Tweet |
Dünya Ticaret Örgütü verilerine göre;
küresel ticaret hacmi, 32 trilyon doların üzerinde.
Dünyanın bir ucunda üretilen ürün,
başka bir uçta müşteri bulabiliyor.
Türkiye de dünya ekonomisine entegre olmuş ülkelerden biri.
250 milyar doların üzerinde ihracatı ile dünyanın dört bir yanına ürün satıyor.
Bununla birlikte;
küresel ticaret ağı her geçen gün büyürken,
şirketler herhangi bir sıkıntı anında; tedarikçi bulmakta çok zorluk çekmiyorlar.
Herhangi nedenle tedarik zincirinin dışında kalmak ise;
şirketler için dönülmez olumsuz sonuçlar doğurabiliyor.
Küresel tedarik zincirini;
pandemi, savaş ve siyasal olaylar dışında,
dünyada en çok kesintiye uğratan olay ise; endüstriyel yangınlar.
2023 yılında; yaklaşık, 4 bin endüstriyel yangın kaynaklı
tedarik zinciri kesintisi meydana gelirken;
kimya, teknoloji ve otomotiv sanayi en çok etkilenen sektör oldu.
Türkiye’nin en ilk ve tek endüstriyel itfaiye hizmeti veren şirketi
Falckon Genel Müdürü Anıl Yamaner,
fabrika yangın ve patlamaların,
doğrudan ekonomik hasarlara yol açmasının yanı sıra;
iş kesintisi ve itibar kayıpları gibi
diğer dolaylı kayıplara da neden olduğunu söyledi.
Yamaner;
‘’Avrupa'da endüstriyel yangınlar;
yılda ortalama, 5 milyar avroluk ekonomik kayba neden oluyor.
Türkiye’de ise; yer yıl yaklaşık 1500 endüstriyel yangın oluyor.
Bunların bina, ekipman vs kaybı;
yıllık 250 milyon avro’nun üzerinde.
Bu hasar hesabına,
itibar kayıpları ve müşteri kaybı bedelleri dahil değil’’ dedi.
Endüstriyel yangınların yaklaşık yüzde 20’sinin,
kimya sektöründeki sanayi şirketlerinde gerçekleştiğini ifade eden Yamaner,
büyük yangınlar sonrasında, kurumların yeniden faaliyete geçmesinin
uzun zaman aldığını belirterek;
‘’ Büyük yangınlar, aynı zamanda; müşteri kaybetmek demektir.
Tedarik zincirinden koptuğunuz anda, şirketin geleceğini de kaybedersiniz.
Hiçbir sigorta firması, kaybettiğiniz müşterinizi karşılamaz.
Dünyada, bu şekilde iflasa sürüklenen,
çok sayıda dev şirket var’’ uyarısında bulundu.
Endüstriyel yangınlar konusunda,
Türkiye’de yeterince farkındalık oluşmadığını ifade eden Yamaner,
'‘Özellikle; hidrokarbon malzemeleri
taşıyan, işleyen ve depolayan kimya endüstrileri
yangın ve patlama riski ve yangının neden olduğu çeşitli hasarlar açısından
potansiyel olarak; risk altında.
Bu yangınlar;
insan ölümlerine, ciddi yaralanmalara,
ekipman hasarından kaynaklanan mali kayıplara ve
üretim faaliyetinin aksamasına,
iş kaybına ve bazen çevreye onarılamaz zararlara neden olabilir.
Ayrıca; sigorta primleri gibi diğer maliyetler de artmakta.
Bu nedenle,
özellikle; kimya, petrol ve doğal gaz endüstrilerinde
tehlike faktörlerinin ve bunları kontrol etme yollarının belirlenmesi, çok önemli.
Petrol ve gaz endüstrilerindeki şirketler,
sermaye maliyetinin yüzde 15 ila yüzde 30'unu;
bu nedenle, güvenlik ve kirliliğin önlenmesine harcamakta’’ diye konuştu.
Yangın felaketiyle karşılaşan şirketlerin,
yüzde 60’nın iflasa sürüklendiğini ifade eden Yamaner;
Avrupa Birliği’ndeki tüm yangınların yüzde 6.2’sinin,
konut dışı endüstriyel yangınlar olduğuna dikkat çekerek;
‘’Türkiye, bölgesinin; en büyük üretim merkezlerinden ve
yüz milyarlarca dolarlık ihracatı var.
Dev sanayi şirketlerimiz var.
Bunlar ülkemizin lokomotifi.
Bu şirketleri, her türlü risklerden korumalıyız.
Son yıllarda; dünyada yangınlardan sonra batan şirket haberlerini,
sıkça okumaya başladık.
Bu nedenle; en büyük risklerden biri olan yangına karşı,
sanayi tesislerimizi koruma altına almalıyız.‘’ diye konuştu.
Her yangının uzmanlığının farklı olduğunu,
türüne özgü bilgi ve beceri gerektiğini ifade eden Yamaner;
‘’Farklı yangınlarla mücadele edebilmek için
farklı uzmanlıklara sahip ekiplerin olması ve
gerektiğinde koordineli bir şekilde çalışabilmeleri, önemlidir.
Orman yangınları, geniş alanları kapsayan ve hızlı yayılan yangınlardır.
Bu tür yangınlarla mücadelede, arazide ilerleyebilen ve
hava araçları ile koordineli çalışabilen özel ekipmanlar ve taktikler gerekli.
Konut yangınlarında insanların tahliyesini sağlamak ve
yangının yayılmasını önlemek; öncelikli önem taşır.
Belediyeler, bu alanda eğitimli ve tecrübeli ekiplere sahiptir.
Endüstriyel yangınlar ise;
fabrikalar, üretim tesisleri ve kimyasal tesisler gibi yapılarda
meydana gelen yangınlardır.
Bu tür yangınlarda;
yangına neden olan maddeyi ve
üretim prosesini göz önünde bulundurmak ve
tehlikeli kimyasallara karşı gerekli önlemleri almak, gerekir.
Amaç; olabildiğince hızlı bir şekilde, üretime devam etmeyi sağlamaktır.
Bu alanda uzmanlaşmış ekipler;
yangının kontrol altına alınması ve
tesislerin zarar görmesinin en aza indirilmesi için
özel bilgi ve becerilere sahiptir.
Endüstriyel tesislerde, ilk 3 dakika doğru müdahale edemezsiniz,
yangını söndüremezsiniz.
İşte; Falckon, ülkemizde bu beceriye sahip;
tek endüstriyel itfaiye kuruluşudur.
İSO 500 listesinin ilk 10’unda bulunan 2 dev sanayi kuruluşu dahil;
listedeki 6 şirket de Falckon’dan hizmet alıyor.
300’ün üzerindeki itfaiyecimizle;
sanayi tesislerinde 7X24 yangın çıkmasını engellemek,
can ve çevre güvenliğini temin etmek ve de
iş devamlılığını sağlayabilmek amacıyla, hizmet veriyoruz.
Bu kapsamda;
sanayi kuruluşları için yangınla mücadele hizmeti,
yangın eğitimi ve yangın danışmanlığını kapsayan,
entegre bir hizmet veriyoruz.
Bu tesislerde çalışanların ve üretimin,
yangınlardan etkilenmemesi için tüm tesisi;
uluslararası standartlarda hazır hale getiriyor ve koruyoruz.
İSO 500 içindeki sanayi kuruluşları, yangın tehlikesine karşı tedbir almalı.
Önemli ve öncelikli olan, yangını söndürmek değil; yangının çıkmasını önlemek.‘’ dedi.