Tweet |
Türk züccaciye sektörünün saygın ve köklü kurumlarından olan Schafer,
2 bin 800’e varan ürün çeşidi ve geniş mağaza ağıyla yükselen temposunu,
2024 yılında da sürdürüyor.
Türkiye geneline yayılmış, 15’i franchise olmak üzere; 70 mağazasıyla,
tüketicilere en iyi ve kaliteli hizmeti sunmaya devam eden
Schafer’ın CEO’su Murat Aslan,
pandemi sonrası; sektörde ve satın alma alışkanlıklarında
köklü değişiklikler gözlendiğini kaydetti.
Pandemiyle birlikte;
evde yemek yapma alışkanlığının arttığını,
fakat; kalabalık sofraların ortadan kalkmaya başladığını vurgulayan Murat Aslan,
“Artık; dışarıda tüketim pahalı hale geldi.
Dolayısıyla; tüketici, evde yemeğe yöneldi.
Bu da; sektörde pişirme ve elektrikli ev aletleri alanlarında büyüme getirirken,
sofra kategorilerinde gerileme devam ediyor.
Aileler artık küçülmeye başladı.
Eskiden 12 kişilik yemek takımları tercih edilirken;
şimdi 6 kişilik takımlar öne çıkıyor.
Tek haneli ev sayısındaki artış, tüketim alışkanlıklarını değiştiriyor” dedi.
2024 yılına, döviz bazında;
yüzde 10 büyüme hedefiyle başladıklarını hatırlatan Murat Aslan,
şöyle devam etti:
“İlk 6 ayı değerlendirdiğimizde;
satış hedeflerimizi, yüzde 92 gibi oranda gerçekleştirdik.
Yılın ikinci yarısı, okula geri dönüş ve kampanya dönemleri;
yıl sonu sonuçlarını etkileyecek.
Yani; aslında Ekim, Kasım, Aralık;
birçok perakende firmasının kaderini belirleyecek üç ay.
Hatta; Aralık ayının son 20 günü,
birçok marka hedefin tutup tutmayacağını konuşur,
son 20 günde analiz eder.
Buradaki yüzde 92’lik gerçekleştirmeyi de
son 3 aydaki gidişata göre; tamamlayabileceğimizi öngörüyoruz.
Bu sene hedeflerimizden vazgeçmedik.
35 tane mağaza açmayı hedefliyorduk, 14 tane mağaza açtık.
Aynı şekilde; açamadığımız mağaza adedi kadar da
kendi mağazalarımızı yenileyerek, yatırım yapıyoruz;
orada yatırımı asla durdurmuyoruz, çünkü;
önümüzdeki yıllarda da, 1-2 yıllık bir duraklama süreci olsa bile,
bu büyümenin devam edeceğini görüyoruz.
Biz de kendimizi hazırlamak için mağaza yatırımlarında hız kesmiyoruz.”
Şirket olarak; e-ticaret alanındaki büyümeye önem verdiklerini vurgulayan
Schafer CEO’su Murat Aslan,
“2023 yılından 2024’e geçerken, tabii ki; e-ticaret ciromuz büyüdü.
Fakat; bizi asıl mutlu eden, e-ticaretin satışlardaki payını artırmış olması.
Siteleri hariç tutarsak;
Türkiye’deki e-ticaret oranı en yüksek şirketlerden bir tanesiyiz.
Ciromuzun yüzde 27’sini e-ticaretten yapıyoruz.
Bunu; hem kendi sitemizden, hem pazar yerlerinden yapıyoruz;
hem de e-ihracat var, bunun içerisinde.
E-ihracat çok hızlı büyüyor.
Pazar yerlerini, ağırlıklı olarak e-ihracatta kullanıyoruz.
Yani; Türkiye’deki ciroyu,
kendi sitemizden ve aplikasyonumuzdan yapmak istiyoruz.
Pazar yerleriyle daha fazla e-ihracatta çalışıyoruz ve
bence; onların da hakkını yememek lazım, e-ihracat çok büyük bir yol açtı.
Bizim şu an e-ihracat ciromuz,
fiziki ihracat ciromuzun belki 4’te biri kadar oldu ve
bu alan, diğerinden daha hızlı büyüyor.
Nisan ve Haziran ayları, e-ticaretin en zayıf ayları oluyor ama;
Ekim, Kasım, Aralık ayları çok güçlü geçer.
Şu anki mevcut gerçekleşen de yüzde 27,
ama; bu ikinci altı aya baktığımızda,
belki yüzde 55 olacak ve ortalamada yüzde 40’ı tutturmak gibi bir hedefimiz var.
Yani oradaki hedefimiz;
yıl sonu değerlendirmemizde, muhtemelen yüzde 40’ı bulacak” dedi.
Amerika pazarına, ev tekstili ile girmeye karar verdiklerini ifade eden Murat Aslan;
şunları söyledi:
“Türkiye inanılmaz dizi film ihraç ediyor.
Amerika’dan sonra, dünyada ikinci sıradayız.
Açıkçası; bu dizi film ihracatları sayesinde de kültürü de ihraç ediyoruz.
Ürün ihracat etmenin ötesinde, bir kültür ihraç ediliyor.
Bir dizide, Türk kahvesi içiliyor; bir dizide, Türk çayı içiliyor.
Bir dizide, Türkiye'nin sofra kültürü gösteriliyor.
Biz, bence çok da güzel kültür ihraç ediyoruz.
Bu vesileyle de farklı pazarlara açılmamızın aslında önünü açıyor.
Biz de Schafer Home ile
şu anda Amerikan kültürüne özgün ürünler ürettik ve
yakın bir zamanda, e-ticaret platformlarının hepsinde de ABD'de yer alacağız.
Ayrıca; orada kendi sitemizi de kuracağız ve
orada güzel, büyük bir ev tekstili atılımı yapacağız.
Türkiye'nin ev tekstili üretimi çok kaliteli ve çok güçlü.
Tüm dünyada artık; Türk ev tekstili bir marka ve
bu; ilk etapta orada markamızı belli bir konuma getirmek için
en büyük avantajımız.
Dünyada olduğu gibi Amerika'da da sürekli artan bir “Made in Türkiye” algısı var.
Belki, Türkiye ülke olarak; Made in Türkiye’yi marka yapmaya çalışıyor, ama;
ev tekstilinde bunu çoktan başarmışız.
Yani; tüm dünyada artık Made in Türkiye algısı,
ev tekstili deyince; direkt bir araya geliyor.
Biz de bundan da faydalanarak;
Amerika'ya yeni bir ürün koleksiyonuyla giriyoruz.
Banyo grubundan tutun da yatak odası grubuna kadar;
Türk kültürünü yansıtacak ürünler de ekleyeceğiz.
Bizim, çünkü çok büyük bir hamam kültürümüz var.
Buna göre; peştamallar daha böyle o tonda, o tasarımda havlular,
biraz daha onu çağrıştıracak bornozlar yaptık.
Bunların, bilinçaltında kültürel olarak çok büyük artıları var;
biz bunları yaşıyoruz.
Mesela; bir Türk dizisinde görüldü, dizi oraya ihraç oldu.
Biz peşinden oraya peştamal de satabiliriz artık.
Yani; peştamal bizim kültürümüzün bir parçası ve
halihazırda; Amerika’da, bunu çok güzel yapan Türk markaları da var.
Biz de daha geniş bir ürün seçkisiyle;
yatak odasından banyoya ve artı bizim kültürümüze yansıyacak ürünlere kadar;
geniş bir ürün gamıyla, ABD’de de e-ticaret ile yer alacağız.”