Tweet |
Türkiye’nin rüzgâr enerjisi kurulu gücü, Mart ayı itibarıyla;
11 bin 400 Megavat (MW) seviyesini aşarken,
toplam kurulu güç içerisindeki payı, yüzde 11’e ulaştı.
“Rüzgâr Enerjisinin Başkenti” olarak;
Türkiye’deki her beş RES’ten birine ev sahipliği yapan İzmir,
ana ve yan sanayi kümelenmesi ile dünyanın en ileri şehri konumunda.
Enerji Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (ENSİA)
Yönetim Kurulu Başkanı Alper Kalaycı;
Türkiye’deki dört rüzgâr türbin kanadı fabrikasının tamamının,
yedi kule fabrikasının 4’ünün ve
tek jeneratör fabrikasının İzmir’de üretim yaptığını hatırlatarak;
“Bu üretimlere, ülkemizin rüzgâr enerjisine odaklanan
ilk ve tek Ar-Ge merkezine
İzmir’in ev sahipliği yaptığını eklemeliyim.
Dünyada, rüzgâr enerjisi sektöründe;
bu kadar yoğun şekilde odaklanan ve kümelenen
başka bir şehir yok.
Ve; bu başarının, sadece 22 yılda gerçekleştiğini görmek;
hepimize büyük gurur veriyor.” dedi.
İzmir’de, rüzgâr enerjisi sektöründe faaliyet gösteren 40’a yakın şirketin
400 milyon doların üzerinde ihracat gerçekleştirdiğine dikkat çeken ENSİA Başkanı Alper Kalaycı;
bu tutarın, İzmir’den yapılan ihracatın yüzde 5’ine karşılık geldiğini vurguladı.
ENSİA’nın, İzmir Kalkınma Ajansı ile birlikte paydaşı olduğu
Best For Energy Projesi ile birlikte;
sektöre ilişkin en kapsamlı envanter ve veri analizi çalışmasının da yapıldığını
sözlerine ekleyen Kalaycı, şöyle devam etti:
“Avrupa Birliği’nden 3,1 milyon Euro hibe desteği almaya hak kazanan bu projemiz,
36 aylık süresini tamamlamaya hazırlanıyor.
Bu proje kapsamında;
rüzgâr enerjisi başta olmak üzere,
yenilenebilir ve temiz enerji sektöründe hangi firmanın neyi ürettiği,
mukayeseli üstünlükleri, güçlü ve iyileştirmeye açık alanları,
Türkiye’nin bu sektörde hangi makro politikaları uygulaması gerektiği
tüm detayları ile ortaya çıkmış durumda.
Bu analizlere dayalı olarak;
İzmir’in denizüstü rüzgâr enerjisinde
tüm dünyanın dikkatle izlediği,
muhteşem bir potansiyele sahip olduğu da anlaşılıyor.
Çandarlı Limanı’nın; denizüstü RES’lerin
kanat, kule ve ekipman üretimine odaklanan
bir serbest bölge yapılanmasına kavuşması ile İzmir;
Ege, Karadeniz ve Akdeniz havzasının, açık ara lider üreticisi olabilir.
Sadece bu üretim ile, milyarlarca dolarlık ek ihracat başarısına ulaşabilir.
Bunun için; sermaye gücümüz, mühendislik birikimimiz ve
hepsinden önemlisi, insan kaynağımız hazır.
Tek eksiğimiz;
bu üretimi dünyadaki pek çok örnekte olduğu gibi
denizin hemen yanında yapabileceğimiz bir yerimizin olmaması.
Temelinin atılmasının üzerinden 12 yıl geçmesine rağmen;
tamamlanamayan Çandarlı Limanı, bu üretim için Türkiye’ye eşsiz bir fırsat sunuyor.
Hem kendi karasularımızda kurulacak santraller,
hem de yakın coğrafyalardaki büyük potansiyelin üretim adresi, Çandarlı olabilir.
Bu büyük kümelenme sinerjisini,
denizüstü RES’lerin üretim merkezi olarak taçlandırabilir,
milyarlarca dolarlık ihracat başarısına ulaşabiliriz.
Türkiye’nin, tüm kaynaklardan elde ettiği elektrik enerjisi kurulu gücü
104 bin MW iken;
Dünya Bankası verilerine göre;
sadece deniztüstü RES’lerde potansiyel kurulu gücümüz, 75 bin MW.
Önümüzdeki potansiyelin ve elimizdeki fırsatın büyüklüğünü,
bundan daha iyi anlatan bir karşılaştırma, olamaz.”
ENSİA Yönetim Kurulu Başkanı Alper Kalaycı;
yenilenebilir enerji sektörünün,
Ege İhracatçı Birlikleri (EİB) bünyesinde kurulma hazırlıkları süren
“Yenilenebilir Enerji Ekipman ve Hizmet İhracatçıları Birliği” projesinin,
bu yıl tamamlanmasını, dört gözle beklediğini kaydetti.
Sektöre odaklanan bir ihracatçı birliğinin bulunmamasının,
Türkiye’nin bu alandaki potansiyelinin
tam olarak anlaşılmaması sonucu doğurduğunu belirten Kalaycı;
farklı birlikler ve sektörlerden gerçekleşen ihracatın,
tek birlikte konsolide edilmesi gerektiğine, işaret etti.