gaziantep escort
Bugun...



İltihaplı romatizma olarak da bilinen romatoid artrit hastalığı uzun süre tedavisiz bırakıldığında, eklemlerde kalıcı hasarlar bırakabiliyor


facebook-paylas
Güncelleme: 08-07-2023 01:54:48 Tarih: 22-05-2023 01:37

İltihaplı romatizma olarak da bilinen romatoid artrit hastalığı uzun süre tedavisiz bırakıldığında, eklemlerde kalıcı hasarlar bırakabiliyor

Ülkemizde; her yüz kişiden 1’inde görülen romatoid artrit hastalığı, tedavi edilmediğinde;
eklemlerde, şekil ve fonksiyon kaybına sebep olabiliyor.

 

Genellikle, el ve ayaklardaki küçük eklemlerde oluşan hastalık;
diz, omuz ve kalça gibi bölgelerde de görülebiliyor.

 

Romatoid artritin; bağışıklık sisteminin,

vücudu çeşitli hastalıklara karşı korumak amacıyla;
normal dokulara, yanlışlıkla saldırması sonucunda oluştuğunu söyleyen

Feride Fonksiyonel Yaşam Koordinatörü Uzm. Dyt. Başak Satar,

“Bu bozukluk;

bazı bireylerde cilt, gözler, akciğerler, kalp ve kan damarları dahil olmak üzere;
çeşitli vücut sistemine zarar verebilir.”
uyarısında bulundu.


Hastalığın ortaya çıkmasında;
genetik ve çevresel faktörler etkili olabileceğini belirten

Uzm. Dyt. Başak Satar,

“Hastalığın şiddetinin azaltılması,

yaşam standartının yükseltilmesi ve seyrinin yavaşlaması için

son yıllarda yapılan çalışmalarda,

beslenme tedavisinin önemi, artmıştır.

 

Diyetin; romatoid artrit hastalarının metabolik profili, 

antioksidan düzeyleri ve mikrobiyota yani;

vücudumuzda bulunun tüm bakteriler üzerindeki

potansiyel etkileriyle;

romatoid artrit semptomlarını olumlu yönde,

etkileyebildiği bilinmektedir.” dedi.
 

Romatoid artritte;
fonksiyonel beslenme tedavisinin öneminin arttığını dile getiren

Uzm. Dyt. Başak Satar, 

“Antioksidan kapasite yüksek beslenme,

anti-inflamatuar (iltihaplanma azaltıcı/yok edici) özellikli besinler ve 

baharatların diyete eklenmesi,

renkli beslenme ve vücudun eksik olan vitamin ve minerallerinin tamamlanması ile 

bütünsel bir beslenme tedavisi uygulanması,

yani; fonksiyonel beslenme tedavisinin uygulanması önem kazanmıştır.” şeklinde konuştu.


Bazı besinlerin romatoid artrit hastalığın şiddetini artırdığını söyleyen

Uzm. Dyt.Satar,

“Yapılan bazı çalışmalarda;

bazı besinlerin, hastalığın gelişimini tetiklediği görülmüştür.

 

Vücuttaki iltihaplanmanın artması;

C-reaktif protein (CRP) seviyelerinin yükselmesine sebep olurken,

hastalığın şiddetini artırır.

 

Çevresel faktör olarak kabul gören beslenme düzeni;
hem tetikleyici, hem de hastalığın yönlendiricisi olarak, hareket edebilir.

 

Örneğin;
kırmızı et 
tüketimi,

aşırı tuz tüketimi,

glüten,

ihtiyaç fazlası tüketilen gıdaların tüketimi,

çiğ domates gibi besinler, hastalığın ilerleyişini hızlandırır.

 

Son zamanlarda artış gösteren batı tarzı beslenme,

yani; doymuş ve trans yağlardan zengin,

düşük omega-3 yüksek omega-6 yağ asitleri oranı ve

rafine karbonhidratların ve şekerle tatlandırılmış içeceklerin aşırı tüketimi,

hem inflamasyonu, yani; iltihaplanmayı artırır,

hem de artan insülin direnci, obezite ile dolaylı olarak;

romatoid artrit riskini yükseltir.” açıklamasında bulundu.


Akdeniz diyetinin içeriğinin; vitamin ve mineraller ile

iltihaplanmanın şiddetinin düşürülmesinde ve azaltılmasında

kilit rol oynadığının altını çizen Uzm. Dyt.Satar,

 

“Hastalıkla mücadelede; Akdeniz diyetinin, önemli bir yeri vardır. 

Akdeniz diyeti;

içerdiği omega 3 yağ asitleri,

vitaminler,

zeytinyağında bulunan oleik asit gibi ögelerin doğal iltihap önleyici özellikleri yardımıyla;

hastalığın seyrinde, olumlu etkiler yaratabilir.

 

Aynı zamanda;
antioksidan 
kapasitesi yüksek beslenme, yani;
C vitamini, E vitamini, karotenoidler, bakır, mangan, çinko ve

selenyum gibi antioksidanlar;

fitokimyasallar, flavanoidler, yeşil çay, zencefil, zerdeçal, kara biber gibi

besin bileşenlerinin, sağlık üzerinde olumlu etkileri bulunmaktadır.

 

Bu besin bileşenleri;
inflamasyonun şiddetlenmemesi ve azaltılmasında 
önemli rol oynar.” ifadelerini kullandı.


“Gluten proteini;

romatoid artrit için immünolojik, yani;
bağışıklık sisteminin normal dokulara saldırmasını 
tetikleyici, bir etkiye sahiptir.” diyerek;
glutenin, bağırsak yüzeyinde yaptığı tahribat ile

inflamasyon artırdığını söyleyen Uzm. Dyt. Başak Satar,

“İltihaplanmada yaşanan artış,

romatoid artrit hastalarında ağrı şiddetinin artmasına sebep olur.

 

Yapılan bir çalışmada; glütensiz diyet uygulayan romatoid artrit hastalarında

bir süre sonra, hastalık semptomlarının azaldığı gözlenmiştir.” değerlendirmesinde bulundu.


Doğru bir beslenme protokolünün,

hastaların yaşam kalitelerini artırdığını da sözlerine ekleyen

Uzm. Dyt. Başak Satar; romatoid artrit hastalarının

nasıl bir beslenme programı uygulaması gerektiği hususundaki önerilerini ise;
şu şekilde sıraladı:

 

“Romatoid artrit, otoimmün bir hastalık olup;

bağışıklık sisteminin, vücudun kendi eklem dokusuna saldırması, sonucu oluşur.

 

Bu nedenle;
sızdıran bağırsak kaynaklı bir kronik bağışıklık aktivasyonu da,

artriti oluşturan faktörlerden birisi olabilir.

 

Bağışıklık sisteminin doğru ritimde çalışmasını destekleyen ve

anti inflamatuar bir beslenme programı,

artrit tedavisinde medikal tedaviyi destekler,

semptomların rahatlatılmasına yardımcı olabilir. 

 

OMEGA 3’TEN ZENGİN ŞEKİLDE BESLENİLMELİ

 

Omega 3 yağ asitlerinin, anti inflamatuar etkisi nedeniyle;
bağışıklık sistemi desteklenir.

 

Başta, deniz balıkları ve ürünleri olmak üzere;
keten tohumu, chia 
tohumu ve ceviz, omega3’den zengin gıdaların başında gelir. 

 

BAĞIRSAĞIN ONARIMINDA; ET, KEMİK VE TAVUK SUYU ÖNEMLİ


Romatoid artrite neden olan kronik inflamasyonun,

sızdıran bağırsak kaynaklı olabileceği düşünüldüğü için, bağırsağın onarımında;
et-kemik-tavuk suyu gibi kolajen gıdaların kullanılması gerekir.

 

Özelikle; eklemden sorumlu tip2 kolajen ve beraberinde tip1-3 kolajen önerilir. 

 

GLUTEN VE LEKTİNDEN UZAK DURUN


Şekerden, trans yağlardan, omega 6 yağ asitlerinden, tatlandırıcılardan;

başta işlenmişler olmak üzere;
gluten, 
lektin gibi tahıllardan ve kurubaklagillerden uzak durulmalıdır.

 

SÜT VE SÜT ÜRÜNLERİ SEMPTOMLARI ARTIRABİLİYOR


Süt ve süt ürünlerindeki kazein proteinlerinin,

artrit semptomlarını arttırabileceği görülmüştür.

 

Bunun arkasındaki sebebin;

süt ve süt ürünlerinin sızdıran bağırsak oluşumunu tetiklemesi ve vücuda;
hareket eden kazein moleküllerinin 
bağışıklığı yanlış yönde aktive etmesi ile

moleküler mimikriye sebep olabileceği düşünülmektedir. 

 

Moleküler mimikri;
vücuda giren zararlı maddelerle, vücut hücreleri arasındaki

moleküler benzerlik durumudur.

 

Savaş halinde olan bağışıklık sistemi;
kendi vücut dokusuyla zararlı maddeyi karıştırır ve kendi dokusuna da saldırır. 

Otoimmün hastalıkların oluşumunun altında da, bu sebep yatmaktadır.”







Etiketler :

FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER SAĞLIK Haberleri

Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ
HABER ARA