Tweet |
SKD Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Ebru Dildar Edin
İş Dünyası ve
Sürdürülebilir Kalkınma Derneği (SKD Türkiye) ve
Ankara Üniversitesi Su Yönetimi Enstitüsü iş birliğiyle,
Ülker ana sponsorluğunda ve
Brisa, IC İçtaş İnşaat, PepsiCo, Sütaş, Toros Tarım ve TürkTraktör’ün
destek sponsorluğunda gerçekleştirilen “Su Riskleri Projesi”nin, 1. faz sonuçları açıklandı.
“Su Riskleri Projesi” ile
tarımda su verimliliği ve su ayak izi farkındalığının sağlanması amaçlanıyor.
Mayıs 2022’de Orta Anadolu’da başlatılan projenin, 1. faz raporu kamuoyuyla paylaşıldı.
Tarımsal su ihtiyacının,
2050 yılına kadar 1,5 katına çıkması beklenen Kızılırmak Havzası’nda;
buğday üretiminde damla sulama yöntemiyle,
Delice ilçesi proje alanında; ortalama %30 su tasarrufu sağlandı.
Tarımda, yaklaşık %50’ye varan su tasarrufu sağlayan
modern sulama yöntemlerinin yaygınlaştırılması;
su kaynaklarının sürdürülebilirliği için, büyük önem arz ediyor.
Küresel ısınmayla birlikte, tüm dünyada giderek artan su riskleri;
tarımsal üretimi, su kaynaklarının sürdürülebilirliğini ve
dolayısıyla; gıda güvenliğini tehdit ediyor.
Su kaynaklarının sürdürülebilir olarak kullanılması;
su riskiyle karşı karşıya olan ülkelerin, ulusal güvenlik konusu haline geliyor.
Sıcaklıkların mevsim normallerinin üzerinde seyretmesiyle,
son 50 yılın en sıcak üçüncü kış mevsiminin yaşandığı Türkiye,
su kriziyle karşı karşıya olan ülkeler arasında yer alıyor.
Uzun dönem iklim değişikliği tahminlerine göre;
ülkemizde su kaynaklarının yaklaşık %25 azalması bekleniyor.
Proje kapsamındaki çalışmalar,
Ankara Üniversitesi Su Yönetimi Enstitüsü Müdürü
Doç. Dr. Gökşen Çapar koordinatörlüğünde;
Prof. Dr. Süleyman Kodal,
Prof. Dr. Y. Ersoy Yıldırım,
Prof. Dr. Yeşim Ahi,
Öğr. Gör. Çiğdem Coşkun Dilcan ve
Öğr. Gör. Dr. Tolga Pilevneli tarafından yürütüldü.
T.C. Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından yayınlanan
Ulusal Su Planı’nda yer alan konular ile uyumlu olan proje kapsamında;
gereğinden fazla sulama yapılmaması ve uygulama hatalarının önüne geçilmesi için
Kırıkkale ili Delice ilçesi Çerikli Beldesi'nde 100 çiftçiye
“Modern Sulama Yöntemleri” ve “Gübre Kullanımı” konulu eğitimler verildi.
SKD Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Ebru Dildar Edin,
iklim krizi ile mücadelenin,
su kaynaklarının korunmasında yetersiz kaldığına dikkat çekerek;
“Son 50 yılın, en sıcak üçüncü kış mevsiminin yaşandığı bu dönemde;
en büyük endişemiz, su kaynaklarındaki azalma.
SKD Türkiye olarak;
yürütülen mevcut çalışmalarla, iklim krizi ile mücadele edeceğimizi
her fırsatta dile getiriyor, yaratıcı ve yenilikçi çözümler ortaya koymak için
var gücümüzle çalışıyoruz.
Ülkemizde su kaynaklarının %70’ten fazlası tarımda kullanılıyor,
tarımsal faaliyetler için ihtiyaç duyulan su miktarının
sürdürülebilir bir şekilde sağlanabilmesi için
su verimliliğinin artırılması, kilit bir role sahip.
Su Riskleri Projesi ile
su kaynaklarının sürdürülebilir metotlarla verimli kullanımına yönelik
önemli çıktıları olan bir araştırmayı, ortaya koyduk.
Tarımda modern sulama yöntemlerinin uygulanmasının,
su güvenliği için önemini; araştırmamızda gördük.
Kırıkkale ili Delice ilçesinde gerçekleştirilen proje uygulamasında,
damla sulama yöntemi uygulanarak üretilen buğday için;
%20 oranında ürün verimliliği ve
%30 oranında su tasarrufu sağlanması çok önemli bir başarı.
Bölgedeki çiftçilerin,
modern sulama yöntemleri ile ilgili eğitim almış olması da; farkındalığı artırdı.
Şimdi; modern sulama yöntemlerinin yaygınlaştırılması için
elimizden gelen tüm çabayı göstereceğiz” dedi.
İklim değişikliğine uyumlu
sürdürülebilir tarım uygulamalarını yaygınlaştırmanın
büyük önem taşıdığına dikkat çeken
Ülker CEO’su Mete Buyurgan ise; şu bilgileri aktardı:
“İsrafsız şirket modeliyle ve
uzun vadeli sürdürülebilirlik hedefleriyle çalışırken,
tarımsal üretimin sürdürülebilirliğine katkı vermeyi,
doğru tarım uygulamalarının
yaygınlaşmasına yönelik projeleri desteklemeyi
çok önemsiyoruz.
Bu sebeple; SKD Türkiye’nin,
iklim değişikliğinin su kaynakları üzerindeki etkisini analiz etmeyi ve
tarımda verimli sulama stratejileri geliştirmeyi amaçlayan
Su Riskleri Projesi’nin, ana sponsoru olduk.
Projenin birinci fazındaki;
su tasarrufu ve ürün verimliliği sonuçları da,
doğru yolda ilerlendiğini gösterdi.
Bu projeyle; çiftçilerin su kullanımı konusundaki farkındalığını artırmayı ve
ülkemizin sürdürülebilir geleceğine, katkı sağlamayı hedefliyoruz.”
SKD Türkiye,
T.C. Tarım ve Orman Bakanlığı’nca ülke genelinde başlatılan
"Ulusal Su Verimliliği Seferberliği"nin de önemli bir paydaşı.
SKD Türkiye;
su kaynaklarının sürdürülebilir yöntemlerle kullanımı konusunda yürüttüğü çalışmalarla,
Ulusal Su Verimliliği Seferberliği’ni destekleyecek.
RAPORUN ÖN PLANA ÇIKAN SONUÇLARI NELER?
Sürdürülebilir tarım uygulamaları için önemli bir kaynak niteliği taşıyan raporda;
ön plana çıkan bulgular, şu şekilde:
• Proje kapsamında seçilen Kırıkkale ili Delice ilçesi Çerikli Beldesi;
250-300 mm yıllık yağış miktarına sahip olup,
ülkemizin en az yağış alan havzalarından, Kızılırmak Havzası’nda yer alıyor.
• Proje kapsamında; 2021-2022 sezonunda Çerikli Beldesi'nde,
buğday ve silajlık mısır üretiminde damla sulama yöntemi uygulanarak,
tarımsal su verimliliğinin artırılması, hedeflendi.
• Buğday denemesinde;
geleneksel yöntemler ile üretim yapan ve
yağmurlama sulama yöntemi kullanan çiftçi uygulamasına kıyasla;
damla sulama yöntemi ve optimum sulama programı kullanılan proje uygulamasında
%20 daha yüksek verim (264 kg/da) elde edildi.
• Silajlık mısır denemesinde ise;
damla sulama sistemi kurulan, ancak; sulama sıklığı çiftçiye bırakılan uygulamaya kıyasla;
damla sulama yöntemi ve optimum sulama programı kullanılan proje uygulamasında,
70 ve 140 cm lateral aralığına sahip işletme birimlerinde sırasıyla;
%23 ve %3 daha yüksek verim (4.900 kg/da ve 4.100 kg/da) sağlandı.
• Proje alanında;
buğdayda %30, mısır üretiminde %45’e varan oranda su tasarrufu yapılarak,
daha iyi verim elde edilmiş olması; projenin başarısına işaret ediyor.
• Ülkemizde tarımda su verimliliğinin sağlanması için
modern sulama yöntemlerinin yaygınlaştırılmasının oldukça önemli olduğu biliniyor.
Proje kapsamında; yoğun bir saha çalışması gerçekleştirilerek,
çiftçilerle birebir iletişim kuruldu.
Bu süreçte; çiftçinin modern sulama yöntemlerinin uygulanmasında
eğitim, bilinçlendirme ve teşvik mekanizmaları konusunda,
bilgilendirilme ihtiyacı olduğu gözlemlendi.
• İklim değişikliğinin etkilerini azaltmak,
çevre sağlığını korumak ve sürdürülebilir üretimi gerçekleştirmek için
mevcut üretim modellerinin gözden geçirilmesi, iyileştirilmesi,
akıllı tarım uygulamalarına geçilmesi yönünde girişimlerin başlatılması, gerekiyor.
• Entegre su yönetimi yaklaşımı çerçevesinde;
kamu, özel sektör, akademi, sivil toplum kuruluşları ve
tüm su kullanıcılarının katılımı ve iş birliği ile
çözüm odaklı yönetim modellerinin oluşturulması, su güvenliği için önem arz ediyor.