Geçmişten günümüze çeşitli ihtiyaçlarımıza bulduğumuz çözümler ve
bu çözümlerin değişen koşullara adapte edilebilmesi
her alanda başarıyı yakalamak için temel etkenlerden biri olmuştur.
Bu bağlamda, İhtiyaçlarımızı gidermekte
kullandığımız kaynakların devamlılığını sağlamak,
dengeyi korumak oldukça önemlidir.
Sürdürülebilirlik her alanda önemli olduğu gibi ekonomik ve finansal anlamda da şirketler açısından hayati önem taşımaktadır.
Ekonomik ve finansal sürdürülebilirliği vizyon ve misyonları kapsamında
kendilerine hedef belirleyen ve bu hedef doğrultusunda doğru adımlar atan şirketler
değişen dünya standartlarına ayak uydurarak;
yakaladıkları başarıyı katlayarak büyümeye devam edeceklerdir.
Her sektörde olduğu gibi bankacılık sektöründe de
başarının anahtar unsurlarından birisi sürdürülebilirliğin yakalanmasıdır.
Kriz durumlarında ortaya çıkan fırsatları hızlıca kavrayıp gerekli hamleleri
olabilecek en çevik şekilde yapabilmek, müşterilerin memnuniyetini en üst düzeyde tutmak,
paydaşlarının beklentilerini karşılamak ve “değer yaratma” gibi daha birçok başarı kıstasının
gereklerini yerine getirebilmek için bankalar sürdürülebilirlik çalışmaları adı altında
birden fazla yenilikçi uygulamalar geliştirmektedir.
Garanti Bankası'nın 2019 Entegre Faaliyet Raporu'nda sürdürülebilirlik başlığı altında yer alan
“2018’de sunmaya başladığı yeşil proje finansmanı kredisi ve yeşil kurumsal kredi,
kredi alan şirketlerin vade boyunca sürdürülebilirlik performansının iyileştirilmesini
teşvik ediyor.
İkisi de kendi alanında Türkiye’de ilk olma özelliği taşıyan yeşil kredi anlaşmalarında
kredi alan şirketler, vade süresi boyunca;
çevresel, sosyal, kurumsal yönetim alanlarında belirlenen kriterler doğrultusunda
performansını artırdığında, kredi faizi veya komisyon oranlarında avantaj elde edebiliyor.
Garanti BBVA, yeşil ve çevreye duyarlı enerjiye desteğini,
2020 yılı itibarıyla altyapısı müsait tüm şube ve binalarında
yüzde 100 yenilenebilir enerjiden faydalanarak devam ettiriyor.”
ifadesi, sadece ekonomik sürdürülebilirliği hedeflemek yerine;
sürdürülebilirliğin birçok başlık altında bir bütün olarak ele alınmasının önemini vurgular niteliktedir.
Sürdürülebilir kalkınmanın en önemli ilkelerinden biri eşitsizliklerin giderilmesi konusunda
bankalara düşen görev ise; finansal hizmetlerin erişimine yönelik faaliyetler yürütülmesidir.
Düşük karbonlu ekonomiyi hedeflediğini belirten Garanti Bankası,
2019 yılında yeni enerji üretimi yatırımları özelindeki proje finansmanı kredilerinin tamamını,
yenilenebilir enerji projelerine sağladı.
Çevreci sürdürülebilirlik faaliyetleri ile sorumlu ürün ve hizmetler portföyünü güçlendirerek
finansal kapsayıcılığını arttırdığını söyleyebiliriz.
Finansal kapsayıcılık; ekonomik büyüme, istihdam yaratma ve kalkınmanın
en önemli kolaylaştırıcısıdır.
Sürdürülebilirlik hedefleri doğrultusunda finansal kapsayıcılık alanında kendini geliştiren bankaların
diğer alanlarda da aynı ivmeyi yakalaması görüldüğü üzere çok daha kolay ve hızlı gerçekleşmiştir.
Başarıyı getiren en önemli faktörlerden biri olan çalışan memnuniyeti de
sürdürülebilirlik faaliyetleri kapsamına girmektedir.
İş Bankası tarafından hazırlanan güncel faaliyet raporunun
sürdürülebilirlik kısmına ayrılan sayfaları incelediğimizde ise; bu faktör için ayrılan;
“İş Bankası, kurumsal değerleriyle örtüşen çalışanları bünyesine katmakta,
tüm çalışanlarını kariyerleri boyunca desteklemektedir.
Bu kapsamda, ara kademe yönetici alımı yapılmayan ve tüm yöneticilerini
kendi içerisinden yetiştiren İş Bankası’nda tüm yöneticiler;
yükselme sınavları, performans ve görev süresi gibi kriterler doğrultusunda
sistematik, şeffaf ve öngörülebilir kariyer yolları ile terfi ettirilmekte,
terfi süreçlerinde ihtiyaç duydukları gelişim fırsatlarına erişebilmekte ve
yönetici pozisyonlarının gerektirdiği eğitimlere katılmaktadırlar.
Farklılıklara saygı duyulan, adil, profesyonel ve kişisel gelişime katkı sağlayan,
güvenli ve yaratıcı bir iş ortamı sunmak Bankanın iş öncelikleri arasındadır”
bilgisine rastlıyoruz.
Bu hedef ve kriterler kapsamında yüzde 55 kadın çalışan oranı bulunan İş Bankası,
istihdamda cinsiyet eşitliğinin önüne başarıyla geçtiğini kanıtlamıştır.
Ayrıca; fırsat eşitliğinin sağlanması doğrultusunda,
dijital yetkinliklerin artırılmasına yönelik yetenek yönetimi faaliyetlerini yoğunlaştırarak
çalışanlara çeşitli eğitimler sunmuşlardır.
Müşteri deneyimi ve memnuniyeti açısından yaptığı
dijital bankacılık ve veri güvenliği çalışmalarıyla öne çıkan İş Bankası,
dijital ürün ve hizmetlerle müşterilere kişiselleştirilmiş ürünler sunabilmek ve
7/24 ulaşılabilirlik sağlanırken; bu çalışmaların internet üzerinden yürütülmesi ile
gelen veri güvenliği engellerine takılmadan ilerlemeyi hedeflemiştir.
Özellikle pandeminin hayatımıza girdiği 2020 yılında toplam
8,1 milyon dijital bankacılık müşteri sayısı ve
7,8 milyon mobil bankacılık müşteri sayısına ulaşan İş Bankası
aldığı adımlarla bu bağlamda sürdürülebilirliği yakalamıştır.
Bankaların, müşterilerin bilinçli finansal kararlar almalarına ve
mali durumlarını yönetmelerine yardımcı ürün ve hizmetler sunarak;
düzenli geri dönüşler talep etmeleri, atik manevralar yaparak
sürdürülebilirliği sağlamak açısından gözden kaçırılmaması gereken bir konudur.
Etik anlamda sürdürülebilirliği yakalamak da
bankanın misyon ve vizyonu doğrultusunda etik ilkelere uygun adımlar atması,
kendi bünyesi içerisinde ve müşterisiyle oluşturacağı
karşılıklı güven duygusunun korunması açısından önemlidir.
TEB Bankası'nın en güncel sürdürülebilirlik raporunu incelediğimizde;
yolsuzluğa karşı tutumlarını ve aldıkları tedbiri;
“Yönetim Kurulu; Teftiş Kurulunun, Bankanın ve konsolidasyon kapsamındaki iştiraklerinin
bütün faaliyetlerini ve birimlerini sınırlama olmaksızın inceleyebilmesi için
gerekli bütün tedbirleri almıştır.
Teftiş Kurulu Başkanlığı tarafından, 01.01.2016-31.12.2017 tarihleri arasında
toplam 210 adet Şube denetimi gerçekleştirilmiş olup,
82 adedi Genel Teftiş,
26 adedi Kredi Portföy Değerliliği Teftişi,
61 adedi Kredi Portföy Yönetimi Teftişi,
16 adedi Operasyon Özel Teftişi ve
25 adedi Solo Operasyon Teftişinden meydana gelmektedir.
Bu kapsamda kredi kullandırım ve teminat şartları, kredi geri ödeme performansı,
müşteri ve kefilinin moralitesi, şube risk yönetimi etkinliği ve yönetişimi ile
şube uygulamalarının yasal ve banka iç mevzuatına uygunluğu,
operasyonel işlemlerden kaynaklanabilecek risklerin yönetimi ve
iç kontrol sisteminin işleyişinin etkinliği değerlendirilmiştir.”
paragrafından açık ve net bir şekilde görebilmekteyiz.
Ayrıca etik ilkelere uygun hareket etmek için
konuyla ilgili her çalışanın gerekli donanıma sahip olmayabileceğini öngörerek;
çeşitli eğitimler tamamlanmasını zorunlu kılmıştır.
Covid-19 salgını ile birlikte karşılaştığımız ekonomik sorunlar,
bize sürdürülebilirliğin ne denli önemli olduğunu bir kez daha kanıtlamıştır.
Sürdürülebilirliği koruma durumu pandemi gibi aniden hayatımızı kontrol alan ve
bizi kısıtlayan belirsizlik ortamlarında dikkatli adımlar atılmasını gerektirir.
Bu sebeple, Dünya Bankası; ülkelerin toparlanma sürecinde bir rehber olması amacıyla
Sürdürülebilirlik Kontrol Listesini oluşturdu.
Hayatımıza Covid-19 salgını ile giren ve
pandemi sürecinde doğan ihtiyaçlara yönelik oluşturulan “korona tahvilleri”
diğer sürdürülebilir tahvil örneklerinde olduğu gibi
içinde bulunduğumuz duruma yenilikçi ve faydacı çözümler getirmeyi vaad ediyor.
Sonuç olarak; bir bankanın başarılı olmak için sürdürülebilirliği yakalaması gereken tek alanın
ekonomik olmadığını rahatlıkla söyleyebiliriz.
Sürdürülebilirlik ile yalnızca şirketi için değil;
yaşadığı ülke ve Dünya’ya katma değer sağlamayı amaçlayan kurumlar
görüldüğü üzere her zaman önde gelmişlerdir.