bursa escort bursa escort
1xbet MobilBetturkey GüncelBetist Mobiltrbetsupertotobet bonusbetrollerbetpionerMariobet Güncel GirişBahis.com girişTarafbet Giriş
1xbet supertotobet
Bugun...



CHP, Demokratik Dijital Devrim Tüzüğü’ne geçerek çağ atlar!


facebook-paylas
Güncelleme: 17-09-2024 17:38:17 Tarih: 25-08-2024 17:52

CHP, Demokratik Dijital Devrim Tüzüğü’ne geçerek çağ atlar!

CHP, 4-9 Eylül arasında;
önce Sivas ardından, Ankara’da nihayet; tüzük kurultayını yapacak ve

21. yüzyılı yakalamaya çalışacak.

 

Yıllardır, daha doğrusu somut olarak 21 yıldır;
CHP tüzüğünü çağdaşlaştırmak ve

dünyanın en ileri demokratik ülkelerine

parmak ısırtacak bir seviyeye getirmek için çalıştığımı belki biliyorsunuzdur.

 

CHP Genel Başkanlığı'na aday olduğum 2003 yılından bugüne kadar süren,

bir yoğun çabadan söz ediyorum…

 

Benim ne kadar çaba harcadığını bildiğim

bir başka çok değerli partili, Ercan Karakaş…

 

SODEV’in 1999 ve 2015 arasında

Parti tüzüğünü demokratikleştirmek için yaptığı birçok çaba var.

 

15 ay önce yapılan son kurultay için

Genel Başkanlığa aday olmak isteyen Örsan Öymen de

“ilke ve demokrasi hareketi” ile beraber;
yine tüzük konusunda, önemli ve somut önerileri gündeme getirdi.

Aynen; Parti içi demokrasiye susamış, sayısız Partili gibi…

 

En son 2011 yılında,

Kemal Kılıçdaroğlu henüz grup başkanvekili iken;
ilk kendisine parlamentoda sunduğum tüzük çalışmasının tüm metnini,

2021 yılının baharında, yeni bir ivmeyle;
Ankara Parti İçi Demokrasi Grubu’nun

beni görevlendirmesinin ardından, güncelleyerek;
“Demokratik Dijital Devrim Tüzüğü”nü (D3),

birçok değerli partili ile götürdüğüm istişarelerden sonra tamamlayarak, yayınladım.

 

Aynı hedef ve kararlılığı taşıyan bu demokratik grubun katılımıyla,

İstanbul’da bir basın toplantısıyla; kamuoyuna ve Partililere sundum.

 

Bunlar ardından, bu çalışmayı; Genel Merkez’de

dönemin Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na teslim ettim ve

Parti’nin ve örgütün bütün kademelerine

gerek basılmış kopya olarak,

gerek PDF gönderi olarak dağıttık. 

 

D3 TÜZÜĞÜ’NÜN CAN ALICI FARKI NEREDE?

 

Yeni bir tüzük taslağını, size bir makalede anlatmak tabii ki kolay değil;

önce bunu birkaç cümleyle özet olarak sunduktan sonra,

CHP’nin şu anda Türk siyasetinin neresinde olduğunu hatırlatıp,

önümüzdeki 20 günün çok önemli bir kısmında

gündemimizi meşgul edecek tüzük konusuna döneceğim.

 

Demokratik Dijital Devrim Tüzüğü’nde;
delegeler sistemi, toptan ortadan kalkıyor.

Her üyenin kendi bölgesinde ve

genel seçimlerde tüm Türkiye hakkında, oyunun bir önemi ve ağırlığı var.

 

Örnek verecek olursak;

Beşiktaş’ta oturan, her üye partili;
ilçe başkanı ve yönetimi için ve belediye başkan adayı için oy verebiliyor,

bir de üstüne;
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı adayı için tercih belirten oyunu kullanabiliyor,

kendi bölgesinin milletvekili seçimleri için de aynen tercihini yapabiliyor ve

Parti’nin Cumhurbaşkanı adayı seçiminde de kendi tercihini oy olarak kullanabiliyor.

 

Yani; artık her üyenin çorbada tuzu oluyor ve

bütün Parti’yi temsil eden noktalar için yapılan tercihlere dahli oluyor.

 

Bu şekilde;

Genel Başkan veya Parti Meclisi’nden gelen atamalarla,

seçim bölgelerinde seçmenleri ve örgütü çok rahatsız edecek tercihler,

ortadan kalkıyor.

 

Manisa belediye başkan adayını Manisalılar,

Şişli ilçe başkanını Şişlililer seçiyor,

parti meclisi adaylarını bütün yurttaki parti üyeleri seçiyor,

Cumhurbaşkanı adayını da bütün yurt üstünden,

bütün partililerin kullandığı tercih belirliyor.

 

Bütün bunlar;
merkezi bir sistemde, tüm üyelerin sahip olacağı bir dijital kart ile yapılıyor.

Böylece; yıllardır ister milletvekili ister belediye başkanlığı olsun

bütün adaylar açıklandıktan sonra yaşadığımız;
istifalar, tepkiler, kavga gürültü ve ağır suçlamalar rafa kaldırılıyor ve

bir daha bunların hiçbiriyle karşılaşılmıyor.

 

Gençlere ve kadınlara çok ciddi bir kontenjan ayrılıyor.

Herhangi bir umduğu noktadan adaylığa seçilemeyen Partili,

artık suçu yalnız kendinde arayabiliyor;

“yeterince propaganda yapmadım,

iyi fotoğraf çektirmedim,

yeterince erken kalkmadım, düşüncelerimi net bir broşürle anlatamadım” gibi… 

 

Demokratik Dijital Devrim Tüzüğü sayesinde;
herkes kendisini, artık hem Parti içinde,

hem de Türkiye’de siyasetin gidişatında sorumlu bir noktada görüyor ve

Parti’nin üye sayısı, hızla 5-10 misli tırmanıyor.

 

Nedeni gayet basit: 

Seçilmeyi hak ettiğine inanan her aday;
akrabalarını, eşini, dostunu, manavını, veterinerini Parti’ye üye yapıyor ve

kendisini desteklemesini bekliyor.

 

Bu sistemle, bütün yurda bir siyasi heyecan dalgası yayılıyor.

Ev kadınlarımız bile; çay pasta için buluştuklarında ve

konu siyasete geldiğinde; artık pasif televizyon izleyici yorumlarından çıkıp,

üye oldukları Parti’de hangi adayları destekleyeceklerini konuşur hale geliyorlar,

çünkü; artık kendilerini, doğrudan aktif etken konumunda görüyorlar.

 

Parti’nin adayları ise;
artık yalnız delegeleri veya Genel Merkez’in önemli isimlerine çalışarak kulis yapmıyorlar.

Çoğunun üye olma olasılığını da düşünerek;
gerçek anlamda kendi çalışmalarını

bütün sahaya, seçim sürecinin en başından itibaren; yayıyorlar,

yani; kendi adaylık süreçlerinin de en başından başlayarak…

Dolayısıyla; halk katmanlarında CHP’nin etkinliği ve inandırıcılığı,

çok daha yüksek oluyor.

 

CHP KAPILARINI GENÇLERE VE HALKA AÇIP, KAZANMAYA MECBUR!

 

Cumhuriyet Halk Partisi son yıllarda ciddi bir mesafe kat etti.

Her ne kadar genel seçimlerde başarısız olsa da;

yanlış kararlara imza atmış olsa da;
Kemal Kılıçdaroğlu’nun, Ankara’dan İstanbul’a Adalet Yürüyüşü kalıcı izler bıraktı.

 

Ekrem İmamoğlu’nun, İstanbul’u;
üç ayrı sandığa gidişte, üç kere kazanması ve fethetmesi,

toplumun gözünde AKP’nin artık kalesinin düştüğünü ve

Erdoğan iktidarının başladığı İstanbul’un,

artık; Atatürkçü Cumhuriyet ayarlarına döndüğünü kanıtladı.

 

Son belediye seçimlerinde,

CHP’nin bütün önemli şehirleri neredeyse kazanmış olması ve

Türkiye genelinde birinci Parti olması,

büyük bir umudun yayılmasına neden oldu.

 

Şimdi halkımız; doğan bu sıcak güneş ile beraber, en geç 2028 yılında,

CHP’nin Cumhurbaşkanlığı ve parlamentodaki çoğunluğu da kazanmasını

artık bekliyor ve buna inanıyor.

 

İmamoğlu’nun ve belediye seçimlerinde,

başta Mansur Yavaş olmak üzere; bütün diğer belediye başkanlarının

harika bir sınav vermiş olmalarının yanı sıra;
Özgür Özel’in Türkiye’de görülmemiş bir şekilde;
bir Parti’nin Genel Başkanı’nı Olağan Kurultay’da yenerek;

onun yerini almış olması, yine insanlarda ciddi bir hayranlık ve

Parti’nin değişim kapasitesine inanç getirdi.

 

Ayrıca herkes biliyor ki;
CHP 2028 seçimlerini kazanırsa ve iktidar Türkiye’de nihayet toptan değişirse;
seçimi kaybedecek olan AKP,

kesinlikle; CHP gibi yerinden kımıldamadan 20-30 yıl

sabırla ve inançla muhalefette bekleyemez;

bunun nedenlerini açıklayacak, en az on ayrı gerekçe var.

 

Yani; 2028 yılında gelecek bir başarı,

Türkiye’yi en az geçtiğimiz 20-25 yıl kadar uzun bir süreçte, 

sağlam bir şekilde; Cumhuriyet demokrasi ve özgürlük rayına sokacağa benziyor. 

 

Tüm bu nedenlerle;
CHP’nin önümüzdeki 20 günde başarma ihtimali olan tüzük devrimi,

Türkiye’nin geleceği açısından; hayati bir önem taşıyor.

 

Siyaseti bu şekilde inandırıcı eşitlikçi ve hatasız bir mantıkla

geniş halk kitlelerine yaymak;

halkın, siyasete ve destekledikleri partiye olan inancını körüklüyor. 

 

CHP kurmaylarına gelince;
onların da kendilerine sorması gereken soru şu:

 

“Biz; Cumhuriyet Halk Partisi’ne, Türkiye’ye ve

sayıları milyonlar olarak netleşen genç seçmen kitlelerine

yarayacak bir tüzük mü yapıyoruz, yoksa;

Parti’de önemli bir yer tutmuş insanların yerlerini koruyabilmek için,

kolayca devreye sokabilecekleri bir tüzük mü yapıyoruz?

 

Bizim hedefimiz;
CHP oylarını, geldiği en yüksek noktadan ileriye taşıyıp; en az %10 daha arttırmak mı, 

yoksa; kendimizin ve çevremizin,

önümüzdeki seçimlerde daha rahat seçilebilecekleri yöntemlerin sürmesini mi istiyoruz?”

 

Türkiye, bu özgürlük rüzgârının bir ucundan nihayet tutmuşken;
ben, tabii ki; CHP’nin, elinden bu fırsatın kaçmaması için

elinden geleni yapacağına inanmak istiyorum.

 

Demokratik Dijital Devrim Tüzüğü’ne geçiş,

tabii ki; biraz daha zahmetli bir süreç,

ilk anlatıldığında; “Aman kim uğraşacak bunlarla, geçin bunları efendim”

tarzında kolay karşı çıkışları çağırıyor, AMA;
yaşama geçtikten sonra inanın, Parti; kağnıdan inip, lüks motorlu taşıta binmiş gibi

hızlı hareket edecek ve herkes gıpta ile bakacak!

 

Bütün gençler; CHP’li olsun veya olmasın,

içlerinden veya dışlarından hayran olacaklar!

 

Ve lütfen herkes şunu bilsin ki;

dijital sistemle yapılabilecek her türlü iç seçim,

tartışmasız en güvenli şekilde ve

değerli Türk programcılar tarafından garantiye alınıyor.

Bunun da garantisinin verildiğini, tekrar hatırlatıyorum.

 

Kendine tam güvenemeyen bakış açısı;
“Bunu Batı’da kim yapmış ki?” diye sormak ister.

 

Kendine güvenen bakış açısı ise;

en mükemmeli, en demokrat ve özgürlükçü yaklaşımı dünyada ilk uygulayan olup,

bütün çağdaş ülkelerin dikkatini, üzerine toplamak ister!

 

CHP’nin; Demokratik Dijital Devrim Tüzüğü’nü uygulayarak yapacağı tüzük değişikliği,

potansiyel bir makyaj değişikliğinden çok daha öteye gidecek,

dosta düşmana parmak ısırtacak,

geniş halk kitlelerine, helal olsun dedirtecek!

 

Ben; sevgili Genel Başkan Özgür Özel ve arkadaşlarının

bu cesur adımı atacaklarına,

başta Demokratik Dijital Devrim Tüzüğü olmak üzere;
Parti’yi en çağdaş yaklaşımla kendini sorgulayan ve sürekli denetleyen

bu yeni düzene geçeceklerine inanıyorum, inanmak istiyorum!

 

Çünkü; bu halk onca yıl dışlandıktan sonra,

kendi partisinin yani; bu Cumhuriyet’in, “Halk” Partisi’nin

mükemmel bir kucaklayıcı iç rejime geçtiğini görmeyi, hak ediyor.

 

 

 

Bedri Baykam
bedribaykam1923@gmail.com

 






Etiketler :

FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER GÜNDEM Haberleri

Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ
HABER ARA