Tweet |
Merkez Bankası’nın faiz indiriminin,
emlak ve gayrimenkul piyasasına yansımaları merak ediliyor.
Konut kredilerinde, 2025’in ikinci yarısından itibaren düşüş beklendiğini belirten
Emart Gayrimenkul kurucusu Arzu Turan, buna bağlı olarak;
fiyatlar artışa geçmeden önce alım yapanların, daha kazançlı çıkacağını vurguladı.
''Merkez Bankası’nın 250 baz puanlık faiz indirimi,
gayrimenkul sektöründe kredili satışları çok hızlı şekilde artırmasa da
geleceğe dair; yol haritasını belirledi, diyebiliriz.
Mevduat faizlerinin de güncellenmesi ve
faizlerdeki indirim sürecinin devam edeceği öngörüsü,
yatırımcıların farklı araçlara yönelmesini de beraberinde getirecek.
Emlak piyasasını, yakın gelecekte;
çok hareketli günlerin beklediğini söyleyebiliriz.
Gelecek aylarda konut kredilerinde de düşüş beklentisi;
gözlerin, gayrimenkul sektörüne çevrileceği anlamına geliyor.
Ama; hala likidite ihtiyacı var ve nakit sıkıntısı devam ediyor.
Bu da beraberinde fırsatları getirecektir.
Merkez Bankası’nın uzun süre sonra yaptığı faiz indirimi,
insanların krediye ulaşması ve nakit ihtiyacını karşılaması için
henüz çok yeterli değil.
Krediye ulaşamayıp paraya ulaşmak isteyenler,
genelde; mülk satışına yönelebiliyor.
Ödemelerini uzun süredir sürekli erteleyen şahıs veya işletmeler,
çözüm noktasında alternatifsiz kalıyor.
Dolayısıyla; mecburi satışlar, fırsatları da beraberinde getirecek.
Parası olan için tam alım zamanı,
çünkü; konut kredilerinde henüz bir düşüş gerçekleşmediği için
fiyatlar artışa geçmiş değil.
Dolayısıyla; faizler düşüşe geçmeden ve fiyatlar artmadan,
bir an önce; alım yapmak isteyenler piyasaya çıkıyor.
Diğer yandan; kredili satışlardaki artış için biraz daha beklemek gerekecek.
Faiz indirimlerinin sürmesi ve
bunun yansımalarının konut kredilerine etkisi,
2025 yılının 2. yarısına doğru gerçekleşecek gibi görünüyor.
Bu da; satışların ve fiyatların artmasını beraberinde getirecek.
Yılın ilk 6 ayında, fiyatların sabit kalacağını düşünüyoruz.
Sektörde son 3 aya baktığımızda;
genelde, ihtiyaçtan satışların ağırlıkta olduğunu görüyoruz.
Bu satışlar; genelde, değerinin altında gerçekleşiyor.
Alıcılar, peşin parayla alım yapmayı tercih ediyor.
Yılın ikinci yarısından itibaren;
parametreler, biraz tersine dönmeye başlayacak diyebiliriz.
Satıcılar, güncel değerin üzerinde fiyat taleplerinde bulunacak;
alıcılar, nakit yerine kredili alıma yönelecek.
Ekonomideki stabilite, kira fiyatlarına da yansımaya başladı.
Yakın geçmişte, başka ev bulamayacağı için
ev sahibinin astronomik artışlarını kabul etmek zorunda kalan kiracılar;
şimdi, daha çok alternatife sahip.
Örneğin;
100 bin TL kira ödeyen bir kiracıdan,
ev sahibi sözleşme yenileme için 160 bin TL talep ettiyse;
kiracı, aynı sitede 130 bin TL’ye farklı bir ev bulup; oraya taşınabiliyor.
Yeni çıkan kiralık ilanları,
aynı bölgedeki benzer konutların kira artışında gelinen rakama göre;
daha cazip kalabiliyor.
Ayrıca; bir sonraki yılın kira artışı,
bu yılınkinin üzerinden belirleneceği için
kiracı, her türlü daha avantajlı oluyor.
Dolayısıyla; kira piyasasındaki balon da sönmeye başladı.
Biliyorsunuz; geçtiğimiz günlerde,
sosyal medyada ortaya atılan bir iddiayı; MASAK yalanladı.
Bu iddiaya göre;
banka ATM’sinden bile para yatırırken,
paranın kaynağını açıklamak gerekecek denildi.
Şu an için olmasa da;
gelecekte, bankalara yatırılan paraların kaynağının
daha ciddi şekilde sorgulanma ihtimali; yastık altındaki parayı,
taşıt ve gayrimenkul gibi alımlarda kullanırken; sorunlar çıkarabilir.
Örneğin,
İngiltere’de veya ABD’de bir mülk alacağınız zaman;
paranız, 10 yıldır bankada olsa bile;
o paranın, bankaya hangi kaynaktan geldiği sorgulanabiliyor.
Türkiye’de bu kontrollerin sıkılaşması;
beraberinde, kişilerin yastık altı birikimlerini
resmi yollardan sisteme sokması ihtiyacını getirebilir.
Bu durumda en çok tercih edilen yatırım aracı; gayrimenkul olacaktır,
çünkü; bankalardaki mevduat faiz oranları, düşüşe geçmiş durumda.
Ülkemizde; gayrimenkul yatırımları,
her zaman en çok kazandıran araç olmuştur ve olmaya da devam edecektir.
Mülk yatırımlarından söz ettiğimizde;
çok uzun yıllardır, en iyi yatırım aracı; arsa ve bu hiç değişmeyecek.
Artık; büyük fonların da büyük kısmını,
gayrimenkuller oluşturmaya başladı.
Depremler, covid, krizler gibi olağanüstü durumlar,
arsayı daha da değerli hale getirdi.
“En kötü; kendi arsama bir tiny house koyar,
kendi yiyeceğimi yetiştirir, yaşamaya devam ederim” diyenler;
ulaşılabilir rakamlardaki tarla ve arsalara, yönelmeye devam ediyor.
Ayrıca; işyeri ve dükkan yatırımı da
konut yatırımına göre; daha güvenli bir liman olarak görülüyor.
Kiradaki evinize, kiracınız iyi bakmayabilir ama;
dükkan veya işyeri, bir kiracının ekmek teknesi olduğu için
oraya, her türlü iyi bakmak zorunda.
Dolayısıyla;
hem aynı metrekarelik yerinizden, konuta göre daha yüksek kira getiriniz oluyor;
hem de mülkünüz daha güvende duruyor.''