gaziantep escort
Bugun...



'Dijitalizasyon; veri merkezi sektörü için olumlu bir şey ve yapay zeka, sektörün sadece reaktif değil; daha öngörülü olmasına yardımcı olabilir'


facebook-paylas
Güncelleme: 01-05-2024 16:26:46 Tarih: 12-04-2024 08:45

'Dijitalizasyon; veri merkezi sektörü için olumlu bir şey ve yapay zeka, sektörün sadece reaktif değil; daha öngörülü olmasına yardımcı olabilir'

Eaton Ülke Müdürü Yılmaz Özcan,

veri merkezi sektöründe; 2024 yılı için beklentileri ve trendleri hakkında bilgi verdi.

 

Dünyamız, günlük yaşantımızın neredeyse her alanında,

dijital dönüşüme ayak uydururken;
dijitalleşmede çok önemli bir rol oynayan veri merkezi sektörü de sürekli gelişiyor.

 

Veri merkezi pazarının hızlı evrimini ve

veri merkezlerinin mimari ve tasarımındaki değişimleri dikkate alırken;
kendimizi çoğu zaman adeta bir labirentte kaybolmuş ve

yolumuzu bulmaya çalışır gibi hissediyoruz.

 

Ancak;

veri merkezi endüstrisinin gidişatını değiştirmeyi vaat eden bu labirentin sonunda,

zorluklar kadar, fırsatlar da bizleri bekliyor.

 

Aslında, veri merkezi endüstrisinin;
operasyonları optimize etmek,

kaynak tahsisini kolaylaştırmak ve güvenlik protokollerini geliştirmek için

en son teknolojilerden yararlanmayı içeren,

kendi dönüşüm yolculuğundan geçtiğini de söyleyebiliriz.

 

Sürdürülebilirliği ve enerji verimliliğini artırırken,

talepteki hızlı büyümeyi de yönetmek (yani; daha azıyla daha fazlasını yapmak) ve

yönetmeliklerdeki değişikliklere uymak gibi konulara bakıldığında;
2024'te, veri merkezi sektörünün

"böyle gelmiş böyle gider" mantığından sıyrılacağını söylemek, yanlış olmaz.

 

Veri merkezi pazarının büyümesini tetikleyen çeşitli faktörler mevcuttur

 

Bunlar arasında;
bulut teknolojisinin, dünyanın dört bir yanındaki organizasyonlar tarafından

sürekli olarak yaygın bir şekilde benimsenmesiyle hızlanan,

veri yoğun endüstrilerin sürekli gelişimi de yer almaktadır.

 

İnovatif yeni Nesnelerin İnterneti (IoT) ve

Yapay zeka (AI) teknolojileri de önemli diğer bir faktördür.

 

Yapay zeka ve diğer dijital çözümler;
veri merkezi yaşam döngüsü yönetiminde, giderek daha önemli bir rol oynamaktadır.

 

Bu tür yetenekler; yalnızca veri merkezinin mevcut durumunu izlemekle kalmaz,

aynı zamanda; derin operasyonel içgörüler sağlar ve

kestirimsel analizi de gerçekleştirerek,
veri merkezi operatörlerinin;
performansı yönetmelerine,

varlıklarının nerede olması gerektiğini anlamalarına ve

hedeflerine ulaşmak için ihtiyaç duydukları yolu oluşturmalarına, olanak tanır.

 

Ancak; bu yeteneklerin,

aynı zamanda; bir meydan okumayı beraberinde getirdiği bir gerçektir.

 

Yapay zeka yazılımlarının çoğu, büyük miktarlarda veri üzerinde eğitilmektedir.

Bu nedenle; yapay zeka gibi teknolojilerin ortaya çıkması,

bilgi işlem talebinde; muazzam bir artışa yol açmıştır.

 

TIRIAS Research'e göre;
ChatGPT gibi Üretken Yapay Zeka uygulamalarının veri talepleri,

2028 yılına kadar; dünya çapında işlenen verilere dayalı iş yükü sayısında

50 kat artışa neden olabilir.

 

Teknolojide süregelen ilerlemelerle birlikte;
talepteki bu katlanarak büyüme, veri merkezi tasarımı ve mimarisine ilişkin

müşteri gereksinimlerinin değişmesine neden olabilir.

Bu da, yeni ve farklı çözümlere ihtiyaç duyulmasına zemin hazırlayacaktır.

 

En azından, veri merkezi operatörleri;
mevcut yatırımlarını en üst düzeye çıkarırken veya genişletirken,

daha fazla veri merkezi alanına ve

rack başına daha fazla yoğunluğa, acil ihtiyaç duyacaklardır.

Bu operatörlerin; bu artan güç talebini karşılamak için

hızlı bir şekilde konuşlandırılabilecek ve

etkili bir şekilde yönetilebilecek araçlar, bulmaları gerekecektir.

 

Kullanılabilirliği hızlı bir şekilde artırmak da söz konusu olunca,

modülerlik; bu zorluğa verilecek cevaplardan biri olarak, şimdiden ortaya çıkıyor.

 

Modüler veri merkezi;
bir veri merkezi kapasitesini ihtiyaç duyulan her yere yerleştirilebilen, bir dağıtma yöntemidir.

 

Bu nedenle; 2024 yılında bu eğilimin hızlanmasını bekliyoruz.

Modüler veri merkezleri, tipik olarak; 

mevcut bir veri merkezine eklenebilen,

entegre edilebilen veya güçlendirilebilen

ya da bir modüller sistemi halinde birleştirilebilen,

standartlaştırılmış komponentlerden oluşur.

 

Güç kısıtlamaları

 

Birçok ülkede, şebekeye büyük yeni yüklerin eklenmesine dair kısıtlamalar getirilmiştir.

İnşaat veya genişletme projeleri için izin almak, giderek zorlaşmakta ve

bu da; veri merkezi kümelerinin nerede konumlandırılacağı konusunda,

soru işaretleri oluşturmaktadır.

 

Şimdiye kadar, veri merkezleri için geleneksel merkezler;
Frankfurt, Londra, Amsterdam, Paris ve Dublin gibi büyük şehirler olmuştur.

 

Bunun nedeni;
ya, şirket merkezlerinin varlığı ya da;

güçlü telekom bağlantısı ve ideal müşterilerin demografik yapısından kaynaklanan

doğal ekonomik avantajlardır.

 

Bununla birlikte,
bu geleneksel merkezlerden uzaklaşmaya ve

güç kısıtlamasının daha az sorun olabileceği ve

ilgili izinlerin alınmasının daha kolay olduğu;
Brezilya, Türkiye veya Çin gibi “2. Kademe” ülkelerdeki,

daha küçük şehirlerde veri merkezleri kurmaya yönelik bir eğilim, mevcuttur.

 

Sürdürülebilirlik mücadelesi

 

Veri merkezlerinin; yaptığımız neredeyse her şeyin merkezinde, yer almasıyla birlikte;
bu merkezlerin varlığı ve

güç gereksinimleri konusunda kamuoyunun bilinçlenmesi kaçınılmazdır ve

bu da; çevresel sorumluluğu beraberinde getirmektedir.

 

Veri merkezleri, dijital dünyanın bel kemiğidir ve bu nedenle;
toplumun, iklim değişikliğiyle mücadele amacıyla emisyonları azaltma şeklini; etkiler.

 

2024 yılında da, sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmak;
hayati önem taşımaya devam edecek ve veri merkezi sektörü,

bu alanda ilerleme kaydedebilmek için

Avrupa Birliği (AB) ve ABD Güvenlik ve Borsa Komisyonu gibi

düzenleyici kuruluşların incelemelerine maruz kalacaktır.

 

Büyüme ve sürdürülebilirliği dengelemek; şüphesiz zor olacaktır, ancak;
sektör daha sürdürülebilir bir geleceğe doğru ilerlerken,

veri merkezlerinin; genel çevresel ayak izlerini en aza indirmek için

inovatif stratejiler benimsemeleri gerekecektir.

 

Bu zorunluluk;
sektör genelinde, teknolojik ilerlemeler ve

çevresel etki arasındaki etkileşimi kabul eden sistem performansına,

daha bütünsel bir yaklaşıma yönelik, daha geniş bir taahhütle uyumludur.

 

Enerji verimliliği; bu taahhüdün yerine getirilmesinde, önemli bir rol oynayacaktır.

 

Aynı miktarda veya daha az enerjiyle daha fazlasını başarmak;

önümüzdeki yıl boyunca da, üzerinde durulan bir tema olacak ve

bu tema; öngörülebilir gelecekte de önemini koruyacaktır.

 

Karbon muhasebesi için en yaygın standart olan Sera Gazı Protokolü kapsamında;
'Kapsam 3 emisyonları' olarak bilinen hususların ele alınmasına,

giderek daha fazla önem verilecektir.

 

Şu anda pazarın büyük bir kısmı, (diğerlerine ek olarak)

karbon kullanım etkinliği, enerji kullanım etkinliği ve su kullanım etkinliğini içeren;
Kapsam 1 ve 2 sorumluluklarına odaklanmıştır.

Kapsam 3 ise; bir veri merkezine,

sürdürülebilirlik açısından; toplam yaşam döngüsü perspektifinden bakmayı ve

vurguyu, metriklerden tüm sistem performansına kaydırmayı; içermektedir.

 

Dijital süreçler;
en kapsamlı ve ayrıntılı sürdürülebilirlik raporlaması için

kullanılabilirlik, ölçeklenebilirlik, esneklik ve

ticari verimlilik gibi hususları dikkate alan bir yazılım kullanarak,

bu performansı ölçmek ve yönetmek için temel yöntem; olacaktır.

 

Önemli ölçüde artan bu dijital farkındalığın,
sektörü; çevre dostu uygulamaları benimsemeye doğru itmesi, kaçınılmazdır.

 

Akülü enerji depolama sistemleri,

yerinde üretim,

gelişmiş soğutma ve diğer teknolojilerin ön plana çıkması, beklenmektedir.

 

Mevcut kaynakları değiştirmek veya desteklemek için

yenilenebilir enerji kaynaklarını araştırmak ve

güneş panelleri ve rüzgar türbinleri gibi varlıklardan,

yerinde elektrik üretimini başlatma veya artırma seçeneklerini araştırmak;
bu trendin, bir parçası olacaktır.

 

Aynı şekilde; veri merkezlerinin,

şebeke ile nasıl birlikte çalışabileceği hususunun, altı yeniden çizilecektir.

 

Hepimiz; 2024 yılında,

şebeke etkileşimli veri merkezi hakkında, daha fazla şey duymaya devam edeceğiz ve

veri merkezi operatörleri;

şüphesiz, sadece şebekenin karbonsızlaştırılmasına yardımcı olmakla kalmayıp,

aynı zamanda; kendi sürdürülebilirlik hedeflerine de katkıda bulunan

bu seçenek hakkında; daha fazla bilgi edinmek isteyeceklerdir.

 

Veri merkezi sektörünün;

Birleşmiş Milletler'in 2050 yılına kadar,

karbon nötrlüğü hedefini gerçekleştirmekle görevli

düzenleyici kurumlarının dikkatini çekmesi, hiç de şaşırtıcı olmamıştır

 

Avrupa'da; AB, yeniden düzenlenen Enerji Verimliliği Direktifi de dâhil olmak üzere;
bazı temel direktiflerini kökten ve kapsamlı bir şekilde gözden geçirerek,

veri merkezlerine ilişkin tartışmayı hızla yeniden şekillendirerek, öncülük etmektedir.

 

Eylül 2023'te yayınlanan düzenlenmiş bu direktif;
AB Üye Devletleri'ne,

veri merkezlerinin enerji performansını izleme yükümlülüğü getirmekte ve

AB düzeyinde bir veri tabanının;
veri merkezlerinin enerji performansı ve

su ayak izi ile ilgili bilgileri toplayıp, yayınlayacağını belirterek;
bunu, bir formaliteden çok daha fazlası haline getirmektedir.

 

Aslında, Avrupa Komisyonu,

veri merkezlerinin; enerji performansı ve sürdürülebilirliği üzerine

bir çalışma yapılmasını talep etti.

Bu da, veri merkezi endüstrisinin;
politika yapıcıların ve düzenleyicilerin çevresel bütünlük konusunda

çok daha sert bir duruş sergilemesine hazır olması gerektiği anlamına, gelmektedir.

 

Sektöre verilen mesaj;
daha sıkı kurallar beklentisiyle harekete şimdi geçmenin,

sorunlara daha sonra yanıt vermekten daha iyi olduğu, yönünde olmalıdır.

 

Sorumluluğu kendi ellerine almaları;

sektöre, kesinlikle; itibar açısından ve muhtemelen finansal olarak da iyi hizmet edecektir,

çünkü; enerji ve su kullanımının azaltılması,

iyileştirme maliyetleri hesaba katıldığında bile; uzun vadede, para tasarrufu sağlayacaktır.

 

Parlak bir gelecek

 

Sağlam bir dijital strateji oluşturmak,

ilk bakışta, zorlu bir görev gibi düşünülebilir, ancak;
günümüz ortamında, veri merkezlerinin;

bu makalede değinilen tüm trendlere uygun olarak gelişmesi, mutlak bir gerekliliktir.

 

Artan bilgi işlem talebi;
operasyonlarda hız ve optimizasyon ihtiyacını artırırken,

veri açısından, zengin ortamın verimli bir şekilde yönetilmesini sağlamak;
kilit önem taşımaktadır.

 

Dijital dönüşüm, hayatın her alanını etkilemekte ve

iş yapma şeklimiz de buna uygun olarak, değişmektedir.

 

Açıkça görülüyor ki;

dijitalizasyon, veri merkezi sektörü için olumlu bir şey ve

yapay zeka; sektörün sadece reaktif değil, daha öngörülü olmasına yardımcı olabilir.

 

2024'te, veri merkezi sektörünün; ilerisi için umut vaat ettiğini söyleyebiliriz.

Kuşkusuz, bu dönem teknolojik ilerlemeler;

sürdürülebilirlikle ilgili zorunlulukları ve

operasyonel mükemmellik arayışının dinamik bir etkileşimi ile karakterize edilecektir.

 

Ancak; veri merkezlerinin,

sorumlu ve sürdürülebilir bir şekilde büyüyerek;
dijital inovasyonun gerçek merkezleri haline gelme şansı vardır:

Sektör ve hepimiz için değerli yeni bir gelecek.







Etiketler :

FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER TEKNOLOJİ Haberleri

Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ
HABER ARA