gaziantep escort
Bugun...


Çetin ÜNSALAN

facebook-paylas
Baharı beklerken ömrüm kış oldu
Tarih: 18-03-2024 22:58:00 Güncelleme: 18-03-2024 22:58:00


Bir ülke ekonomisi düşünün ki, bir tarafta başarı söylemleri ve güçlülük nidaları ortaya atılsın, öbür tarafta, nüfusunun dörtte biri sosyal yardım alsın. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın 2023 raporuna göre ülkede sosyal yardım alanların oranı yaklaşık 20 milyona ulaştı.

 

Parasal boyut da yükseliyor. Yine rapora göre 2018 yılında toplam bu alana yapılan ödeme 43 milyar TL iken, 2023 sonu itibariyle rakam, 306 milyar TL’ye yükseldi. İşin içinde gıda yardımlarından elektrik yardımlarına kadar geniş bir yelpazede destekler söz konusu.

 

Öncelikle rakamların da yardım alanların da sayısının sürekli yükselmesi, bize dezavantajlı kişilere sahip çıkılmasını değil, sistematik ve yükselen bir oranda fakirleşmeyi anlatıyor. Buna kredi ve kredi kartıyla hayatını idame ettirenleri de eklersek, konu dramatik noktalara ulaşıyor.

 

Bir diğer kritik veri ise gençlerle ilgili. Ne eğitimde ne iş hayatında bulunmayan gençler ise 2 milyon 525 bin kişi oldu. Bence yine de iyimser bir oran. Çünkü aynı zamanda başvurularla tutulabilen nabızdan bahsediyoruz. Bir de hiç sesi çıkmayanları düşünürseniz, daha yüksek oranlardan söz etmenin mümkün olduğu açık.

 

Avrupa ortalamasının bunun yüzde 9,4 olduğunu düşünürsek, aradaki farkın resmin rakamlara göre bile geleceğin ekonomisi ve rekabeti açısından da bize alarm verdiğini söylemek mümkün hale geliyor.

 

Avrupa ortalaması yüzde 5 civarında gezinen asgari ücretle çalışanların, ülkemizde iki çalışandan biri olmasından, emeklilerin açlık seviyesine bile ulaşmadığı gerçeğini de eklersek, zenginleştik ve 13 bin 110 dolar kişi başına geliri yakaladık nidaları içinde büyük bir sefalet önümüze geliyor.

 

Temelde bu sorunlar aşılabilir mi? Elbette aşılabilir. Fakat hepsinden önemlisi öncelikle hayal dünyasından uyanıp, gerçeklerinizle yüzleşmeniz gerekir. Dönelim işletmelerinize… Durumun orada da çok farklı olduğunu söylemek mümkün değil.

 

Sürekli kredi ve teşvik mekanizmasıyla ayakta kalmaya çalışan, holdingleriniz, Avrupa’nın orta büyüklükteki işletmelerine denk gelen yapısıyla yüzleşmeyecek miyiz? Bankacılığımıza bakalım. Orada da sermaye büyüklükleri açısından çok büyük bir fark yok.

 

Tüm bu anlattıklarımdan oturup karalar bağlayalım anlamı çıkmasın. Ama artık kasaba siyasetçiliğinden kurtulup, gerçeklerle yüzleşip, çözüm odaklı ekonomi politikaları konuşmanın, ekonominin sadece rakamlardan ibaret olmadığının farkına varmanın ve planlama yaparak yol almanın önemini anlamak durumundayız.

 

Sağlıklı bir nota oluşturursak elbette çözüm var. Ama bu seçimden seçime koşan yapısıyla, siyasetin kendi gündemini ülkenin bir numaralı meselesi sayarken, vatandaşı seçime kadar idare edilecek unsur olarak gören yapısı değişmedikçe sonuç değişmeyecektir.

 

Bu yapı içerisinde yaşadıklarımız kader değil seçim oluyor. Seçiminizi çözümden yana kullanıyorsanız kendinizi, duygulardan yana kullanıyorsanız siyasetçileri dinleyin.

 

cetinunsalan@yahoo.com



Bu yazı 4044 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ
HABER ARA