Tweet |
2025 yılı, teknolojik ve ekonomik açıdan;
dijital baskının, öneminin artmaya devam edeceği bir yıl olacak.
Yaklaşık 800 milyar dolarlık bir printer pazarı içinde
dijital baskının payı 40 milyar dolar iken;
bu rakamın, gelecek 5 yıl içinde 90 milyar dolara çıkması bekleniyor.
Dijital baskı sektörü; son 25 - 30 yılda, büyük bir dönüşüm geçirdi.
İlk başlarda, kağıt ve türevlerine baskı yapılırken;
teknolojinin ilerlemesiyle birlikte, baskı medyası genişledi.
Bugün, 10-15 cm kalınlığa kadar;
metal, ahşap, cam, deri ve seramik gibi
çeşitli malzemeler üzerine baskı yapılabiliyor.
Bu dönüşüm, etiket sektöründen yayıncılığa kadar;
geniş bir yelpazede etkisini gösteriyor.
Eskiden, baskı denilince akla ilk olarak; ofset baskı gelirdi.
Ardından; dijital baskı, başlangıçta tamamlayıcı bir teknoloji olarak ortaya çıksa da,
zamanla; ofset baskıya alternatif hale geldi.
Ofset baskının ön hazırlık, işçilik ve makine maliyetlerine karşılık;
dijital baskı, ön hazırlık gerektirmiyor ve maliyetleri önemli ölçüde düşürüyor.
Klasik baskı teknolojilerinin yerini,
dijital baskı teknolojilerinin almayı sürdüreceğini kaydeden
Lidya Grup Yönetim Kurulu Başkanı Bekir Öz,
şunları söyledi:
“Teknolojik gelişmeler;
dijital baskıya yeni alanlar açıyor ve bu da pazarın büyümesini sağlıyor.
Sektördeki büyüme;
hem teknolojik yenilikler, hem de ekonomik değişimlerle destekleniyor.
Bu büyüme, klasik baskı teknolojilerinin dijitale kayması ile gerçekleşiyor.”
Dijital baskı sektörü;
sürekli olarak yenilikleri takip etmeyi ve
yaratıcı çözümler sunmayı gerektiriyor.
Bu alandaki gelişmeleri yakından izlemek ve adaptasyon sağlamak,
başarılı olmanın anahtarı.
Amerika ve diğer büyük pazarlarda;
bu teknolojilerin nasıl kullanıldığını ve hangi yeniliklerin uygulandığını takip etmek,
sektördeki rekabet gücünü artırmak için önem kazanıyor.
Ülkemizin, dijital baskı sektöründe ciddi avantajlara sahip olduğunu ve
print üretiminde önemli bir tecrübesi bulunduğunu anlatan Bekir Öz,
konuşmasına şöyle devam etti:
“Avrupa pazarı gibi büyük bir pazara yakın olmak,
Türkiye için büyük bir fırsat sunuyor.
Ülkemizde, işgücünde ciddi bir pazar mevcut.
Yalnızca iç pazara değil;
dünya pazarlarına da açılabilecek kabiliyete sahibiz.
Baskı ürünleri üretip ihraç ederek, bu pazardan pay almak mümkün.
Lidya olarak, ülkemizin yanı sıra;
faaliyet gösterdiğimiz Birleşik Krallık’ta printer pazarı,
Türkiye’nin 20 katı büyüklüğünde.
Bu pazarda üretim yaparak, satış gerçekleştirmek; rekabet avantajı sağlıyor.
İngiltere’deki üretim tesisimizde ürettiğimiz ürünleri,
İngiltere pazarının yanı sıra; Avrupa ülkelerine ihraç ediyoruz.”
Dijital baskı sektörü;
kupa, tişört gibi ürünlerde hızlı bir yükseliş gösteriyor.
Yurt dışına satış yaparak;
pazar payını artırmak, verimlilik ve maliyet avantajı sağlamak mümkün.
Online satışta en basit ürünlerden biri olan kartvizitler bile;
en az 50 farklı model ve 20 farklı kağıt çeşidi ile sunulabiliyor.
B2B (Business to Business) modeli de büyük bir pazar sunuyor.
Seramik ve dijital baskı ile farklı malzemeler kullanılarak,
verimlilik artırılabiliyor ve maliyetler düşürülebiliyor.
Özetle;
klasik baskı teknolojileri, dijital baskıya dönüşmeye devam ediyor.
Dijital baskının sağladığı hız avantajı,
B2B ve B2C modellerinde önemli bir rekabet üstünlüğü sunuyor ve
sektörün büyümesini destekliyor.
Ülkemizin, dijital baskı sektöründeki potansiyelinin daha da gelişmesi ve
dünya pazarlarına açılması, ekonomiye büyük katkılar sağlayacaktır.