Herkesin gözü enflasyon verisinde… Gerçekten verinin ne olduğu mu önemli; yoksa yaz aylarıyla birlikte düşüp düşmeyeceği mi? Bence asıl peşine düşülmesi gereken soru bu; zira herkesin hayatını direkt etkileyecek.

Öncelikle seçim harcamalarını dikkate alırsanız birkaç ay daha enflasyon artış hızında gevşeme beklememek gerekir. Nitekim yılın başında muhtemelen mayıs ayı sonuna kadar yükseliş öngörülerini de seçim harcamalarını dikkate alarak yaptılar.

Buna karşılık mesela biz enflasyonu düşürmek için ne yapıyoruz? TÜİK üzerinden yapılan algı çalışmasını bir kenara koyarsak, enflasyonun artış hızının yavaşlamasının çıktısı tüketimdeki kısıntı ve reel sektörün iş hacminde yaşanacak düşüş. Buldukları çözüm bu.

Burada ortaya çıkacak bir enflasyon mücadelesi fedakârlık kavramıyla açıklanamaz. Zira zaten açlık noktasının altında yaşayan bir tüketici ile, iç ve dış pazarda iş hacmini kaybetmiş bir reel sektörü göz ardı ederek yaptığımız bu yolculuk, sonuçları felaketle sonuçlanabilecek potansiyeller taşıyor.

Böylesi bir tabloda yılın ortasında ücret ve maaşlarda yapılacak artışlara kesin gözüyle bakabiliriz. Yapılmazsa zaten çok daha büyük dramlarla ve yeni zam, vergi gibi başlıklarla karşılaşacağız. Elbette böyle bir tablo da sadece kayıt dışını besler.

Açıklanan açlık ve yoksulluk sınırlarındaki durdurulamayan artış da, fiyatlardaki daimi yükseliş de bize gerçek anlamda enflasyonist bir etkinin azalmayacağını, aksine bir stagflasyona doğru koşar adım gittiğimizi gösteriyor.

Türkiye’nin en kısa sürede rakam tutkusundan kurtularak, ekonomiyi gerçekten yönetmeye karar vermesi gerekiyor. Çünkü böyle bir ortam telafisi zor faturaları önümüze getirecektir. Eş zamanlı olarak kurdaki enflasyon baskısının artacağından, maliyetlerdeki yükselmeyle gelecek kapanmalara kadar ve kişisel iflasları da içine alan bir dizi problem bizi bekliyor.

Ekonomideki gerçek sorunlara göz yumarak elde edeceğiniz rakamın ise kimseye faydası yok. Böylesi bir resim, vur kaç para getirip burayı kısa sürede soymak isteyen ya da imtiyaz peşinde koşanlar dışında gerçek yabancı ve yerli yatırımcıyı cezbetmekten çok uzak bir görüntü veriyor.

Sözün özü şu ki, Mehmet Şimşek tüm bunların farkında olarak, biraz da artan tepkiyi dikkate alarak kamuda tasarruf ile bunu finanse edeceklerinin mesajını vermeye çalışıyor. Ama böyle bir yaklaşımın hiçbir geçerliliği yok.

Çünkü siz gerçek bir tasarruftan bahsediyorsanız, kullan kullanma öde tarzı projelerden, kullan ya da kullanma parası halen ertelenen doğalgaz faturalarına kadar bir dizi başlık sayarak, yani meseleyi somutlaştırarak ortaya çıkmalısınız.

Onun dışında tüm söylemleriniz temenniden ibaret kalır ve temenniler veya tesadüfler üzerine kurgulanmış bir ekonomi beklentisinin sonuçları da, umulandan kötü fotoğrafları ortaya koyar. Artık ekonomiyi yönetmeye karar verin. Algı yönetimi sonuç vermiyor, görün artık.

cetinunsalan@yahoo.com