Tweet |
Dijital dönüşüm kapsamında üzerinde durulan;
5G hizmetleri, akıllı şehirler, akıllı fabrikalar ve nesnelerin interneti (IoT) gibi tüm uygulamaların
alt yapısını ve bu veri hızlarını destekleyebilecek tek iletişim altyapısı, “fiber optik” çözümlerdir.
Fiber optik çözümler;
iletişim, güvenlik, bant genişliği, mesafe ve daha düşük genel maliyet gibi
tüm avantajlarının yanı sıra; IoT, endüstri 4.0 ve akıllı şehir uygulamaları gibi
teknolojide sürekli değişen gereksinimleri karşılayabilmesi nedeniyle;
en uzun kullanım ömrünü de sunmaktadır.
Bu nedenlerden dolayı;
ABD, Batı Avrupa ve Asya’nın gelişmiş ülkelerinin yanı sıra;
birçok gelişmekte olan Doğu Avrupa, Ortadoğu ve Asya ülkeleri de
bu konuda yoğun yatırımlar yapmaktadır.
Estonya, Litvanya, Birleşik Arap Emirlikleri, Güney Kore, Katar gibi ülkeler
altyapılarında %90 üzerinde fiber dönüşümü gerçekleştirmişler ve
bu alanda, birçok gelişmiş ülkeyi dahi; geride bırakmışlardır.
Tüm bu ülkelerde; dijital dönüşüm,
devlet ve kurumlar tarafından birinci öncelikli devlet politikası olarak; desteklenmektedir.
Bilgi çağının, olmazsa olmaz mihenk taşlarından birisinin
“fiber optik altyapı” olduğunu kaydeden Canovate Group CTO’su Kıvanç İlal,
şunları söyledi:
“Fiber to the desk, en basit şekilde;
dijital verinin, yüksek hız ve kalitede fiber kablo ile
çalışma masanıza kadar gelmesi, demektir.
Veriler, bakır kablo ile taşınmadığından dolayı;
kalite kaybı minimum düzeyde olurken, fiber sayesinde;
son derece hızlı ve kaliteli veri iletimi sağlanmaktadır.
Bunun dışında;
fiber the desk uygulamaları ile
ofisinizdeki çalışma masası dışında;
fabrikalarda, üretim tesislerinde,
organize sanayi bölgelerinde kullanılan
tüm üretim ve otomasyon cihazlarına da
veriler, fiber kablo üzerinden
hızlı ve güvenli bir biçimde taşınmaktadır.
Dünyanın sayılı ar-ge ve inovasyon odaklı şirketler grubu Canovate olarak;
data center (veri merkezi) ve fiber optik sistemlerindeki teknolojimiz ve
uçtan uca ürün portföyümüz ile global 8 marka arasında yer alıyoruz ve
üretimimizin %70’ni, 80 ülkeye ihraç ediyoruz.
Çünkü; çağımız teknoloji çağıdır ve
Batı Avrupa, ABD ve Asya’nın Japonya, Kore ve Çin gibi ülkelerinde akıllı şehirler,
Endüstri 4 uygulamalarının yapıldığı akıllı fabrikalar, büyük iş merkezleri ve
organize sanayi bölgelerinde fiber altyapılar yoğun olarak kullanılmaktadır.
Kısaca;
teknolojide geri kalmamak için
ülkelerin, bu alanda dijital stratejilerini bir an önce oluşturmaları ve
gerekli yatırımları yapmaları önemlidir.
İleride; bu alanlara yatırım yapmış olan ülkeler, fark yaratacaktır ve
ekonomik yarışta, bir adım öne geçeceklerdir.
Fiber optik altyapı trenini kaçırmamak için
devlet önderliğinde, projeler ve doğru teşvikler gereklidir.”
Dijital dönüşümün kararlı bir şekilde desteklenerek,
sübvanse edilmesinin önemine değinen Canovate Group CTO’su Kıvanç İlal,
konuşmasına şöyle devam etti:
“Ülkemizde, evlere kadar fiber altyapı erişim oranı, yaklaşık %10 civarında ve
bu alanda gidilecek uzun bir yol bulunuyor.
Dijital dönüşümü, devlet politikası olarak belirleyen
Estonya, Litvanya, Birleşik Arap Emirlikleri, Güney Kore, Katar gibi ülkelerin
altyapılarında, %90 üzerinde fiber dönüşümü sağlanmıştır.
Bir diğer konu da;
eğer bu dönüşüm, sadece özel sektöre bırakılırsa;
önemli şehir merkezleri, zengin semtler ve kurumlar dışında
fiber altyapı ve dijital dönüşüm sınırlı kalacaktır ve
tüm toplum kesimlerine yayılmayacaktır.
Dünyada; fiber altyapının,
köylere ve ekonomik açıdan geri kalmış bölgelere ulaşması için
bizzat devletlerin öncü olduğu; taşra altyapı projeleri de yapılmaktadır.
Örneğin;
Yunanistan, bu alanda “rural broadband” projesi altında;
5 milyar Euro’luk bir yatırım fonu oluşturmuştur.
Kısaca;
söz konusu dijital dönüşüm zamanında yapılmazsa, tüm dünyanın konuştuğu;
akıllı şehirler, 5G, IoT (Nesnelerin interneti), akıllı fabrikalar, sanal gerçeklik gibi
birçok uygulamalara, altyapı yetersizliğinden dolayı; verimli ve kaliteli bir şekilde geçilemez.
Söz konusu alanlarda geri kalınması,
ekonomik açıdan da geri kalınması sonucunu doğuracaktır.
Örnek olarak;
altyapı yetersizliğinden dolayı,
akıllı fabrika uygulamalarına doğru bir şekilde geçilmezse;
bu durum, akıllı fabrikalara geçemeyenleri, maliyetler başta olmak üzere;
iş süreçlerinde, rakip firmalara göre geride bırakırken; rekabet gücünü de azalacaktır.”