![]() |
Tweet |
Akademi ve iş dünyası arasındaki kopukluk, derinleşiyor
Her yıl binlerce genç, diplomalarını alarak;
iş dünyasına adım atıyor.
Ancak; işverenler, giderek daha yüksek sesle
mezunların, iş dünyasına yeterince hazır olmadığını dile getiriyor.
Türkiye ekonomisinin hala;
büyük ölçüde, emek yoğun bir yapıya sahip olması,
nitelikli iş gücüne olan ihtiyacı, daha da artırıyor.
Fakat, üniversite eğitimi;
iş dünyasının beklentileriyle örtüşen yetkinlikleri kazandırmakta, yetersiz kalıyor.
Stratejik Yönetim Danışmanı, Eğitmen ve Yazar Canan Duman,
bu uyumsuzluğa dikkat çekerek;
eğitim sisteminin, iş dünyasına entegre olması gerektiğini vurguluyor.
Duman;
artık, sadece akademik bilginin değil;
stratejik düşünme, adaptasyon ve iletişim becerilerinin
temel gereklilikler haline geldiğine, işaret ediyor.
Mezunların, iş piyasasına giriş sürecinin; giderek zorlaştığını belirten Duman,
gençlerin yalnızca teorik bilgiyle değil;
pratik beceriler ve sektörel deneyimle donatılması gerektiğini, ifade ediyor.
Genç işsizlik ve akademik yetersizlik arasındaki bağlantı
Türkiye’de iş gücü piyasasının, eğitimle uyumsuzluğu; rakamlara da yansıyor.
TÜİK’in Nisan 2025 verileri;
genç işsizlik oranının %15,7,
genç kadınlar için ise; %23,7 seviyesinde olduğunu gösteriyor.
Geniş tanımlı işsizlik oranı ise; %32,2,
yani; resmi işsizlik verisinin çok üzerinde.
Daha çarpıcı olan,
işverenlerin yaklaşık %70’inin; yeni mezunları, iş dünyasına hazır bulmaması.
Canan Duman;
gençlerin, istihdam sürecinde yaşadığı bu krizin temelinde;
bilgi ile beceri arasındaki uçurumun olduğunu, belirtiyor.
Eğitim sistemleri, mezunlara; akademik içerik sunarken,
iş dünyasının talep ettiği;
problem çözme, stratejik düşünme ve pratik uygulama becerilerini
yeterince kazandıramıyor.
Üniversite eğitiminin cazibesi azalıyor!
Son beş yılın YKS başvuru verileri, gençlerin;
üniversite eğitiminin istihdam garantisi sağlamadığı gerçeğiyle yüzleştiğini gösteriyor.
Başvurularda, keskin bir düşüş var:
Özellikle; 2025’te yaşanan bu düşüş, Türkiye’de gençlerin;
üniversite eğitiminin, işe girişte avantaj sağlamadığına dair farkındalığının;
arttığını, ortaya koyuyor.
Canan Duman;
gençlerin, eğitim sistemine olan güveninin sarsılmakta olduğunu belirtiyor ve
eğitim kurumlarının, bu gerçeği göz ardı edemeyeceğini ifade ediyor.
"Artan eğitim maliyetleri,
yüksek işsizlik oranları ve
yurt dışı seçeneklerinin cazibesi;
Türkiye’de, eğitim ve iş gücü piyasasında; büyük bir dönüşüm yaratıyor.
Gençler, artık; üniversite diplomasının, tek başına yeterli olmadığını görüyor."
İş dünyası, mezunlardan ne bekliyor?
Türkiye ekonomisinin, hala;
emek yoğun bir yapıya sahip olduğunu belirten Canan Duman,
yüksek nitelikli beyaz yakalı iş fırsatlarının sınırlı olduğunu;
buna karşılık, sanayi ve üretim gibi sektörlerde,
vasıflı iş gücü açığının arttığını vurguluyor.
İşverenler, artık yalnızca akademik başarıya değil;
mesleki kavramlara hakimiyet,
teoriyi uygulamaya aktarabilme,
takım çalışması,
etik sorumluluk,
küresel etkiyi değerlendirme,
problem çözme yetkinliği,
iletişim becerisi ve sahiplenme zihniyetine odaklanıyor.
"İşverenler artık, statik akademik başarıları değil;
uyarlanabilir ve hızlı karar alabilen bireyleri arıyor.
Gençler, teknolojiyle iç içe geçmiş yeni çalışma modellerine;
hızla adapte olmalı.
Eleştirel düşünme, iletişim becerisi ve bilginin uygulanması;
artık, pazarlık konusu değil; zorunluluk!" diyor.
Eğitim modeli, kökten değişmeli!
Akademi ve iş dünyasının daha uyumlu hale gelmesi için
radikal değişimler gerekiyor.
Canan Duman’ın önerdiği dönüşüm adımları, şu şekilde:
Üniversiteler, müfredatlarını;
doğrudan, iş dünyasının beklentileriyle uyumlu hale getirmeli.
Staj ve proje bazlı öğrenme zorunlu hale gelerek;
gençlerin, iş dünyasına adım atmadan önce
pratik deneyim kazanmaları sağlanmalı.
İş dünyası, yalnızca diplomaya değil;
beceri ve adaptasyon kapasitesine göre işe alım yapmalı.
Akademi-iş dünyası iş birlikleri güçlendirilerek;
işverenler, müfredat geliştirme süreçlerine doğrudan katkı sunmalı.
Canan Duman,
iş dünyasının eğitim reformunda daha aktif rol alması gerektiğini belirterek;
şu çağrıyı yapıyor:
"İş dünyası, artık; sadece iş gücü bekleyen bir yapı olmaktan çıkmalı.
Bitirme okulları, proje bazlı stajlar ve akademi-iş dünyası ortak programları,
gençlerin iş hayatına entegrasyonunu hızlandıracak."
Türkiye, eğitim reformu yapmazsa; küresel rekabet gücünü kaybedebilir
Türkiye, geleceğin iş dünyasına yön verecek gençleri yetiştirmek istiyorsa;
eğitim sistemini, köklü bir şekilde reforme etmek zorunda.
Mezuniyet; artık,
bilginin değil; yetkinliğin göstergesi olmalı.
İş dünyasının dinamik yapısına uyum sağlayamayan mezunlar,
kariyerlerine sağlıklı bir başlangıç yapamıyor.
Akademi ve iş dünyası arasındaki kopukluk çözülmediği sürece;
genç işsizlik oranları, artmaya devam edecek.
Canan Duman,
sürecin ertelenemeyeceğini vurgulayarak;
Türkiye’nin, eğitim sistemini;
iş dünyasına doğrudan entegre etmek zorunda olduğunu, belirtiyor.
Duman,
üniversite eğitiminin; artık, yalnızca akademik bir çerçevede değil;
gençleri, küresel rekabet gücü yüksek bir şekilde;
iş dünyasına hazırlayacak nitelikte olması gerektiğini vurguluyor.
Eğitim ve iş gücü piyasası arasındaki uyumsuzluk;
artık, sadece bireysel kariyerleri değil;
Türkiye’nin ekonomik geleceğini de doğrudan etkiliyor.
Canan Duman;
eğitim reformunun, artık ertelenemeyeceğine ve
köklü değişimlerin gerekliliğine dikkat çekiyor.