberleri

Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ
HABER ARA