Tweet |
Türkiye’nin en büyük inovasyon buluşması, Türkiye Innovation Week'de konuşan
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mustafa Gültepe,
‘’Türkiye Yüzyılı’’ vizyonuyla, Türkiye’nin ve yakın coğrafyanın
en büyük ve iddialı inovasyon etkinliğini düzenlediklerini bildirdi.
1923’te yaklaşık 51 milyon dolar olan ihracatın;
bugün 255 milyar dolara,
hizmet ihracatının ise; 100 milyar dolar seviyelerine ulaştığını ifade eden Gültepe,
“Ama; önümüzde hâlâ uzun bir yol, başaracağımız çok iş var.
Ülkemizin potansiyelini biliyor, insan kaynağımıza güveniyoruz.
Bu özgüvenle;
ikinci yüzyıla, Türkiye’yi ilk 10 ülke arasına çıkarma hedefiyle başladık.
Bugün, ortalama 1,5 dolara yaptığımız 1 kilogram ihracatı
şayet; 3 dolara yapabilseydik,
ihracatımız; 255 milyar dolar yerine, 500 milyar dolar olacaktı.
Dolayısıyla; birim ihracat değerine odaklanmalıyız.
Birim değeri artırmanın yolu;
Yüksek teknolojiden,
Ar-Ge’den,
tasarımdan,
markalaşmaktan ve
inovasyondan geçiyor’’ dedi.
TİM olarak;
inovasyonu, özellikle gençler için
bir yaşam biçimi haline getirmek istediklerini belirten Başkan Gültepe;
‘’İnovasyon bir kültür.
Bu konuda önemli bir misyon üstlendik.
Bugüne kadar; 500 bini aşan katılımcımızla, 10 milyon izleyicimizle,
Türkiye’nin ve dünyanın yenilik öncülerini bir araya getirdik.
Özellikle; üniversiteli gençlerin ve akademisyenlerin
organizasyona büyük ilgisi var.
Katılımcıların yüzde 45’ini üniversiteliler ve akademisyenler oluşturuyor.
9 yılda 164 üniversiteden onbinlerce öğrencimiz etkinliğimize katıldı.
Bugün de salonun büyük bölümü siz gençlerimizle dolu.
Gençlerimizin yoğun ilgisinden, iki sonuç çıkarıyorum.
Birincisi; demek ki, inovasyon haftasıyla doğru bir iş yapıyoruz.
İkincisi ise; ülkemizin geleceği emin ellerde.
Gönül rahatlığıyla bunu söyleyebiliyorum.
Salondaki bu enerjiyi gördükten sonra geleceğe çok daha güvenle bakıyorum” diye konuştu.
Türkiye İnovasyon Haftası’nın 10. yılına özel;
inovasyon faaliyetlerinin ticarileşme performansı analiz eden
İnovasyon ve İhracat Raporu yayınladıklarını belirten Başkan Mustafa Gültepe,
sözlerini şöyle sürdürdü:
“Türkiye, Ar-Ge faaliyetlerini teknolojiye dönüştürmede
başarılı bir performans sergiliyor.
Ancak; bu çıktıların ticarileştirilmesinde aynı seviyede başarı yakalanamıyor.
Bu durum;
Türkiye’nin, Ar-Ge faaliyetleri sonucunda ortaya çıkan ürünlerin
ticarileşmesi konusunda sorunlar yaşandığına işaret ediyor.
Raporumuzda, İlk 1000 ihracatçı firmamızın verilerini inceledik.
Verileri detaylandırma ihtiyacı doğunca;
Ar-Ge ve Tasarım merkezi olan firmalarla bir saha çalışması yürüttük.
Sonuçları;
Teşvik-Destekler,
Maliyet Baskısı-Finansman,
İnsan Kaynağı,
Tanıtım-Pazarlama ve
Strateji-Planlama olmak üzere; beş ana başlıkta analiz ettik.
Ortaya çıkan tabloda,
firmalarımızın ihtiyaçlarının;
ölçeğe, teknoloji grubuna veya tecrübeye göre; farklılaştığını gördük.
Türkiye’nin Ar-Ge faaliyetlerinin ticarileşmesinde arzu edilen seviyelere ulaşması için
artık; Ar-Ge, tasarım ve inovasyon faaliyetlerinin ticarileşmesine özel;
detaylı, kapsamlı, ihtiyaca uygun, gerçekçi bir politika ve hedef setinin
inşa edilmesi gerektiğini düşünüyoruz.
Özetle;
Ar-Ge ekosistemi Türkiye’de kuruldu,
artık; bu ekosistemi, geliştirmeye odaklanacağımız bir anlayışı benimsememiz gerekiyor.”
Dünyaca ünlü iki kadın su savunucusundan ortak sürdürülebilirlik mesajı
Sudaki yaşam için mücadele eden iki isim;
‘Denizlerin Efendisi’ olarak tanıdığımız, dünyaca ünlü Fransız kaşif Kaptan Cousteau’nun
sürdürülebilirlik aktivisti torunu, Alexandra Cousteau ve
UNDP Türkiye’nin ‘Sudaki Yaşam Savunucusu’
Dünya Serbest Dalış Rekortmeni Şahika Ercümen ise;
açılışta yaptıkları konuşmalarda ‘sürdürülebilirlik’ mesajı verdi.
Kişisel olarak atılacak küçük adımlarla,
büyük değişimler yaratılabileceğini söyleyen Alexandra Coustetau;
‘’Giderek daha çok insan, iklim değişikliğiyle eko-anksiyete hissediyor.
Ancak; hala çok geç değil.
Günlük hayatımızda yapacağımız küçük değişimlerle, çevreyi restore edebiliriz.
Kısa duş almak,
tek kullanımlık plastiklerden kaçınmak,
aldığımız ürünlerin ne şekilde, nerede üretildiğine bakmak,
iklim değişikliğine önem veren siyasetçileri desteklemek gibi…
Bir balinanın korumasına yardım ederek, kendimizi sahaya daha yakın hissedebiliriz’’ dedi.
Balıklardan çok plastiklerle yüzmeye başladığını söyleyen Şahika Ercümen ise;
‘’Plastiklerin yüzde 15’i denizin yüzeyinde,
diğerleri buzdağı gibi denizlerin, okyanusların altında.
Doğadaki kaynaklar sınırsız değil.
Kişisel olarak; karbon ayak izimize dikkat etmemiz gerekiyor.
Plastik yerine; kendi mataramızı kullanmak,
et tüketimini azaltmak gibi önlemler alabiliriz.
Türkiye bu konuda, çok büyük bir ivme yakaladı.
Küresel ve yerel yönetimlerle etki alanını genişletmek gerekiyor’’ diye konuştu.
İnovasyon ve İhracat Raporu’na, aşağıda yer alan adresten ulaşabilirsiniz;
https://tim.org.tr/tr/inovasyon-ve-ihracat-raporu