Tweet |
Kahramanmaraş’ta meydana gelen 7,7 ve 7,6 şiddetindeki iki deprem,
10’u aşkın kentte, 31 binin üzerinde can kaybı yaratırken;
etkisi, yıllarca sürecek ekonomik zarar meydana geldi.
İzmir Serbest Bölgesi (İZBAŞ) Yönetim Kurulu Başkanı Eyüp Sevimli,
Ocak ayı içinde; depremin ekonomik maliyetlerini konu alan,
“Yapısal Olmayan Risklerin Yönetimi” konulu
eğitim çalışmasına ev sahipliği yaptıklarını anımsatarak;
“Bu eğitimin ne kadar önemli olduğunu,
birkaç gün sonra yaşadığımız depremde anladık.
Hayatlarını kaybeden vatandaşlarımızın değerini, elbette ölçemeyiz.
Acıları, hepimizin yüreğini dağlıyor.
Hepsine, Allah’tan rahmet diliyoruz.
Ancak; bu acılardan gereken dersleri alarak,
Türkiye’yi yeni depremlere en üst seviyede hazırlayacak kaynakları,
garanti altına almalıyız.” dedi.
Dünyanın en riskli deprem ülkeleri arasında yer alan Türkiye’nin,
yaşadığı yıkımların azaltılması için
sürdürülebilir finansal kaynağa ihtiyaç duyduğunu kaydeden Sevimli,
İşsizlik Sigortası Fonu’nda başarıyla uygulanan sistemin;
Deprem Fonu’nda da uygulanmasını ve
amacı dışında kullanılmasını engelleyecek yasal güvenceye kavuşturulmasını, önerdi.
Deprem Fonu’nu oluşturacak kaynakların,
toplumun tüm kesimlerince adil olarak karşılanması gerektiğine dikkat çeken Eyüp Sevimli,
şu değerlendirmeyi yaptı:
“1999 yılından bugüne, başarıyla uygulanan İşsizlik Sigortası Fonu;
iyi bir uygulama örneği olarak, karşımızda duruyor.
Pandemi döneminde;
bu fonun önemini, işverenler olarak yaşayarak tecrübe ettik.
Deprem Fonu için de, benzer bir model kurgulanabilir.
Fonda toplanacak kaynağın, amacı dışında kullanılmayacağı yasal güvenceye bağlanarak;
profesyonelce yönetilip nemalandırması, sağlanabilir.
Etkileri onlarca yıl süren deprem kaynaklı ekonomik yıkımlar,
ülkemiz ekonomisi üzerinde en önemli risk unsurunu oluşturuyor.
Sadece konutlar değil;
fabrikalarımız ve üretim tesislerimiz de
gerek yapısal özellikleri, gerekse acil durum planları ile depremlere hazır olmalı.”
İZBAŞ Yönetim Kurulu Başkanı Eyüp Sevimli,
1999 depreminden sonra oluşturulmasına rağmen; 2007 yılında lağvedilen
Ulusal Deprem Konseyi’nin de yeniden kurularak,
alanlarında uzman bilim insanlarının kamu otoritesinin liderliğinde,
bir araya getirilmesi gerektiğini, sözlerine ekledi.
Türkiye’nin en yetkin deprem bilimcilerinin,
Kahramanmaraş yöresindeki depremler için defalarca uyarılarda bulunduklarını;
depremin yeri ve şiddetine yönelik nokta atışı tahminler yaptıklarını anımsatan Sevimli,
sözlerini şöyle sürdürdü:
“Benzer ikazlar;
bilim insanlarımız tarafından defalarca, İstanbul için yapılıyor.
Hükümetimizin, yerel yönetimlerimizin;
tehdidi en üst seviyede ciddiye alarak,
kaynak aktararak, kentlerimizin depreme hazırlık seviyelerini artırmaları gerekiyor.
İmar planlarının;
kent yerleşimlerinin deprem gerçeğini gözeterek yapılması,
hayati önem taşıyor.
Ülkemizin bu acıları yeniden yaşamaması için
hazırlık süreçlerimizi ve seviyemizi en üst seviyeye taşımamız gerekiyor.”