Tweet |
Jeotermal enerjide dünyanın en yüksek potansiyele sahip 4’üncü ülkesi olan Türkiye,
termal turizmden, potansiyelinin çok altında yararlanıyor.
2022 yılı itibarıyla;
termal turizmde 60 bin yatak sayısına ulaşan Türkiye’de,
termal turist sayısı, 3 milyonu bile bulmuyor.
Türkiye’de jeotermal enerji sektörü yatırımcılarını çatısı altında toplayan
Jeotermal Enerji Derneği’nin (JED) Yönetim Kurulu Başkanı Ali Kındap,
Anadolu coğrafyasının,
dünyada jeotermal kaynaklarla sağlık uygulamalarının
ilk kez uygulandığı coğrafya olduğuna dikkat çekerek;
“Ancak; bugün geldiğimiz noktada, potansiyelimizin çok altında değer yaratıyoruz.
Antik çağlarda bile, bugünden daha güçlü noktadaydık.” dedi.
Türkiye’nin, jeotermal enerjide Avrupa’nın lider ülkesi olmasına rağmen;
sadece 60 bin termal yatak kapasitesine sahip olduğunu anımsatan Kındap,
Türkiye ile kıyaslanmayacak kadar az kaynağı,
Almanya’nın 750 bin termal yatak kapasitesi ile
her yıl 10 milyondan fazla turiste ev sahipliği yaptığını, belirtti.
2007 yılında hazırlanan Termal Turizm Master Planı’nda;
Türkiye’nin 2023 yılına kadar,
termal turizmde 500 bin yatak hedefi belirlediğine işaret eden Kındap,
şu değerlendirmeyi yaptı:
“Bugün Avrupa ülkelerinde yaşlı nüfusun sayısı hızla artıyor ve
devletlerin sosyal güvenlik bütçeleri içinde sağlık harcamaları
çok önemli bir yer tutuyor.
Türkiye, sağlık turizminde tesisleşme yönünde atılım yaparsa;
Avrupa’daki yaşlı nüfusun ilk seçeneği olabilir.
Bugün, ülkemize gelen turist sayısı 45 milyon iken;
termal turizmden yararlananların sayısı, 3 milyonu bile bulmuyor.
Bu sayının hemen hemen tümü, yerli turistlerden oluşuyor.
Alacak çok yolumuz var.
Ülkemiz, bin 500’e yakın doğal çıkış noktası olan bir jeotermal ülkesi.
Bu kaynak ayaklarımızın altında hazır.
On milyonun üzerinde turiste hizmet vererek;
sadece, termal turizmden 20 milyar doların üzerinde döviz girdisi elde edebiliriz.”