![]() |
Tweet |
Temmuz ayı itibarıyla, en düşük memur maaşı 22.500 TL olacak.
Çalışmaların bu yönde devam ettiğinin kulislere düşmesi,
beraberinde tartışmaları ve soru işaretlerini de getirdi.
En yüksek memurun bile taban aylığı 6.787 TL iken;
en düşük kamu işçisinin taban aylığı ise; 15.000 TL olacak.
Yapılacak memur zam oranının,
taban aylık temelinde yapılmadığı takdirde;
mağduriyetlerin oluşmasının kaçınılmaz olacağının özenle altını çizen
Sağlık Hizmetleri Sendikası (SAHİM-SEN) Başkanı Özlem Akarken,
“Memurluk statüsü, devleti temsil ettiği gibi
yaptığı hizmet, devletin işleyişini gösterir.
Memurluğun eğitim düzeyi, liyakatli atanmaları, statülerine uygun hizmet vermesi,
hizmet alanların düzgünlüğü; devletin iskelet sağlamlığını gösterir.
Ancak, gelinen noktada memurluk;
maddi, sosyal ve psikolojik olarak yıpratılmıştır.
Seçim dolayısıyla vaatler de maalesef, sınıfta kalmıştır” yorumunda bulundu.
“Memurluk statüsünün;
korunması, geliştirilmesi ve tercih edilebilirliğinin artırılması ile birlikte,
kalitenin ve üretkenliğin artırılması,
ülkemiz ve halkımızın gelişmişliği ve refahı; ana hedef olmalıdır” diyen
SAHİM-SEN Başkanı Akarken,
“Ülkemiz bürokrasi sistemindeki,
devletin ve halkın doğrudan etkilendiği düzenlemelerin,
resen ve talepler doğrultusunda olgunlaştığı kurumlarda,
görev yapan kişi ve kişilerin çoğunlukla devlet memuru statüsünde olması,
gelişmişliğin önemli bir parçası olan memurluk statüsünün önemini,
açıkça göstermektedir.
Ayrıca;
uluslararası platformlarda ülkemizi temsil görevi de üstlenen memurlarımızın
üst düzey liyakati ve gelişmişliğinin önemi de tartışmasızdır.
Memurluk statüsünün, vurguladığımız gerekçeli önemi dikkate alındığında;
memurlarımızın maddi ve sosyal yönden desteklenmesi kaçınılmazdır.” dedi ve ekledi:
“Bu noktada 375 sayılı KHK’nın 1. maddesi ile
memuriyet taban aylığı gösterge rakamı (1000) ve
kıdem aylık gösterge rakamı (20) nı üç katına kadar artırmaya yönelik yetkilendirilen
Sayın Cumhurbaşkanımızın;
1000 olan memuriyet taban aylık gösterge rakamını 3000,
kıdem aylık gösterge rakamını ise; 45 şeklinde ivedi olarak güncellemesi;
emekli keseneğine ve kurum karşılığına tabi tutulan ve
7417 sayılı kanunun 2’nci maddesi ile düzenlenen
en yüksek devlet memuru aylığına uygulanacak yüzdelik oranlarına
esas teşkil eden ek göstergelerin, ana ve ara ek gösterge şeklinde düzenlenerek;
oranların hakkaniyet ve ölçülülük ilkelerine göre yeniden belirlenmesi noktasında,
kanunun Sayın Cumhurbaşkanımıza verdiği;
artırma, değiştirme ve yeniden düzenleme yetkisi kapsamında,
ivedilikle yapılması gereklidir.
Bu durum;
gerek ülkemizin ve halkımızın gelişmişliği,
gerekse de görevdeki ve emekli memurlarımızın refahı,
aidiyet duygularının güçlendirilmesi ve
çalışma barışının sağlanması açısından, kaçınılmaz hale gelmiştir.”
Son olarak; SAHİM-SEN Başkanı Özlem Akarken, şunları söyledi:
“Taban aylıktaki artışa ilaveten,
kamu düzeninde eşitlik ve adaletin sağlanması, refahın artırılması,
enflasyona memurun yenik düşmemesi,
yıllara göre memur maaşlarının değerini yitirmesi nedeniyle,
alım gücünün artırılmasına yönelik alınacak tedbir ve takdir kapsamında;
memur maaş hesaplamalarında dikkate alınan kat sayıların en az % 40 oranında artırılması;
(Temmuz ayında yapılacak olan enflasyon farkı ve maaş artış oranları hariç);
gelir vergisi dilimleri ve oranlarının,
bir kısmının devlet tarafından sübvanse edilecek şekilde
gelir vergisi adaletinin sağlanarak yeniden düzenlenmesi;
devlet kurumlarının kendi içlerinde, iş güçlüğü, iş riski ve
eleman temininde güçlük şartlarını dikkate alarak,
yan ödeme puanlarına hakkaniyet ve ölçülülük ilkesi kapsamında artış yapılması,
gereklilik haline gelmiştir.
Yukarıda gerekçeli haklı taleplerimize, ek olarak;
ülkemizdeki sendikal anlayışın görev ve sorumluluk bilinci içinde;
kişisel menfaatlerden uzaklaşmış;
“Devlet varsa çalışan, çalışan varsa devlet var.” bakışıyla;
ülkemizin ve çalışanların refahı ve gelişmişliğine yönelik çalışmalarda,
siyaseti, amaç olarak değil, araç olarak gören bir anlayışla;
demokratik ve hür sendikal sistemin tesis edilmesi,
sendikalaşma oranlarının artırılmasında ve
sendikal anlayışın sürdürülebilirliği açısından, büyük önem arz etmektedir.
Bu noktada, SAHİM SEN olarak diyoruz ki;
menfaat sendikacılığının egemen olduğu değil,
hukuku ve liyakati ön planda tutan sendikacılığın egemen olduğu;
toplu sözleşme ikramiyesi gibi orantısız düzenlemelerle,
tabir yerindeyse, devlet kaynaklarının üyeleri aracılığı ile
sendika ve yöneticilerine aktarıldığı değil;
bütünlük çerçevesinde her bir vatandaşın hakkının korunduğu,
devletin ve çalışanın kazanacağı;
sendika üye/istifa işlemlerinin, yöneticilerin mobbingine maruz bırakılacak şekilde değil;
çalışanların demokratik haklarını özgürce e-devlet üzerinden yapabileceği;
sendikalı yöneticilerin değil,
liyakatli yöneticilerin yöneteceği şekilde yapılacak olan düzenlemelerin,
ülke ve çalışan çıkarları, sendikal sistemin etkin ve kaliteli şekilde sürdürülebilirliği,
sendikalaşma oranlarının artırılması, memurların mali ve sosyal haklarının korunup,
sendikal anlayışın ve memurların mali ve sosyal haklarının geliştirilmesine
katkı sağlayacak şekilde,
memurların grev haklarının hukuki düzenlemeyle tesis edilmesi, gerekmektedir.
Bizlerin çözüm önerileri ve tespitleri;
kamu personellerinin mali ve diğer özlük haklarının geliştirilmesi açısından,
görmezden gelinmemelidir.”