Tweet |
Bu yıl Birleşmiş Milletler Kadının Statüsü Komisyonu (KSK) 68. Oturumu,
11 - 22 Mart 2024 tarihleri arasında gerçekleşiyor.
Türkiye’de kadın hareketinin öncü isimlerinden
Kadın Dernekleri Federasyonu Başkanı Canan Güllü ve
Türkiye Kadın Koalisyonu ile Patiska Platformu’ndan Selma Acuner,
New York’ta KSK toplantılarına katılacak Konuşmamız Gerek Derneği’ne, konuştu.
● Kadının Statüsü Komisyonu’nun ana teması;
“yoksulluğun ele alınması,
kurumların güçlendirilmesi,
toplumsal cinsiyet perspektifiyle finansman sağlanması yoluyla,
toplumsal cinsiyet eşitliği hedefine ulaşılmasının ve
kadınların ve kız çocuklarının güçlendirilmesinin hızlandırılması” olacak.
● Yoksulluk ana temasını ve diğer öncelikli toplumsal cinsiyet konularını tartışmak üzere;
bütün dünyadan devlet temsilcileri, sivil toplum kuruluşları,
şirketler ve uluslararası kuruluşlar bir araya gelecek.
BM üye devletleri, hükümetler arası kuruluşlar ve BM kuruluşları “yan etkinlikler”,
Türkiye’den pek çok kurumun da dahil olduğu sivil toplum kuruluşları ise;
“paralel etkinlikler” düzenleyecek.
● Konuşmamız Gerek Derneği;
regl yoksulluğu bakış açısıyla,
New York’ta Birleşmiş Milletler KSK oturumlarına katılım sağlayacak;
BM kuruluşları ve uluslararası sivil toplum örgütleriyle görüşmeler gerçekleştirecek ve
sivil toplum forumu NGO CSW’da;
Oxfam Ghana ile iş birliğinde bir paralel etkinliğe ev sahipliği yapacak.
Uluslararası etkinlikte;
vergi adaletinin ötesinde, regl yoksulluğuyla mücadele alanında
Türkiye ve Gana’dan deneyimleri, sivil toplum ve gençlik bakış açısıyla sunulacak ve
bütün dünyada regl yoksulluğu alanında çalışan kuruluşlar;
deneyim paylaşımı ve politika tartışmaları için bir araya gelecek.
● Canan Güllü:
Eşitlik mücadelesi ve yoksullukla mücadelede;
sürdürülebilir istihdam, bakım yükü ve ILO 190 nolu,
işyerinde şiddet ve tacizin önlenmesi sözleşmesinin vurgulanması kritik.
Yoksulluk temasının;
küreselden yerele, farklı boyutlarıyla tartışılacağı Komisyon oturumu öncesi,
Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu Canan Güllü,
Türkiye’den kadın derneklerinin,
uluslararası savunuculuktaki duruşunu ve taleplerini paylaştı:
“Dünyada her alanda yoksulluk;
toplumsal yaşamı ve kamu hizmetlerini de etkileyerek, giderek derinleşiyor.
Bu derinleşme;
toplumsal cinsiyet eşitliği bakımından alt sıralarda yer alan Türkiye’de
en çok kadınları etkiliyor.
Sorunlar, mavi gökyüzü altında her yerde aynı.
Eşit birey olarak görülmeyen;
bu nedenle, eğitimden uzak erken yaşta ve zorla evlendirilen kız çocukları,
istihdamda çok az temsil,
istihdamın sürdürülebilirliğinin sağlanmasına yönelik çözümsüzlük ve
bakım yükü ile yoksulluk, bir miras gibi; nesilden nesile uzanıyor.
Öyleyse;
eşitlik mücadelesine iktidarları ikna etmeye,
erken yaşta ve zorla evliliği önlemeye,
kadınlar üzerindeki bakım yükünü kaldıracak
kreş ve yaşlı bakım merkezleri sayılarını arttırarak, zorunlu hale getirmelerini ve
imzalamamış olan ülkeler için
işyerinde şiddet ve tacizin önlenmesine yönelik
ILO’nun 190 nolu sözleşmesinin imzalanması ve uygulanması için
ülkelere çağrı yapmalıyız.”
● Selma Acuner:
Yaşlı kadınların sosyal dışlanmasının önüne geçebilmek,
dijital açıdan güçlenmeyi destekleyici politikalarla mümkün.
Kadın Koalisyonu ve Patiska Platformu’ndan,
yıllardır devlet kurumları ve sivil toplum şapkalarıyla;
KSK’da temsil tecrübesi olan Selma Acuner,
sivil toplumun önceliklendirmeye çalıştığı konulardan biri olan;
yaşlı kadınların haklarına, vurgu yaptı:
“Toplumlar yaşlanmaya devam ederken;
çözüm bekleyen en önemli politika alanlarından biri,
yaşlı kadınların karşı karşıya kaldığı, temel sorunlar.
Ancak;
yaşlı kadınların,
küresel toplumsal cinsiyet eşitliği politikalarındaki görünürlüğü
maalesef; oldukça zayıf.
Dijitalleşme çağında;
yapay zeka gibi teknolojilerin hızla ilerlemesi,
yaşamın birçok yönünü kolaylaştırıyorsa da;
bu ilerleme, toplumun bazı kesimlerini geride bırakma riskini de
beraberinde getiriyor.
Özellikle; yoksulluğun çok yaygın olduğu yaşlı kadın nüfusu,
yapay zeka ve gelişen teknolojilere erişemediği için
dijital dünyaya ayak uydurmakta zorlanıyor ve bu durum;
onların, toplumdan giderek daha fazla dışlanmasına yol açabiliyor.
Sosyal dışlanma;
yalnızca bireysel düzeyde değil,
toplumsal düzeyde de ciddi sonuçlara yol açabilir.
BM gibi uluslararası kuruluşlar;
yaşlıların dijital dünyaya entegrasyonunu kolaylaştıracak
politikalar geliştirmeli ve uygulamalıdır.
Dolayısıyla;
KSK'da kabul edilecek uzlaşılmış sonuçlar metni,
yaşlı kadınlara yönelik dijital eğitim programlarını,
uygun ve erişilebilir teknolojik araçları ve
sosyal destek hizmetlerini içererek, aktif yaşlanmayı garantilemelidir.
Ayrıca;
yaşlı kadınların özel ihtiyaçlarını göz önünde bulundurarak,
toplumsal cinsiyet eşitliği perspektifinden de politikalar geliştirilmelidir.
Bu, sadece; yaşlı kadınların,
dijital dünyaya entegrasyonunu sağlamakla kalmayacak,
aynı zamanda; onların sosyo-ekonomik koşullarını iyileştirecek ve
toplum içindeki konumlarını güçlendirecektir.
BM-KSK, bu konuda liderlik yaparak;
üye ülkeleri, yaşlı kadınların dijital açıdan
güçlenmelerini destekleyici politikalar uygulamaya, teşvik etmelidir.
Ancak bu şekilde;
dijitalleşme çağında yaşlı kadınların toplum dışı kalmalarının önüne geçilebilir ve
daha kapsayıcı bir toplum, inşa edilebilir.”
● Konuşmamız Gerek, BM’de neleri savunacak?
Konuşmamız Gerek Derneği;
Türkiye’yi temsil eden sivil toplum örgütleriyle birlikte,
bir küresel sorun olarak; regl yoksulluğunun görünürlüğünü artırmak ve
uluslararası politika belgelerine dahiliyeti için çalışacak.
Savunuculuk çalışmalarına regl yoksulluğu sorununun;
kesişimselliğine,
vergi indirimi veya vergi muafiyet probleminin alım gücü ve
menstrüel ürünlere erişim konusunda kesin ve yeterli çözüm olmadığına,
menstrüel adaletin; kadın yoksulluğu, sosyal adalet, cinsel haklar ve
üreme sağlığı ve hakları, toplumsal cinsiyet eşitsizliği gibi alanlarda görünürlüğüne,
deprem sahasındaki tecrübelerden yola çıkarak;
afet sonrası regl odaklı destek politikalarının önemine, vurgu yapacak.
● 8 Mart Emekçi Kadınlar Günü’nü kutlarken;
emek verdiğimiz her 30 günün 7 gününde regl olduğumuzu,
görünen ve görünmeyen emeği verirken süren regl döngüsünde,
kapsayıcı regl bakımına erişimin, bir insan hakkı olduğunu vurguluyoruz.
8 Mart kutlamalarını yapan kurumlara;
eşitlikçi politikaları,
yılın her günü ve herkesi kapsayan şekilde uygulamanın gereğini; hatırlatıyoruz.