gaziantep escort
Bugun...


Çetin ÜNSALAN

facebook-paylas
Bu mükellef size daha ne anlatsın?
Tarih: 29-12-2020 21:06:00 Güncelleme: 29-12-2020 21:06:00


Ne demiş Einstein? “Delilik: Aynı şeyleri tekrar tekrar yapıp farklı sonuçlar beklemek.” Türkiye’deki yapılandırma dizisi de aynı buna döndü. Sürekli ödenemeyecek rakamlar isteyip, sonra alamayıp, alamayınca yapılandırmaya gidip, üç kuruş tahsil edip, yeni bir yapılandırmaya yelken açmak.

 

Bu kadarı Brezilya dizilerinde bile olmaz. Şimdi 31 Aralık son tarihli bir yapılandırma daha var gündemde. Her yapılandırmanın sonu fiyasko oldu. Göreceksiniz bu da öyle olacak.

 

Son 5 yılda 4 yapılandırma gündeme getirip, ödeme kabiliyeti olmayan insanların haciz korkusuyla başvurmasını sağlayıp, alacaktan tahsilat yapmak vergi yönetimi ise ben başka bir şey demiyorum. Zaten iktisatçıların da bir şey diyebileceğini sanmıyorum.

 

Ödeyenlerin her seferinde mağdur olduğu, ödemeyenin yine ödeyemediği, ilk taksiti yatırmak için borçlandığı, ama aradan bazı şirketlerin nedense çok ballı çıkarak, yeni bir ödeme zamanı beklediği ve asla sonuç alınmayan bir işlemden söz ediyoruz.

 

Gerçekçi bir vergi uygulaması olmadığı için de, ödemeyenlerin arasında kimin iyi niyetli, kimin kötü niyetli olduğunun anlaşılması zor bir durum önümüze geliyor. Fakat herkes biliyor ki, 2021’in sonuna doğru yeni bir yapılandırma kaçınılmaz.

 

Bu durumda zaten vergi tahsilatı yapamazsınız. Son yapılandırmaya 40 günde 6 milyon 575 bin mükellef başvurdu. Bu ne anlama geliyor biliyor musunuz? Toplam mükellef sayısının 11,5 milyon olduğu bir ülkede, piyasalar çökmüş demek.

 

Daha kötüsü yapılandırmanın gerçekleşmesine bakalım. Eğer peşin paranız varsa yüzde 90’a kadar indirim alabiliyorsunuz. Adama sorarlar: Madem peşin paran vardı niye ödemedin? Ne yazık ki bu firmalar genellikle zaten hiçbir konuda soru sorulmayanlar oluyor.

 

Geri kalan büyük çoğunluğu ise anladığım kadarıyla kimsenin umursadığı yok. Muhtemelen ikinci taksitte yine bozulacak bir yapılandırma yaşayacağız.

 

Bir ülkede her iki mükelleften biri kamuya olan vergi, prim gibi borçlarını ödeyemiyorsa, arka arkaya yapılandırmaya gitmenize rağmen sonuç alamıyorsanız, yeni bir yapılandırma mı yaparsınız; yoksa ‘insanlar neden ödeyemiyor’ sorusunun yanıtını mı ararsınız?

 

Türkiye’de ne yazık ki adil, ödenebilir bir vergi sistemi ve oranları olmadığı, iktidarlar insanların kazancına değil, cirosuna ortak olduğu için ne firmalarımız gelişebiliyor ne de yükümlülükler yerine getirilebiliyor.

 

Şimdi bundan çıkan sonuçlar ne? Türkiye bir yapılandırma fırtınası içinde sürüklenmeye devam edecek. Her seferinde ödeyemeyenler aynı olduğuna göre, en elektroniğinden hacizler, piyasalarda kırılan ödeme zincirleri yaşayacağız.

 

Ekonomide güven bozulmalarının arka arkaya gelmesi kaçınılmaz hale gelecek. Bu şartlar altında kim, nasıl güvensin? Ekonomi, Merkez Bankası politikalarından, dolar, borsa ya da faizden ibaret değil ki...

 

Bir de üstüne enflasyonla mücadele kapsamında iç piyasadaki hacmi daraltacağız; ama vergileri tartışmayacağız. Ne asgari ücret üzerindekini, ne de mükelleflerin yükümlülüklerini...

 

Sonra da çıkıp insanlara ödemeleri için çağrıda bulunup, kimsenin inanmadığı ‘bak bu sefer son’ nidaları atacağız. Ben size ne olacağını söyleyeyim. İktidar ya vergi ve primleri ödenebilir kılacak ya da tahakkuk etse de ödenemeyen bu kalemi şüpheli alacaklar listesine atacak.

 

Peki yapar mı? Niye yapsın ki? Zaten vergi gelirlerinin yüzde 80’ini dolaylı vergiler oluşturuyor. Geri kalan yüzde 20’de de kopardığını koparıp, gerisini firmalar üzerinde baskı unsuru olarak kullanıyor. Ne güzel memleket ama...

 

cetinunsalan@yahoo.com



Bu yazı 17332 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ
HABER ARA