Tweet |
Mağduriyetlerin oluştuğunu ve ek göstergenin ihtiyacı karşılamadığını belirten
SAHİM-SEN Genel Başkanı Özlem Akarken şunları söyledi:
''Ülkemizin içinden geçtiği zor dönemde,
‘’geçinemiyoruz‘’ söylemleri artarak devam etmekte.
3600 ek gösterge uygulamasından faydalanamayan kamu personellerinin
emekli maaşlarının yükselebilmesi için
tazminat yansıtma oranlarının da yükseltilmesi gerekiyordu.
2008’den sonra kadroya geçenlerin veya işe girenlerin
mağduriyetleri de giderilmeliydi lakin; olmadı.
Yetkili sendika ve ortakları yıllardır üyelerine verdikleri sözü,
toplu sözleşme masasında çözemedikleri gibi
ek gösterge düzenlenmesi yapılacağı yıllardır belli olduğu halde;
yasal düzenleme için yeterli projeler üretemedikleri için sınıfta kalmışlardır.''
Akarken açıklamasının devamında şöyle konuştu:
‘’Bundan sonra SAHİM-SEN olarak;
yardımcı hizmetler sınıfının kaldırılması için mücadelemize devam edeceğiz.
Sağlık kurumlarında çalışıp, pandemide her bölüme girip;
teknik arızaları gideren sağlık hizmetleri sınıfıyla beraber
canını hiçe sayıp çalışan teknik hizmetler sınıfında görev yapan teknikerlere ise;
3600 ek gösterge verilmeyerek, bir hayal kırıklığı yaşatılmıştır.
657 DMK Genel İdare Hizmetleri,
Eğitim Hizmetleri,
Din Hizmetleri,
Emniyet Hizmetleri sınıfı tüm lisansiyerlerine 3600 ek gösterge hakkı verilirken;
Teknik Hizmetler Sınıfı lisansiyerlerinde;
‘’Jeolog, Hidrojeolog, Hidrolog, Jeomorfolog, Jeofizikçi, Fizikçi,
Matematikçi, İstatistikçi, Matematiksel İktisatçı, Ekonomici ve Kimyager,
Teknik Yüksek Öğretmen Okulu mezunları’’ şeklinde unvanlar sayılarak;
bu haktan tekniker ve diğer lisans mezunu teknik hizmetler sınıfı çalışanları
ayrı tutulmuştur.
Özlük hakları iyileştirmesinde ayrıştırılma bir hüsrandır.
Oysa ki; eğitim öğretime göre ek gösterge düzenlemesi yapılması gerekiyordu.
Mesela; bir hekim 4200 ek gösterge yerine, 7200 ek göstergeyi alması gerekiyordu.
Eğitim öğretime göre yapılan ek gösterge, daha adil olacaktı.
Memur zammı artışına gelince;
TÜİK‘in Haziran 2022 verilerine göre;
TÜFE Ocak - Haziran döneminde yüzde 42.35 artmıştır.
Gıda, akaryakıt, ulaşım, ısınma gibi giderlere
açıklanan enflasyonun da üzerinde zam geldiğini, hepimiz biliyoruz.
Kira artışlarına yasal oran konulduğu halde;
yasalarla beş yılın üzerinde kiracı olarak oturanlara
ev sahiplerinin baskıları başlamıştır.
Büyük şehirlerde uygun fiyata kiralık ev bulmak zorlaşmıştır.
Satılık evler ise; kamu personelinin alacağı fiyatlarda maalesef değildir.
Açıklanan memur ve memur emeklisine zam oranıyla,
memurlar ve memur emeklileri yüzde 5 kayıpla yüz yüze gelmiştir.
Ocak 2022’de yapılan yüzde 5’lik zammın ardından;
hükümet ayrıca, maaşlarda yüzde 2.5’luk bir iyileştirme yapılacağını açıklamıştır.
Nitekim; 22 Ocak 2022 tarihli Resmî Gazete’de yayınlanan 7351 sayılı kanunla;
toplam zammın yüzde 7.5 olarak uygulanması hükme bağlanmıştır.
Yüzde 2.5’luk fark; kamuoyuna ‘’iyileştirme’’ olarak sunulmuştur.
Ancak, kanun incelendiğinde; bunun bir iyileştirme olmadığı,
tersine; bu yüzde artışın, Temmuz 2022’de geri alınmasının öngörüldüğü anlaşılmaktadır.
Oysa; bu artış refah payıdır, iyileştirmedir, geri alınmaması gerekmektedir.
Biliyoruz ki;
6. Dönem Toplu İş Sözleşmesi’ne göre de
özellikle de maaş ve aylık artışlarında çalışanlar aleyhine değişiklik yapılamaz,
dolayısıyla; Ocak 2022 de çıkarılan, 7351 sayılı yasayla;
6. Dönem Toplu Sözleşmesi’nin değiştirilmesi,
yasal olarak hukuka aykırılık teşkil etmektedir.
Yüzde 42.35’lik 6 aylık enflasyondan,
Ocak 2022’de yapılan yüzde 5 zam düşürülerek;
enflasyon farkının bulunması gerekmektedir.
Yaklaşık yüzde 44.35 ve fazlası artış olması gerekirken;
hatalı olarak yüzde 41.7’lik artış yapılırsa,
bir kayıp söz konusu olacak ve mağduriyet olacaktır.''
Mücadele edeceklerinin altını çizen Özlem Akarken;
‘’SAHİM-SEN olarak;
bütün sendikalarla birlik olarak,
bu yanlıştan dönülmesini sağlamak, en temel mücadelemiz olacaktır.
Gerekirse;
gerekli düzenleme yapılmazsa, hukuki başvurularımız yapılacaktır.
Memur ve emeklilerinin alım gücünü korumak için
ek tedbirler alınmak zorundadır.
En kısa sürede ek zam yapılarak; maaşlar açlık sınırından çıkartılmalıdır.
Refah payı uygulaması kalıcı hale getirilerek,
maaşların enflasyona karşı erimesinin önüne geçilmelidir.
Bir an önce enflasyon farkı oluşması halinde;
fark maaşlara aylık olarak, ivedi yansıtılmalıdır.
SAHİM-SEN olarak;
mücadelemize hak, hukuk, adalet yolunda devam edeceğimizi
bir kere daha deklere ediyoruz.’’ dedi.