gaziantep escort
Bugun...


Çetin ÜNSALAN

facebook-paylas
Ekmeksiz güven olur mu?
Tarih: 22-09-2020 00:06:00 Güncelleme: 22-09-2020 00:06:00


Gerçekleri göz ardı edip, ekonomiyi salt psikoloji ve algı yönetimiyle yönlendirmeye çalışanlar, bunun yetmeyeceğini anlamadığı gibi, psikolojideki güven unsurunu da yok sayıyorlar.

 

Kurumların açıklamalarından istatistiklere, Merkez Bankası’nın hamlelerinden ekonomiye yön veren bakanların tavrına kadar bir çoğunda sınıfta kalan bir fotoğraf içerisinde, TÜİK üzerinden de kalan güveni zedelemekten imtina etmiyorlar.

 

Şöyle bir anlayış var: Biz rakamları açıklarız; herkes de buna inanır. Bu tavır, dünyanın en acemice ve saf yaklaşımıdır. Zira sokakta ekonomiyi yaşayan insanların gerçekleriyle uzağa düştüğünüz her nokta, söylemlerin de, rakamların da anlamını yitirdiği aşamadır.

 

TÜİK enflasyonu yüksek açıklar; görevden yetkili alınır. Merkez Bankası faizle ilgili bir politika uygular; Başkanı görevden alınır. Bir aklıselim içlerinden gerçekleri dile getirmeye kalkar; sosyal medyadan siyasete kadar yeni tabirle linç yer.

 

Son hamle tüketici güveniyle ilgili geldi. Elinizi vicdanınıza koyup yanıtını verin. Bir tüketicinin, harcama eğilimine girmesi ve bunu güven olarak istatistiklere yansıtmasının gereği nedir?

 

Önümüzdeki dönemde istihdam piyasasında yer alması, gelirinin ve alım gücünün maliyetler karşısında ezilen bir görüntü vermemesi. Mesele bu kadar açık iken, tüketici güven hesaplamalarının içinden, işsizlik öngörüsünü çıkarmak nasıl bir aklın eseridir?

 

Hiç bana uluslararası normlar gereği gibi, son derece tutarsız, uygulamaların normlardan uzak olduğu bilindiği halde, ‘standartlara uyuyoruz’ gibisinden bir savunma içerisine girmeyin. Çünkü normlara uyulmadığını içte ve dışta herkes biliyor.

 

Çok açık bir biçimde işsiz olmanın tanımını, iş başvuru zamanlamasını kısıtlayarak daraltan, buna rağmen yükselen işsizliğin önüne rakam bazında bile geçemeyen bir yönetimin, tüketici güveni üzerinde algı çalışması yapmak için, işsizliği devre dışı bırakmasından ibaret bir eylem içerisine giriliyor.

 

Yani enflasyonda gıdanın ağırlığını düşürerek, enflasyonu sahteleştirenlerin ve bu yapısıyla da inandırıcılığını tamamen kaybeden bir yaklaşımın, şimdi benzer bir uygulamasını işsizlik öngörüsünü yok sayarak tüketici güvenini arttırmayı hedeflemiş tiyatro oyununu izliyoruz.

 

Aynı dönemde bu ülkenin ana haberlerinde yetenekli papağanların ya da damdan düşerken havuzu tutturamayanların videoları izlettiriliyor. Ekonomi kanallarında, Biden kazanırsa, ticaret savaşları biterse, para hacmi genişlerse, Türkiye’ye de gelirse üzerinden artık cılkı çıkmış iyimserlik senaryoları paylaşılıyor.

 

Oysa sokağın ekonomisi, sorunları üreticisinden tüketicisine iliklerine kadar hissediyor ve yaşıyor. Bu gerçeklik varken, rakamlarla oynasanız ne olur oynamasanız ne olur? Psikolojiyi bile yönetmede sıkıntı yaşayan bir yaklaşıma şahit oluyor. Oysa gerçek çok net: Ekmeksiz güven olmaz.

 

cetinunsalan@yahoo.com



Bu yazı 16677 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ
HABER ARA