Tweet |
İş dünyası 2024’te;
enflasyonun kurumsal sürdürülebilirlik üzerinde oluşturduğu baskıyı hissettiği,
üretkenlik ve verimliliği önemsediği,
iş yeri stresinin arttığına tanıklık ettiği,
ChatGPT'nin olağanüstü başarısının öncülüğünde,
üretken yapay zekanın büyümesini deneyimlediği bir yılı geride bırakıyor.
2024’ün, işin geleceği hakkında zor sorularla yüzleşmek zorunda kalınan
bir yıl olduğunu belirten Yönetim Danışmanı Canan Duman,
2025'e girerken; ekonomik koşullar ve
uluslararası güvenlik meseleleri konusunda,
belirsizlikle karşı karşıya olduğumuzu belirterek;
2025 için beklentilerini paylaştı.
Belirsizlik çağında dayanıklılık
2025'e girerken;
ekonomik koşullar ve uluslararası güvenlik meseleleri konusunda,
belirsizlikle karşı karşıya olduğumuz açık.
Ukrayna ve Ortadoğu gibi bölgelerdeki devam eden çatışmalar;
ekonomik belirsizlik ve dalgalanan piyasa koşullarının yanı sıra,
işletmeler için zorluklar yaratıyor.
Kuruluşların, bu kesintilere karşı;
hayatta kalma ve uyum sağlama kapasitesini geliştirme ihtiyacı,
dayanıklılık olarak bilinir.
Dayanıklılık, 2025 boyunca; önemli bir konuşma konusu olacak.
İşletmeler;
savaş, iklim şokları, kaynak kıtlığı,
ekonomik istikrarsızlık ve toplumsal huzursuzluk gibi
birbiriyle bağlantılı zorlukların bir yumağı olan
bir 'polikriz' ile uğraşmak zorunda kalacak.
En dayanıklı işletmeler;
belirsizlik ortasında, fırsatlar bulmak için
esneklik ve inovasyonu kullanarak; hızla uyum sağlayanlar olacak.
2025’te küresel ticaretteki gidişatı,
Trump döneminde uygulanacak dış ticaret politikaları belirleyecek
Birçok iş insanının aklındaki konu;
Donald Trump'ın seçilmesinin ve bunu takip edecek olan Trump ekonomisinin,
2025'te; küresel ekonomi ve yerel ekonomiler üzerinde ne gibi bir etkisi olacağıdır.
Başkan Trump'ın,
gümrük vergilerini ne kadar sert bir şekilde uygulayacağı ve
bunların kimlere uygulanacağıdır.
Bu; daha da büyük ekonomik belirsizlik ve
dalgalanan piyasa koşullarının yaratılmasına katkıda bulunacaktır,
böylece; dayanıklılığın geliştirilmesi,
bu şoklara dayanma ve uyum sağlama kapasitesi,
önümüzdeki yıl boyunca; önemli bir itici güç olacaktır.
Lider ve yönetici gelişimini sağlamak
İş dünyası hızla değişiyor.
Şirketler, büyük oynaklık ve karmaşıklık dünyasında faaliyet gösteriyor.
Bu dinamik ortam;
kuruluşların yönetmesi gereken iki kritik risk alanı getiriyor:
Liderlik riskleri ve itibar riskleri.
Bu kritik unsurlar, soyut veya akademik konular değil;
aksine, uzun vadeli kurumsal hayatta kalma ve başarı açısından,
önem arz ediyor.
Lider ve yönetici gelişimi;
üst üste üç yıldır, en önemli öncelik olmaya devam ediyor.
Lider ve yönetici gelişimine ek olarak;
organizasyon kültürü,
stratejik işgücü planlaması,
değişim yönetimi ve insan kaynakları teknolojisi;
2025'te, insan kaynakları profesyonelleri için öncelikler arasında yer alıyor.
Dijital yeteneklerin geliştirilmesi ve işgücü dönüşümünü yönetmek
Kuruluşlar; teknolojik değişimin insan tarafında, yol almakta zorlanıyor.
Liderler; iş gücünü yeterince hazırlamadan, yapay zeka ve otomasyonu uyguluyor.
Bu; coşku ve katılım yerine, direnç ve endişe yaratıyor.
Eğitim programları, teknolojik değişime ayak uyduramadıkça;
beceri açığı büyüyor ve birçok şirket, hala;
yeniliği engelleyen eski organizasyonel yapılara tutunuyor.
Başarılı kuruluşlar, dönüşüme “önce insan” odaklı bir yaklaşım benimsiyor,
kapsamlı; yeniden beceri kazandırma programlarına yatırım yapıyor,
yapay zeka çağı için net kariyer yolları oluşturuyor ve
çalışanları, dönüşüm sürecine aktif olarak dahil ediyor.
Başarılı otomasyonun anahtarının,
sadece; teknoloji olmadığını,
onunla gelişebilecek bir işgücü oluşturmak, olduğunu anlıyorlar.
Üretken yapay zekâ iş stratejisine entegre edilecek
Son birkaç yılı;
üretken AI'nın potansiyeline hayran kalarak ve
dünyayı nasıl değiştireceğini duyarak, geçirdik.
Ancak 2025;
kuruluşların abartıdan uzaklaşıp,
üretken AI'yı; iş stratejisine entegre etmeye başlayacağı bir yıl olacak.
Akıllı işletme fikri, bir süredir bir hırstı.
Ancak; şirketler AI'yı stratejik olarak kullanma konusunda kendilerine güvendikçe,
bunun; 2025'te gerçeğe dönüştüğünü görmeye başlayacağız.
Deneyim ekonomisi: Müşteri deneyimi kraldır
2025'te müşteri deneyimi;
mal ve hizmet sağlayıcıları arasında rekabet eden temel farklılaştırıcı olarak,
giderek daha fazla görülecek.
2025'te; müşteriler, ürünlerden fazlasını bekleyecekler;
deneyimler talep edecekler.
İşin artık, işlemsel değil; deneyimsel olduğunu anlayan CEO'lar,
sektörlerine hâkim olacak.
Çalışan deneyimine başka bir bakış
2025'e girerken, çalışan deneyimi manzarası hızla gelişiyor.
2025'te enflasyona göre ayarlanmış ücret taleplerinin artması,
daha fazla esneklik (standart beklenti olarak uzaktan çalışma) ve sürekli işgücü kıtlığı,
kuruluşları; tüm faydaları yeniden değerlendirmeye zorlayabilir.
Son yıllarda yaygınlaşan iş yeri kaosunu ortadan kaldırmak için
insanların işlerini kolaylaştırmaya odaklanmak,
genç çalışanların coşkusunu, azmini ve iyimserliğini kullanmak,
aday ve çıkış deneyimini iyileştirmek,
kısa vadeli kazanç maliyetlerine öncelik vermek yerine;
uzun vadeli güven inşa etmek gibi
çalışan deneyimine farklı bakış açısı getirmek ya da koşulları iyileştirmek,
gündemde olacaktır.