Tweet |
Türk Plastik ve Ambalaj sektörlerinin en önemli üretim merkezlerinden İzmir,
Pack Fair Türkiye - Ambalajlama ve Paketleme Fuarı ile
önemli bir buluşmaya ev sahipliği yaptı.
Ege Plastik Sanayicileri Derneği’nin (EGEPLASDER) de kurumsal destekçisi olduğu fuarda,
sektör temsilcisi firmaların sahipleri ile
ara işgücü olarak sektöre katılmayı hedefleyen gençler, bir araya geldi.
Fuara ilişkin değerlendirmelerde bulunan
EGEPLASDER Yönetim Kurulu Başkanı Şener Gençer,
Bornova Mazhar Zorlu Plastik Endüstri Meslek Lisesi ile
Ege Üniversitesi Ege Meslek Yüksek Okulu Polimer Teknolojileri programı öğrencileri ile
derneğin standında buluştu.
Sektörde yaşanan ara işgücü eksikliğini,
her fırsatta dile getirdiklerini vurgulayan Gençer,
“Lisede ve üniversitede,
polimer ve plastik üzerine eğitim gören tüm gençlerimizi
istihdam etmeye hazırız.
Firmalarımıza, çok sayıda genç mühendis başvuruyor.
Ancak; bu kadar çok sayıda mühendisin olmasının yanlışlığı bir yana;
onları istihdam edecek firmalarımız da yok.
Ancak; kalıp çekecek, enjeksiyon yapacak, şişirme yapacak,
hammadde işleyecek genç işgücüne çok ihtiyacımız var.
Bu gençlerimize ödediğimiz ücretler,
mühendislere ödenen maaşların da üzerinde.
Adeta; yetişmiş gençlerimiz bir yerlere gitmesinler diye,
gözlerinin içine bakar olduk” dedi.
Lise ve meslek yüksek okulu seviyesinde eğitim alarak,
sektöre ilk adımını atan gençlerin;
okulu bırakmamaları ve başka bölümlere geçmemeleri için
okul yönetimleri ile sıkı diyalog kurduklarını sözlerine ekleyen Gençer;
İzmir ve Ege Bölgesi’nin, plastik başta olmak üzere;
petrokimyanın tüm alt bileşenlerinde yoğun bir üretim yaptığını hatırlattı.
Türkiye’nin acil olarak sanayi envanteri ile uyumlu ve
tüm sektörlerin uzun vadeli insan kaynağı ihtiyacını gözeten
bir planlama yapması gerektiğine dikkat çeken EGEPLASDER Başkanı Şener Gençer,
şu değerlendirmeyi yaptı:
“Türkiye’de 200’ün üzerinde üniversite var.
Bu okullardan her sene,
yüz binlerce gencimiz mezun olarak, işgücüne katılıyor.
Bu evlatlarımız, en az dört sene süre ile
ana babalarının dişlerinden artırdıkları paralarla okuyup, mühendis oluyorlar.
Ancak; bizim ülke olarak, bu kadar mühendise ihtiyacımız kesinlikle yok.
O nedenle; mühendis gençlerimizi marketlerde kasiyer olarak görüyoruz.
Bu durum, akıl almaz derecede büyük para ve insan kaynağı israfıdır.
Kendimizi ve bu gençlerin ailelerini kandırmaya,
onları sanal beklentilere sokmaya, gerek yok.
Üniversite bitirdim diye eline diplomasını alan, karşımıza dikiliyor,
‘Ben ne zaman müdür olacağım’ sorusunu sormaya başlıyor.
Ortalığa dökülen milyonlarca gencimiz iş bulamazken;
biz, vızır vızır ara işgücü arıyoruz.
Bugün, dünyada ekonomisi ve kalkınmışlık düzeyi ile
marka olmuş ülkelerin istisnasız hepsinin ortak özelliği;
ara işgücüne verdikleri önem ve kalite çıtası çok yüksek eğitimdir.
Milli Eğitim Bakanlığımız, üniversitelerimiz, YÖK ve diğer ilgili kurumlar;
bir kere olsun bize,
‘Senin gelecek on yılda ne kadar enjeksiyoncuya, kalıpçıya, şişirmeciye ihtiyacın var'
diye sormadı.
Sormayınca;
bu işleri sanayiciler el yordamı ile ve
çok daha yüksek maliyetleri göze alarak; yapmak zorunda kalıyor.”