Marsbahis
deneme bonusu veren siteler
Holiganbet
1xbet MobilBetturkey GüncelBetist MobilKralbet Güncelsupertotobet bonusTipobet MobilMatadorbet GirişMariobet Güncel GirişBahis.com girişTarafbet Giriş
1xbet supertotobet
hoşgeldin bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler 2025
casibom
jojobet
ankara escort
escort eryaman
Fapjunk.com
alanya escort bayan
Bugun...


Sezer KOYUN

facebook-paylas
Ekonomide yeni normal: Yüksek faiz, düşük nefes
Tarih: 17-04-2025 14:41:00 Güncelleme: 20-04-2025 08:02:00


Faizler 46’ya dayandı, dayanan kim?

 

Merkez Bankası, geçtiğimiz gün;
yine sessiz sedasız, ama; etkisi bol bir hamle yaptı.

Politika faizi yüzde 42,5’tan, yüzde 46’ya yükseltildi.

Ekonomistlerin büyük kısmı;

“Bu ay pas geçerler” diye düşünüp, rahat nefes almışken;
Para Politikası Kurulu, “Sürpriz mi istediniz?” diyerek;
350 baz puanı, masaya bıraktı.

 

Bu kararla birlikte;
faiz, artık; neredeyse enflasyona omuz atacak seviyeye geldi.

 

Şimdi; bir yanda, "faiz artmazsa enflasyon düşmez" diyenler,

öte yanda, "bu kadar faizle ekonomiyi kim ayakta tutacak" diye

serzenişte bulunanlar var.

Ortada kalan ise; her zamanki gibi halk ve küçük işletmeler.

 

Faiz artışının etkisi, vatandaşın cebine anında yansımaya başladı.

Kredi kartı kullanıcıları için yeni dönem, resmen başladı:

Asgari ödeme, artık sadece bir ödeme değil; karakter testi.

Ay sonunda ekstre geldiğinde;
“Ben ne aldım da bu kadar olmuş?” sorusu, yerini;
“Ben nasıl ödeyeceğim bunu?” paniğine bırakıyor.

Kredi borcunu borçla kapatmaya çalışanlar için ise;

gecelik faiz oranı yüzde 49 seviyesinde.

Yani; banka kartınızla yaptığınız her alışveriş,

aslında; minik bir ihtiyaç kredisi çekmekten farksız hale geldi.

Market poşetini taşımak bile ağır gelmiyor artık; asıl yük, ekstrede.

 

Bir de, bu işin işletme tarafı var.

Küçük ve orta ölçekli işletmeler için krediye ulaşmak, zaten kolay değildi,

şimdi ise; neredeyse ekstrem spor kategorisine girdi.

 

Ticari kredilerde faiz yüzde 50’ye dayandı.

Bankalar artık; sadece faiz değil, cesaret belgesi de istiyor gibi.

“Yatırım yapayım, istihdamı artırayım” demek;

bu tabloda, kulağa biraz Don Kişot’luk gibi geliyor.

KOBİ’ler için önümüzdeki dönem daha çok 'nakit yönetimi’ değil;
'krizden sağ çıkma rehberi’ gibi geçecek.

 

Peki; bu faiz artışı, vatandaşa ne kazandırıyor?

 

Teoride, mevduat faizleri yükseliyor.

Bazı bankalar, 32 günlük TL vadeli hesaplara;
yüzde 48-50 seviyelerinde faiz veriyor.

 

Pratikte ise;
bu da enflasyonla yarışta bir tür aldatıcı teselli.

Yani; paranız durduğu yerde artmıyor, sadece biraz daha yavaş eriyor.

Kâr ettiğinizi sanırken;

aslında, daha az zarar etmiş oluyorsunuz.

Ekonomide yeni başarı ölçütü bu: Az zarar, çok mutluluk.

 

Bir de döviz cephesi var tabii.

Piyasa katılımcıları, yıl sonu için dolar/TL kurunu 43,60 olarak öngörüyor.

TL’ye dön çağrıları sürüyor, ama; halkta güven kırıntısı kalmadıysa,

TL’ye dönmek de biraz "evlilikten dönmek" gibi;

zamanında yapılmadıysa, geri dönüşü daha pahalıya patlıyor.

Kur Korumalı Mevduat’tan çıkışlar sürse de döviz talebi hâlâ dipte değil.

İnsanlar; parasını park edecek güvenli bir garaj arıyor,

ama; çoğu zaman, bariyer otomatik kapanıyor.

 

Peki, bundan sonra ne olacak?

Herkesin aklındaki soru, bu.

 

Merkez Bankası, önümüzdeki toplantıda;

faiz artışlarına devam mı edecek,

yoksa; “biraz bekleyip görelim” moduna mı geçecek?

Belki de bizi, bir sürpriz daha bekliyor.

Şahin mi gelir, güvercin mi uçar, bilinmez. Ama; şu kesin:

Her PPK toplantısı, artık; bir gerilim filmi gibi izleniyor.

 

Halk için bu yeni faiz ortamı;
cebinde taşıdığı TL’nin, biraz daha fazla değerli hissettirilmesi anlamına geliyor,

ama; onun da ömrü kısa.

Faturalar, kredi kartı borçları, kiralar derken;
bu faiz artışının hayatı ucuzlatmak değil,

sadece; pahalıya sabretmeyi öğretmek gibi bir etkisi var.

Taksitli hayatlarımızda artık; her ay, daha uzun bir takvim gibi.

Bugünü kurtarmak için yarını ipotek etmeye, devam ediyoruz.

 

Sonuç olarak;

Merkez Bankası enflasyonla mücadele için

elindeki en keskin araca, faize sarılmış durumda.

Ama; bu mücadelede en büyük yük, yine vatandaşa düşüyor.

 

Mevduat sahibi, seviniyor gibi görünse de enflasyon karşısında hâlâ geride.

KOBİ’ler ise; “iş yapma” yerine, “hayatta kalma” hedefini benimsemiş durumda.

Ve ekonomi; artık, matematikten çok psikolojiyle ilerliyor.

 

Faiz yüzde 46 oldu.

Belki de esas sorulması gereken şu:

Faiz arttı da dayanma gücümüz ne kadar kaldı?

 

 

 

sezerkoyun@cratone.com

 



Bu yazı 999 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ
HABER ARA