bursa escort bursa escort
1xbet MobilBetturkey GüncelBetist Mobiltrbetsupertotobet bonusbetrollerbetpionerMariobet Güncel GirişBahis.com girişTarafbet Giriş
1xbet supertotobet
Bugun...



Üç güzel insan üzerinden 20. yüzyılım


facebook-paylas
Güncelleme: 07-01-2025 15:44:17 Tarih: 15-12-2024 08:57

Üç güzel insan üzerinden 20. yüzyılım

Sevgili okurlarım;
bir mâni çıkmazsa, Suriye olaylarını önümüzdeki hafta yazacağım.

Çünkü; bu hafta, size çocukluğum ve ilk gençliğimden itibaren;
beni etkileyen, üç ayrı güzel insandan söz etmem gerekti.

 

Zaten; Suriye’de kazan kaynamaya devam ediyor ve

köprülerin altından çok sular geçecek.

Orta Doğu’nun arapsaçı, rahatlıkla bir hafta daha bekleyebilir.

 

1960’LARIN “GÜZEL AHMET’İ”

 

Şanslı bir ailede doğdum.

Bu şans; yalnız, Dr. Suphi Baykam ve

yüksek mimar, mühendis anneciğim Mutahhar Baykam’ın oğlu olmak değildi.

 

Ankara’da Sıhhiye’de oturduğumuz evde;
bir alt katımızda, annemin beş kardeşi vardı ve her biri yüksek eğitim yaparak;
ülkenin, konularındaki en ileri insanları arasında yerlerini alacaklardı.

 

Birinci kuşaktan, Akşehir’in sunduğu bir Cumhuriyet mucizesiydi!

Rahmetli Dr. Saliha Yalçın, diyabet konusunda ülkenin en büyük uzmanlarından biriydi.

Yetiştirdiği öğrencilerden biri, Prof. Dr. Osman Müftüoğlu’ydu.

 

Dayılarımdan biri, İstanbul Sarıyer Belediye Başkanı İhsan Yalçın’dı.

Geçen yıla kadar bu altı kardeşten üçünü kaybetmiştik…

(Mutahhar Baykam, Saliha Yalçın, İhsan Yalçın).

 

İnşallah Ocak ayında 100 yaşını kutlayacak olan jeolog teyzem Şükran Yalçın,

KOSGEB eski Başkanı Mahmut Esat Yalçın ve

erkek kardeşlerin abisi;
İş Bankası Hukuk Müşavirliği’nin yıllarca zirvesinde oturan efsane avukat Ahmet Yalçın…

“Akşehirli altı kardeşten yarısı hayatta” diye anlatabilirdim size…

 

Maalesef; evvelsi gün sevgili Ahmet dayımı da kaybettik.

90 yıllık yaşamı, Salı sabah uykusunda sona erdi.

Sizler bu satırları okurken,

bizler kendisini öğle namazından sonra

Cebeci Asri Mezarlığı’na defnediyor olacağız. 

 

Çocukluğumda, anneannemlerle altlı üstlü otururduk,

dayılarımla aynı evde sayılırdım.

 

Onların üniversite imtihanları, kimi zaman yaramazlıkları, gençlik maceraları

gözümün önünde cereyan ederdi.

 

Çok yakışıklı olduğu için sevgili Ahmet dayımın lakabı, “Güzel Ahmet” idi.

Kendisi gibi avukat olan güzeller güzeli Hilal yengemle evlendiklerinde,

onların bacakları arasında dolaşan maskotlarıydım.

 

1960 devrimi öncesinde,

Ankara sokaklarını ısıtan ve hareketlendiren öğrenci liderlerinden biriydi.

 

Onları büyüten enişteleri babam olduğu için

tabii ki; fazlasıyla politize bir ortamdaydılar.

 

Sevgili dayım aynı zamanda büyük bir Fenerbahçe taraftarıydı.

Benim bugün gururla hâlâ; Fenerbahçeli tutan bütün genetik yörüngem,

bu yıllarda babam ve kendisi tarafından şekillendirildi.

 

Beni, Ankara’da Fenerbahçe maçlarına götürürdü ve

bazen bir Pazar günü iki Ankara takımıyla,

diyelim; Hacettepe ve Gençlerbirliği, mesela Fenerbahçe ve Beşiktaş’ın

maçlarını üst üste seyrederdik…

 

Onun çocukları Mustafa ve Hulki benim küçük kardeşlerim gibidirler ve

onları çocukken sinemaya ve maçlara götürerek,

Ahmet dayımdan gelen geleneği sürdürebilmiş olmanın keyfini yaşadım, yıllarca…

 

Yalnız Fenerbahçeliliği değil,

dayımlardan; Atatürkçü gençliğin ödünsüzlüğünü,

“zeki insanları ve güzel kadınları etkilemeyi”, espritüel olmayı öğrendim.

(İhsan Yalçın %90’ı Fenerbahçeli olan ailede istisnai olarak Beşiktaşlıydı, 

aynen sevgili ablam; Hülya ve eşi Cem Aslantaş gibi).

 

Bir de söylemesi ayıp;
esprili konuşmalarında küfür, dayımın ağzına öyle bir yakışırdı ki!

Kendisini tanımayanların, bunu anlaması çok zor.

 

Dayımla beraber, belleğimden 1960’ların en önemli ve yoğun sayfalarından biri kapandı…

“Ahmet Yalçın’ı nasıl bilirdiniz?” sorusunu merak edenler, 

kendisini 1950’den beri tanıyan Anayasa Mahkemesi eski Başkanımız

Yekta Güngör Özden’e sorsunlar.

 

Kendisine haber vermek için telefon ettiğimde;
Yekta Bey’in, o muhteşem insanın, bu vefat haberi karşısındaki hıçkırıklarını

ömür boyu unutmam mümkün değil…

 

İSMET KÜNTAY KİM OLA Kİ?

 

1968 sonbaharında İstanbul’a taşındık.

Hem de Fenerbahçe’nin,

Manchester City’i Avrupa Şampiyon Kulüpler kupasından elediği gün,

o maça da gitmeme olanak sağlayarak; beni karşıladı İstanbul.

 

Pazartesi akşam, ayağımın tozuyla Berlin’den geldikten sonra;
hızla Caddebostan Kültür Merkezi’ne gidip,

İsmet Küntay Ödülleri’nin sahiplerine teslim edilişini izledim.

 

Devlet Tiyatrosu Oyun Yazarı Yıldırım Fikret Urağ’nın kazandığı

“En Iyi Oyun Yazarı” ödülünü de ben takdim ettim.

 

Ağır şekilde yol yorgunu olmama rağmen;

İsmet Küntay adına, dile kolay 49. yıl verilen bu ödüllere yetişmek,

benim için olmazsa olmaz bir mecburiyetti.

 

İsmet Küntay, ergenlik yıllarımda bana yaptığı katkılarla 

kalıcı kişiliğimin şekillenmesinde de fazlasıyla rol oynayan,

son derece değerli bir insandı.

 

1970’te, Brezilya Milli Takımı’nın Meksika’da Dünya Kupası’nı kazanışını

“İsmet Amca” ile ancak radyoda dinleyebildik.

Henüz, televizyonda maç nakli diye bir şey yoktu!

 

Türkiye ilk arabası Anadol’u çıkarıyordu ve

biz de “gazetede isim arayan meraklı okurlar“ arasındaydık.

 

Haftasonlarını, Kızıltoprak’ta Küntay'ların denizin kenarındaki evinde geçirirdik.

Bana rakı içmeyi, balık tutmayı ve sırtüstü yüzmeyi öğreten ta kendisiydi…

 

Daha da önemlisi;
zengin bir kütüphane oluşturmayı,

babamla eşzamanlı olarak solculuğun şifrelerini,

Atatürk’ün devrimciliğini,

Nazım Hikmet’in dil düzenini altüst eden şiirselliğini, bana öğreten hep kendisiydi.

 

Değerli annemin ilk gençlik arkadaşlarından rahmetli Nadide teyzenin

harika yemeklerini, az mı yedik!

 

Küntay’ın Ankara’da, Ankara Sanat Tiyatrosu’nda bir oyununu

kendisiyle beraber seyretmiştim, yetmişli yılların başında…

 

Doğruyu söyleyeyim, hangisiydi hatırlayamıyorum,

ya “Tozlu Çizmeler” ya da “403. Kilometre” idi.

 

Gerek 2016’da kaybettiğimiz sevgili eşi Nadide Küntay’ı,

gerek Küntay ödüllerinin jüri başkanı Hayati Asilyazıcı’yı 

ne kadar tebrik etsek azdır.

 

Bu kadar zor şartlarda yarım asra tek bir yıl kala,

bu ödüllerin aralıksız sürdürülebilmesi, Türk aydınlarının yüz akıdır…

 

Şimdi bu büyük geleneğin arkasında duran ve

organizasyonu üstlenen Nilgün Serimoğlu ve Selda Özer’e de,

tüm Jüri’ye de sonsuz teşekkür ediyorum.

 

İsmet Küntay, benim gençlik yıllarımın kahramanlarından biriydi.

Cumhuriyetimizle aynı yıl, Artvin’de doğmuştu.  

Maalesef; kendisini 1974’te 25 Temmuz’da,

yalnız 51 yaşındayken kaybettik, mekanı cennet olsun…

 

SEMİHA BERKSOY’UN SANSASYONELLİĞİ, YAKINDA SANAT SAYFAMIZDA

 

1960’lardan söz ettik, 70’lerden söz ettik, şimdi gelelim 1980’lere…

Yıl 1986 ve üçüncü kez, Atatürk Kültür Merkezi’nde büyük bir sergim var.

Serginin giriş bölümünde o yıllarda çoğu zaman yaptığım gibi,

kitaplarımın ve afişlerimin başında, oturuyorum.

 

Yaşlıca bir hanımefendi geliyor sergi salonuna.

O yıl 76 yaşındaymış!

Sergimi gezdikten sonra, doğrudan bana geliyor ve kendisini tanıştırıyor.

Kendisini tabii ki tanıyorum.

 

Önce sergimi methediyor, sonra da

“Beni tek sen anlarsın,

çünkü; sen modernsin, gelip resimlerimi görmeni istiyorum” diye,

AKM’yi çınlatıyor, o kendine has müthiş sesiyle…

 

“Tabii ki, memnuniyetle gelirim Semiha Hanım” diyorum.

 

18 yıl sürecek çok yoğun ilişkimizin başlangıcı, böyle yaşanıyor.

Detayları burada anlatmayayım,

yakın bir zamanda gazetemiz Cumhuriyet’in sanat sayfasında,

Semiha Berksoy’un geçtiğimiz hafta Berlin’de

Hamburger Bahnhof Müzesi’nde açılışına katıldığım sergisini, kaleme alacağım.

 

Size yalnız şu kadarını söyleyeyim,

Semihacığımın vasiyeti, benim onu toprağa vermemdi ve

ne mutlu bana ki; bana verdirdiğim bu sözü tutabildim.

 

Çok üzücü bir gündü ama;
onun aramızdan ayrıldığı günlere,

Kaliforniya’da veya Afrika’da yakalanmamak, benim için büyük bir şanstı!

 

Şu kadarını bilin ki;

Semiha’nın arkasında bıraktığı görsel eserler,

en az; opera ve tiyatro kariyeri kadar, büyük!

 

 

 

Bedri Baykam
bedribaykam1923@gmail.com

 






Etiketler :

FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER GÜNDEM Haberleri

Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ
HABER ARA