Tweet |
Bakanlığın hazırladığı ve 27 Ağustos tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan
İthalatta Gözetim Uygulanmasına İlişkin Tebliğe göre;
bazı GTİP numaraları ile ithal edilen ürünlere,
ton başına 3 ilâ 5 bin ABD Doları tutarında Gümrük Kıymeti Bedeli belirlendi.
Buna göre;
satış bedeli yöntemine göre belirlenemeyen ithal ürünlerin gümrük kıymeti,
Türkiye’ye ihraç amacıyla satılarak kıymeti belirlenecek eşya ile
aynı veya yakın bir tarihte ihraç edilen aynı eşyanın satış bedeli olacak.
Ticaret Bakanlığı’nın tebliğini değerlendiren
Ege Plastik Sanayicileri Derneği (EGEPLASDER) Yönetim Kurulu Başkanı ve
Plastik Sanayicileri Federasyonu (PLASFED) Başkan Yardımcısı Şener Gençer;
Avrupa’nın 2’inci, dünyanın 7’inci büyük üretim gücü olan Türk Plastik sektörünün;
yurtdışı pazarlarda haksız rekabetle karşı karşıya bırakılmasını, asla kabul etmeyeceklerini belirtti.
Türk sanayicisinin, yüksek girdi ve enerji maliyetlerine rağmen;
üretimini ve ihracatını sürdürdüğüne dikkat çeken Gençer,
“Türk sanayicileri olarak;
bizler, uluslararası pazarlarda rekabet etmekten çekinmeyiz.
Ancak; İran örneğinde olduğu gibi
büyük ölçüde kaçak olarak yurda giren,
hammadde fiyatına satılan kalitesiz malların
ülkemizi istila etmesine de izin vermemeliyiz” dedi.
Haziran ayında Türkiye gündemine taşıdıkları sorun karşısında,
Ticaret Bakanlığı’nın hızla aksiyon alarak, haksız rekabeti engelleyici kıymet bedeli belirlemesini
mutlulukla karşıladıklarını ifade eden Şener Gençer, şu değerlendirmeyi yaptı:
''2021 yılında; İran menşeli plastik hammadde ve ürün ithalatında,
miktar bazında %95,
tutar bazında ise; %211 artışın yaşanırken;
ithal edilen ürünlerin %96 gibi çok büyük bölümü
Polietilen, Polipropilen, Polistren, PVC gibi temel polimer hammaddelerden oluşuyor.
Plastik ürünlerde,
İran’dan sıfır gümrük vergisi ya da çok düşük vergi oranları ile yapılan
plastik poşet, streç, naylon ambalaj, film, bobin şeklinde gelen plastik mamul ithalatı,
2021 yılında bir önceki yıla göre %69,4 oranına kadar artarak 18 bin 781 tona,
diğer ülkelerden yapılan plastik ürün ithalatı ise; toplamda 660 bin tona yükseldi.
Genel fiyatlar düzeyinin altında kalan,
ithalatta; ani ve büyük oranlı artış anlamına gelen bu fiyat seviyesi;
yerli üreticilerimizi ciddi anlamda baskı altına alıyor,
zarara sokuyor ya da zarar tehdidi altında bırakıyordu.
Pek çoğu; sınırdan kaçak yollarla ve hammadde fiyatından daha düşük fiyatla gelen
kalitesiz ürünlerin yarattığı sorun, yerli üreticimizin canını yakıyordu.
Ayrıca; devletimiz de bu durumdan ciddi vergi kaybına uğruyordu.
Sanayicimizin sesini duyan ve yaşadığı haksız rekabeti önleyen,
Ticaret Bakanlığımız bürokratlarına şükranlarımızı sunuyoruz.”