![]() |
Tweet |
Zafer Partisi;
Çevre, Şehir ve Kültür Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı
Mimar Esmaül Hüsna Aslan,
plastik atık ithalatında zirveye yerleşen Türkiye’nin,
geleceğini bekleyen tehlikeleri açıkladı, korkutucu rakamları hatırlattı.
2004’ten bu yana;
plastik atık ithalatının 196 kat arttığını belirten Aslan,
“Atık ithalatında, son beş yıldır birinciyiz.
İkinci Malezya, üçüncü Endonezya.
2018’de Çin’in plastik ithalatını yasaklamasının ardından,
ne yazık ki; iktidarın sürdürdüğü yanlış politikalar,
her geçen yıl; artan miktarda plastik atık ithal etmemize neden oldu.
Avrupa’nın ‘çöpçüsü’ olmakta ısrar ederken,
topraklarımıza ve havamıza kanseri işledik.
Türkiye’de toprakta rapor edilen,
en yüksek toksit düzeye ulaştık.
İthal plastik çöpler nedeniyle;
topraktaki kanserojen madde miktarı,
normalin 400 bin katına çıktı.
Bu maddeler çocukların kemiklerinde birikiyor ve
büyüme ile gelişmeyi bozuyor.
İktidarın atık sevdası, vatandaşımızı ömrünü kısaltıyor.” dedi.
Eurostat verilerine göre;
Türkiye, yalnızca Avrupa’dan; 315 bin ton plastik atık ithal ederek;
birinci sırada yer aldı.
İngiltere, Almanya ve Belçika başta olmak üzere;
birçok Avrupa ülkesinden gelen bu atıkların yanı sıra,
İsrail’den de 11 bin tondan fazla plastik atık, Türkiye’ye gönderildi.
İngiltere: 140.907 ton
Almanya: 87.109 ton,
Belçika: 74.141 ton,
İtalya: 41.580 ton,
Hollanda: 27.564 ton plastik atığı, Türkiye’ye gönderdi.
Aslan;
“Bugüne kadar yaşadığımız, çevre ve sağlık sorunları;
yarın, karşımıza katlanarak çıkacak.
İthalatın bugün durması durumunda bile;
yüzlerce yıl, topraklarımızdan silinemeyecek
bir felaket ile karşı karşıyayız.
Türkiye’de ayyuka çıkan yasadışı atık bertarafı ve atık ticaretine rağmen;
bu konuda, bilinen hiçbir yasal soruşturma açılmadı ve
herhangi bir kişi veya şirkete yönelik, suçlama yapılmadı.
Kimler yasadışı şekilde plastik atıkları ‘dönüştürüyor’?
Yasadışı yakma işlemlerini kimler yapıyor?
Kamuoyuna, bu yönde bir hesap verilmelidir!
Geri dönülmesi mümkün olmayan izler bırakan bu politikanın,
sorumluları cezasız kalmamalıdır.
Sorumlular en ağır şekilde cezalandırılmalı,
sistemde hiçbir açık bırakılmamalıdır” sözleri ile uyarıda bulundu ve çözüme çağırdı.
Plastik atık ithalatının derhal yasaklanması gerektiğinin altını çizen
Esmaül Hüsna Aslan; acil eylem planı hazırlanması çağrısında bulunarak,
şu ifadeleri kullandı:
“Plastik atıkların, yalnızca yüzde 9’u dönüştürülebiliyor.
Plastik kullanımını azaltmak adına,
market poşetlerinin ücretli hale getirildiği Türkiye’de;
ithal edilen plastik atıkların yüzde 91’i dönüştürülemiyor, kullanılamıyor.
Ancak; yasadışı bir şekilde yakılıyor ya da doğaya terk ediliyor.
İşte; iktidarın ‘çevreyi koruma’ anlayışı,
ancak vatandaşa ödeme yaptırmak olunca; aklına geliyor.
Çevre politikaları adına, gerçek bir eylem planı;
sivil toplum kuruluşları ve
akademisyenlerin de katkılarıyla hazırlanmalıdır.
Geri dönüşüm alanlarına indirilmeden,
doğrudan doğaya bırakılan atıkların yerleri;
tespit edilmeli ve temizlik kampanyaları düzenlenmelidir.
Plastiklerin toprakta kaybolmasını beklemek ve
kıyamete seyirci kalmak, dolaylı olarak;
cinayete teşebbüs olarak adlandırılmalıdır.
Küresel Plastik Anlaşması, bir an önce imzalanmalıdır.
2021’de yaptıkları gibi
‘sözde’ yasaklarla milletimizi kandırmalarına müsaade etmeyeceğiz.
Kimlikli, kimliksiz plastik atık ithalatının karşısındayız ve
tamamen durdurulması dışında; hiçbir seçeneği kabul etmiyoruz.
Ekolojik dengeyi ve halk sağlığını tehlikeye atarak;
günlük 150 kamyon plastik atık alan,
OECD ülkeleri arasında en fazla plastik alan ülke olan Türkiye’nin,
tek birinciliği; bu değil” diyen Aslan;
gıda enflasyonunda OECD ülkeleri arasında Türkiye’nin birinci,
adalet güveni endeksinde ise; sondan ikinci,
yoksulluğun önlenmesinde 41 ülke arasında 31. sırada,
adil eğitim fırsatlarında ise; sonuncu sırada olduğunu hatırlattı.