Tweet |
Akıllı şehir yaklaşımı,
tüm dünyada hızla yerel yönetimlerin gündemine giriyor.
Özellikle; dünyanın doğusundaki ülkelerde başlayan akıllı şehir yatırımları,
hızla; batıya doğru yayılıyor.
Akıllı şehir pazarının yarattığı ekonominin;
2027 yılında, 1 trilyon doları geçeceği öngörülüyor.
Akıllı şehirlere yapılan yatırımların, öne çıkan nedenlerinden biri olarak;
söz konusu teknolojinin toplum güvenliğe olan katkısı gösteriliyor.
Bugün; Avrupa Birliği ülkelerinin GSYİH'nın yüzde 1,7'si,
kamu düzeni ve güvenliğe yönelik harcamalara gidiyor.
Devletler; kamu güvenliğini sağlayabilmek adına, yatırımlarını artırmasına rağmen;
hızla büyüyen kentler ve artan nüfus,
şehirlerdeki güvenlik sorunlarının da artmasına neden oluyor.
Şehirlerin artan güvenlik sorunlarını aşmanın yolu da
akıllı şehirlerden ve teknolojinin gücünden yararlanmaktan, geçiyor.
Akıllı şehir yaklaşımı, toplum güvenliği anlamında birçok yenilik vadediyor.
Suçu önleme adına kullanılan akıllı kameralar,
Nesnelerin İnterneti (IoT) teknolojileri,
akıllı ışıklandırmalar ve yöneticilere sürekli veri aktaran sistemlerle;
kentler daha güvenli hale gelebiliyor.
Akıllı şehir yaklaşımıyla,
vatandaşlar da çözümün bir parçası haline gelebiliyor.
Akıllı kameralar sayesinde;
şüpheli hareket, cisim ya da durum rahatlıkla analiz edilebiliyor ve
ilgili merkeze uyarı gönderilebiliyor.
Bu sayede;
görevlilerin hızlı ve doğru karar almaları sağlanıp,
henüz problem yaşanmadan önlem alma ya da engelleme fırsatı yakalanmış oluyor.
Akıllı şehir sistemleri;
geçmiş kamu güvenliği verilerini,
polis kayıtlarını,
suçlu davranış verilerini,
kamera kayıtlarını inceleyerek;
suçların ve diğer kamu düzensizliği türlerinin,
ne zaman ve nerede meydana gelebileceğini tahmin etmek için
büyük veri ve analitiğin gücünden yararlanabilir.
Bunun en önemli örneği;
Kanada Vancouver'da gerçekleşiyor.
Vancouver polisi;
şehirde konut veya ticari hırsızlıkların beklendiği alanları belirlemek için
geçmiş verilerden yararlanarak, tahmine dayalı modeller kullanıyor ve
ardından; potansiyel suçları önlemek için memurları görevlendiriyor.
Akıllı şehir yaklaşımını güçlendirmek ve yaygınlaştırmak için
42 yıldır bilişimin gücünü kullanan
Yönetim Kurulu Başkanı Şekip Karakaya,
“Akıllı şehir yaklaşımının dönüştürücü etkisiyle,
suç oranları düşecektir.
Yapay zeka, tahmine dayalı analitik ve
gerçek zamanlı izleme olanağı sayesinde;
akıllı şehirler bir önleme, hızlı müdahale ve
toplumu güçlendirme merkezi haline geliyor.
Kolluk kuvvetleri,
akıllı sensörlerin ve birbirine bağlı sistemlerin yardımıyla;
potansiyel tehditleri, sorunsuz bir şekilde tahmin edip azaltabiliyor.
Ancak; şunu da eklemeliyim ki,
bir şehri akıllandırmak,
sadece; geleneksel altyapıya dijital arayüzler eklemekten geçmiyor.
Daha iyi, doğru ve hızlı karar almak, yaşam kalitesini artırmak için
teknolojiyi ve veriyi bilinçli bir şekilde kullanmaktan geçiyor.
Yerel yönetimlerimiz bu vizyona sahipler ve
bununla ilgili önemli adımlar atıyorlar.
Türkiye'nin; önümüzdeki dönemde akıllı şehir teknolojilerinin kullanımı konusunda
önemli adımlar atacağına, inanıyorum” dedi.