Donald Trump’ın Rusya-Ukrayna savaşı hakkındaki son açıklamaları;
hem Avrupa’yı, hem de Türkiye’yi
ekonomik bir mizah tiyatrosunun tam ortasına attı.
"Biz salak mıyız? Avrupa yardım etsin!" çıkışıyla Trump,
uluslararası sahnede yeni bir gaf fırtınası estirirken;
savaşı, adeta Amerika’nın dışında bırakma çabasına girdi.
Gelin; bu savaşın ekonomik boyutlarına,
Trump’ın bu mizahi yaklaşımıyla bakalım.
Avrupa’nın ekonomik durumu: Yardım bekleyen "zoraki kahraman"
Rusya-Ukrayna savaşı;
Avrupa’nın, enerji bağımlılığını gözler önünü serdi.
Almanya, LNG (sıvılaştırılmış doğal gaz) terminalleri inşa ederek;
enerji krizine çözüm aramaya çalışıyor,
ancak; bu terminaller, henüz enerji fiyatlarını düşüremedi.
Avrupa Birliği; savunma harcamalarını artırırken,
ekonomik dengelerini iyice sarsıyor.
Trump’ın "Avrupa da elini cebine atsın" sözü,
Avrupa’nın savaşı kendi bahçesinde tutma çabasına, ironik bir eleştiri getirdi.
Ukrayna’nın yeniden inşa maliyetlerinin kim tarafından karşılanacağı sorusu,
Avrupa Birliği zirvelerinde, artık bir "karşılıklı bakışılma" klasiğine dönmüş durumda.
Türkiye’nin rolü: Ortadoğu’nun denge oyunu
Trump’ın, savaşı ABD’nin sırtından atma eğilimi;
Türkiye’nin stratejik önemini, bir kez daha ortaya koyuyor.
Tahıl koridoru projesiyle;
savaşın ekonomik yükünü hafifletmeye katkı sağlayan Türkiye, bu koridor sayesinde;
hem transit ticaret hacmini artırdı, hem de diplomasideki rolünü güçlendirdi.
Ancak bu, enerji fiyatlarındaki dalgalanmalardan etkilenmediği anlamına gelmiyor.
Enerji ithalatına dayalı
çimento ve demir-çelik sektörleri,
savaşın ekonomik etkilerinden nasibini alıyor.
Turizm sektörü ise;
Rus ve Ukraynalı turist kaybı nedeniyle,
gelirlerini düşürmüs durumda.
Trump’ın "Bize ne, Avrupa yardım etsin" sözüyle desteklediği izole tutum,
Türkiye gibi coğrafi olarak savaşa yakın ülkelerde,
tam tersi bir etkiler zinciri yaratıyor.
Yapay zeka yatırımı: "Amerika’yı kurtarıyoruz"
Trump’ın aynı basın toplantısında duyurduğu,
500 milyar dolarlık yapay zeka altyapısı projesi ise;
bambaşka bir gündem oluşturdu.
"Biz, Ukrayna’ya yardım yerine; kendi ekonomimizi kalkındırıyoruz"
mesajını dolaylı yoldan veren bu proje;
hem istihdam yaratma, hem de teknoloji alanında
ABD’yi bir adım öne çıkarmayı hedefliyor.
Savaş nereye gidiyor? Diplomasi mi komedi mi?
Trump’ın "Biz salak mıyız?" diyerek, Avrupa’ya topu atması;
savaşı diplomatik bir komediye dönüştürdü.
Ukrayna’nın toprak bütünlüğü, uluslararası arenada destekleniyor ama;
Rusya’nın geri adım atmaya niyeti yok gibi.
Trump’ın "Ben bu savaşı bir haftada bitiririm" iddiası;
liderlerin diplomasi oyunları arasında, yeni bir gündem maddesi oldu.
Trump’ın sihirli cümlesi
Rusya-Ukrayna savaşı;
Avrupa ve Türkiye ekonomilerini,
tam bir kara mizahtan ibaret hale getirdi.
Trump’ın "Biz salak mıyız? Avrupa yardım etsin!" çıkışı,
hem güldürüp, hem düşünmeye sevk ediyor.
Ancak; bu çıkışın, diplomatik masada somut bir sonuca dönüşmesi şart.
Bizim; sihirli cümlelerle çözülmeyecek koca problemlerimiz var,
belki de ihtiyacımız olan; biraz daha kara mizah ve bolca gerçekçi adımlar.