Tweet |
Aile Hekimleri Dernekleri Federasyonu (AHEF) Yönetim Kurulu Başkanı
Dr. Türkü Yağmur Nehir;
her yıl, Nisan ayının son haftasında kutlanan 'Dünya Aşı Haftası'nda,
aşılamanın önemine dikkat çekti.
''Aşılama, dünyada;
difteri, tetanoz, boğmaca, grip ve kızamık gibi hastalıklardan
her yıl 3,5-5 milyon ölümün, önlenmesini sağlıyor.
Düşünün ki; Covid’in daha ilk yılında aşı sayesinde, 20 milyon hayat kurtarıldı.
Bugün, ASM’lerde yapılmakta olan;
bebeklik dönemi, gebelik ve grip aşıları gibi aşılarla;
hastalıklardan kaynaklanan salgın ve hastaneye yatışların önlenmesi sağlanıyor.
Aşı ile önlenebilen hastalıklar arasında;
kızamık, kızamıkçık, kabakulak, suçiçeği, çocuk felci,
hepatit A, B ve grip gibi viral hastalıklar ile
tüberküloz, difteri, boğmaca, tetanoz, menenjit gibi bakteriyel hastalıklar bulunuyor.”
Göçmen konusuna dikkat çeken Dr. Nehir,
kayıtsız göçmenlerin; aşı haritasının tamamlanmasının önünde
önemli bir engel olduğunu,
göçmen çocukların aile hekimlerinin sorumluluğunda olmamasının,
önemli boşluklar yarattığını söylüyor.
“Aile hekimleri olarak;
aşılamada, eksiksiz ve sistemli bir şekilde ilerlemek için çabalıyoruz.
Ancak; göçmenler,
aile hekimlerinin kullandığı aşı sistemi üzerinden takip edilmiyor;
farklı bir sistem var ve bu sistemler, entegre değil.
Yani; aşıları göremiyoruz.
Bunun yanı sıra;
göçmenler, genellikle evlerinde ve toplu yerleşkelerde aşılandığı için
çoğu zaman sisteme işlenmiyor.
Aileler; bebeklerin, çocukların aşı kartlarını saklamıyor, takip etmiyor.
Biz de, beyana göre hareket etmek durumunda kalıyoruz.”
Kimi zaman; göçmen bir çocuğun aynı aşıdan çok kez aşılandığına,
kimi zaman ise; hiç aşılanmadıklarını,
fakat; bunun kontrol edilebileceği bir sistem de olmadığına dikkat çeken
Dr. Türkü Yağmur Nehir; bu sistemsizlik nedeniyle,
aşısız göçmen çocuk sayısının, her geçen gün arttığını belirtiyor.
Memleketlerinde de aşılanmamış olmalarından dolayı; vakaların arttığını,
normalde 100 çocuktan 90’dan fazlası aşılansa,
diğer 10 çocuğun da korunacağını vurgulayan Dr. Nehir;
''Göçmen çocuk sayısının kontrolsüz artışı nedeniyle,
ülke genelindeki çocukların da korunması riske giriyor'' diyor.
''Dönem dönem, kampanyalarla kızamık aşılamaları yapılıyor ancak;
diğer aşılar ihmal ediliyor'' diyen, Dr. Türkü Yağmur Nehir;
kızamık vakalarının buna rağmen; devam ettiğine dikkat çekiyor.
“Göçmen konusunda;
çok istikrarlı bir aşılama programı hazırlanıp, izlenmesi gerekiyor.
Sağlık Bakanlığı'mızın, bunu hızlı şekilde sistemleştirmesi, büyük önem taşıyor.
Türkiye’de yaşayan yabancı ve göçmenlerde, bu konuda önemli bir boşluk var.”
Dr. Türkü Yağmur Nehir, deprem bölgeleri için de değerlendirmede bulunuyor.
“Deprem Bölgesi'nde; ASM’lerde, elektrik kesintileri hala devam ediyor ve
bu nedenle; aile hekimleri, buzdolabında sürekli aşı bulunduramıyor.
Örneğin; haftada 1 aşı dağıtılan yerler var ve bu yetersiz.
Bir de göç etmiş hastalar var, ancak; ulaşılamıyor.
Deprem bölgesinde bunlar gibi sıkıntılar devam ediyor, ancak;
aile hekimi meslektaşlarımız, burada işi sıkı tutuyor ve
çocuk hala bölgede ise; muhakkak aşılanıyor.”
Aşılar konusunda, toplumumuzun yeterli bilinç düzeyine ulaşamadığını belirten
Dr. Nehir; vatandaşlarımızın, aşılar konusunda daha takipçi olması,
yalnızca aile hekimlerinin takibine bırakmamaları yönünde, tavsiyede bulunuyor.
“Aile hekimlerinin birincil görevleri, aşı ve izlemler olduğu için
bu konuda, var güçleriyle çalışıyorlar.
Ancak; aşı yaptırmak istemeyene veya yaptırmayana,
caydırıcı bir işlem olmadığı için
aile hekimleri ne kadar uyarsalar da, vatandaşlarımız ihmalkar olabiliyor.
Bu da toplum sağlığını riske atan bir davranış ve
bazı salgınların tetiklenmesine sebep oluyor.
Dolayısıyla, vatandaşlarımızın;
ASM’lere giderek, aşı talep eder bilince ulaşması çok önemli.”
''Diğer yandan, aile hekimlerinin tüm bu çabalarına rağmen;
birinci basamağa gösterilen önem, ayrılan ödenek,
oransal olarak; sürekli azalıyor'' diyen Dr. Türkü Yağmur Nehir;
aile hekimlerinin birçok sorununun çözülemediğini ve
aile sağlığı çalışanı açığının da giderek arttığını söylüyor.
“Nüfus arttıkça;
daha profesyonel yaklaşarak,
birinci basamağa önemin artırılması gerekirken, ne yazık ki;
tam tersi bir durumla karşı karşıyayız ve
aile hekimleri olarak; sorunlarımızın çözülmesini bekliyoruz.”