Tweet |
''ZeroBuild Possible-Sıfır Enerji Mümkün” sloganıyla düzenlenen ZeroBuild Summit’23
4. Uluslararası Sıfır Enerji Binalar Zirvesi'nde önemli konu başlıklarından biri
‘Sıfır Enerji Binalar’da Finansman’ oldu.
“Sıfır Enerji Binalar ve Finansman” başlıklı oturumda;
Yapılarda Enerji Verimliliği Derneği - VERİMDER İcra Kurulu Başkanı Prof. Dr. Emre Alkin ve
OECD Türkiye Büyükelçisi ve
Yenilenebilir Enerji Araştırmaları Derneği - YENADER Başkanı Prof. Dr. Kerem Alkin
konuşmacı olarak yer aldı.
Alkin; küresel iklim krizinin etkilerinin,
Avrupa’nın önemli bir kısmında yaşanan kuraklık kriziyle de gözlemlendiğini belirterek;
“Önümüzdeki dönemde;
iklim krizinin yönetimi ve havaya karbon salınımının
minimum düzeyde tutulabilmesi için enerji verimliliği konusunda;
uluslararası teşkilatlar çatısı altında ve ülkelerle
bu süreçler nasıl iyileştirilebilir?
Rusya Ukrayna savaşı başta olmak üzere;
küresel riskler ve küresel tedarik zincirindeki yeniden yapılanma gündemde.
Türkiye gibi yakın coğrafyadaki ülkelerden,
daha fazla ürün tedariki için izlenecek strateji, konuşuluyor.
Ülkelerin kendi kendilerine yetebilme kapasitelerinin artırılması ve
bu bağlamda; Çin ve Asya’ya olan bağlılığın azaltılmasıyla ilgili
yeni çabalar söz konusu.
Rüzgar, güneş, hidro, jeotermal, bio başta olmak üzere;
tüm yenilenebilir enerji teknolojileri ve kapasitesiyle ilgili olarak,
başta Türkiye olmak üzere;
tüm OECD ülkelerinin attığı büyük adımlar için
ülkelere her yıl minimum 1 trilyon dolar civarında,
yeni yatırım hamleleri planlanıyor.
Her yıl düzenli olarak, bu tutar ile devam etmesi gereken
yenilenebilir enerji yatırımları hamlesi başta olmak üzere;
enerji verimliliği, yalıtım ve yenilenebilir enerji teknolojileri kapasiteleriyle ilgili
yürütülecek olan süreçler ve bu kaynak nasıl sağlanacak?
2050 yılında kadar;
23,6 trilyon dolarlık küresel finansman kaynağına ihtiyaç var” diye konuştu.
VERİMDER İcra Kurulu Başkanı Prof. Dr. Emre Alkin ise;
Türkiye’de tüketilen enerjinin yüzde 45’inin binalarda tüketildiğine dikkat çekerek,
“Burada, bir verimlilik açılımı yapmamız lazım.
23 milyon tescilli hanenin yüzde 80’i,
enerji verimliliğine haiz değil, boşa enerji tüketiyor” dedi.
“Dört kişilik bir ailenin bir aylık geçinme maliyetine,
yani; ortalama 25 bin TL’ye binayı verimsizlikten tecrit edebiliyoruz” diyen Emre Alkin,
sözlerini şöyle tamamladı:
“Fakat; bu kompozit malzemelerin doğru uygulanması gerekiyor.
Böyle olursa; doğalgaz faturası yüzde 50’ye kadar düşebilir.
Her yıl 5-7 milyon dolar arasında enerji tasarrufu yapabiliriz.
Bu yatırım, 3 yıl içerisinde amorti edilebiliyor.
Burada en önemli konu; finansman.
Ancak; para kuruluşlarının hep imtina ettikleri bir konu bu.
Finansmanın doğru kullanımı konusunda, ortada bir güvensizlik de var.
Demokrasiye yeni geçiş yapmış ülkelerin finansman sorununu,
çözmek lazım.
Şartlara bağlanmış uluslararası bir finansman, öncelikli konu.
Küresel standart belirlenerek;
bir fonlama sağlanarak, adalet ve eşitlik içinde dağıtılması gerekiyor.”
ZeroBuild Summit’23 Direktörü
Doç. Dr. Gamze Karanfil Kaçmaz;
enerji tasarrufu sağlayan, çevreye dost ve
afetlere dayanıklı yapılar olarak dikkat çeken;
ısıtma, soğutma, aydınlatma ve
diğer tüketimleri için çok düşük miktarda
enerji ihtiyacı olan ve bu ihtiyacını da
tamamen yenilenebilir enerji kaynaklarından
temin eden binalar inşa etmenin,
mevcut konut ve hizmet binalarının
yenileme çalışmalarında,
Sıfır Enerji’yi bir prensip olarak benimsemenin
mümkün olduğunu belirterek, şunları söyledi:
“Toplam tüketilen enerjinin yaklaşık yüzde 30’unu,
sadece; binalarda kullanıyoruz.
Sıfır Enerji Binalar ile
enerji verimliliğinin artırılması,
fosil yakıt kullanımının
minimuma indirilmesi ve aynı anda;
yenilenebilir enerji kaynaklarına odaklanılması,
enerjide dışa bağımlı olmanın risklerinden korunmamızı sağlarken;
bu prensibi benimsemenin,
gelecek nesillere daha yaşanır bir dünya bırakma sorumluluğumuza da
büyük ölçüde katkı sunacağı inancındayız.
Artık; adımlarımızı, daha büyük atmanın zamanı.”
Konuşmacı olarak yer aldığı
açılış oturumunda;
toplumun artık,
Sıfır Enerji Bina’larla ilgili
daha fazla bilgi sahibi olması gerektiğine dikkat çeken
ZeroBuild Institute İcra Direktörü
Doç. Dr. Ümit Ünver;
ZeroBuild Institute olarak;
ilk hedeflerinin,
Sıfır Enerji Binalar konusunda
insanları bilinçlendirmek
olduğunu belirtti.
Ünver; enstitü olarak;
hem ülkemizde, hem de küresel ölçekte
çok önemli çalışmalara imza attıklarını belirterek;
“Google Akademik tarafından tanınan, uluslararası bir dergi çıkarmaya başladık.
Önümüzdeki yıl ZeroBuild Okulu’nu açmayı ve bilimsel bir kongre
hayata geçirmeyi hedefliyoruz” açıklamasında bulundu.
Sürdürülebilir Yapılı Çevre için Uluslararası Girişim-ISBE
İcra Direktörü Nils Larsson;
enerji verimliliği açısından; potansiyel olarak çok faydalı olabilecek,
bazı bina performansı kavramlarının görmezden gelindiğinin ya da;
kısmi olarak uygulandığının altını çizdi.
Bu noktada;
enerji verimliliğinin yüksek binalar için
dizayn sürecinin en önemli unsurlardan biri olduğunu belirten Larsson;
“Birçok tasarımcı ve yatırımcı,
ne yazık ki; dizaynı görsel tasarım kriterleri üzerinden değerlendiriyor.
Ancak; binanın doğru dizaynı,
iklimsel ve çevresel faktörlere göre tasarlanmasıdır.
Burada; ‘Entegre Dizayn Süreci’ (Integrated Design Process - IDP)
kavramı öne çıkıyor.
IDP; iklimsel ve yapısal ihtiyaçları,
tasarımın en erken sürecinden itibaren, merkeze alıyor.
Dünyadaki tüm örnekler gösteriyor ki;
efektif bir uygulamayla soğutma, ısıtma, aydınlatma gibi sistemlerin
enerji girdilerini sürekli kontrol ederek, yüksek verim elde edebiliriz” dedi.
Ayrıca; konuşmasında,
karbon emisyonlarını azaltma ve önleme yollarına da değinen Larsson;
Sinerji Alanı Konsepti’ni (Synergy Zone) de tanıtarak;
“Bu konsept; farklı kullanım ve yapılandırmalara sahip
bina kümelerinin bir araya gelerek;
termal enerji, yenilenebilir enerji çıktıları veya
gri sudaki fazlalıkları ve eksikliklerin dengelenmesini sağlıyor.
Ekonomik aktif termal transfere izin verecek şekilde tasarlanmış,
küçük kümeleri içeriyor ve
binalar arasındaki enerji transferini kolaylaştırıyor” diye konuştu.
Bu konseptin daha fazla uygulanması gerektiğini belirten ve
2025 yılına kadar karbon emisyonu kesintilerinin
yüzde 15,5 oranında azaltılması gerektiğine dikkat çeken Larsson;
eyleme geçilmezse, küresel sıcaklık artışının 1,5 derece ile sınırlandırılması hedefinin
imkansız hale geleceğini ve bu nedenle;
konuya acilen müdahale edilmesi gerektiğini vurguladı.
Açılış oturumuna video mesajı ile katılım gösteren,
Aristotle University Thessaloniki Editor in Chief of
International Journal of
Sustainable Energy and Buildings Journal Prof. Agis M. Papadopoulos ise;
hem Yunanistan, hem de Türkiye’de oldukça aktif fay hatlarının bulunduğunu hatırlatarak;
“Türkiye’nin yaşadığı son büyük depremlerde gördük ki;
depreme karşı son düzenlemelere göre inşa edilen binalar,
kendileri hasar görseler dahi, bina; sakinlerini koruyor.
Ayrıca; 2010’dan sonra inşa edilen binaların
enerji verimliliği ve depreme dayanıklılık performanslarının da
oldukça iyi olduğunu söyleyebiliriz.
İki ülkenin de, gelecek depremlere karşı;
bu binaların sayısını artırması, hayati önem taşıyor” açıklamasında bulundu.
Açılış konuşmalarının ardından gerçekleştirilen
“Sıfır Enerji Binalar ve Kamu Yaklaşımı” oturumunda;
Kadıköy Belediyesi Başkanı Şerdil Dara Odabaşı,
Bursa Valiliği Enerji Yönetimi Bölümü Enerji Yöneticisi Levent Yazıcı ve
T.C. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı,
Mesleki Hizmetler Genel Müdürlüğü Enerji Verimliliği ve
Tesisat Daire Başkanı Makine Yüksek Mühendisi Murat Bayram, konuşmacı olarak yer aldı.
Kadıköy Belediyesi’nde hayata geçirilen,
kentsel dönüşüm süreciyle ilgili bilgiler paylaşan
Kadıköy Belediyesi Başkanı Şerdil Dara Odabaşı;
kentsel dönüşümün,
depreme dayanıklılığa indirgendiğine,
oysa ki; iklim değişikliğini de kapsayacak şekilde
ekonomik, sosyal, çevresel,
sürdürülebilir şehirler kurma ilkesi
taşıması gerektiğine değindi.
Belediye olarak;
insan ve doğa bağının kurulması, toplu taşıma,
bisiklet yolları, sosyal bütünleşme,
kültürel değerlerin yaratılması gibi faktörlerin
sürdürülebilir şehirleşmede
ana hedefleri arasında yer aldığını belirten Odabaşı,
atılımlarını şöyle aktardı:
“Su verimliliği ve yağmur suyu hasadına ilişkin planlamamız kapsamında;
her ne kadar, yürürlükteki imar yönetmeliğinde;
bin metrekarenin üzerindeki parsellerde yapılacak yeni binalarda
sarnıç zorunluluğu getirilse de,
Kadıköy Belediyesi olarak; bu metrekareyi 400 metrekare olarak belirledik.
Bu oran, Kadıköy’ün yaklaşık yüzde 50’sinden fazlasını kapsıyor.
Bununla birlikte; 2 bin metrekarenin üzerindeki parsellerde,
yağmur suyu toplama tankı projesinin yanında;
gri su toplama tankına dair, mekanik teçhizat projesi zorunluluğu da getirdik.
Binaların dönüşümünde;
yenilenebilir enerji kaynaklarından,
güneş panellerinin zorunlu tutulmasına ilişkin, çalışma başlattık.
Bu uygulamayı, Kadıköy’ün bir bölgesinde sınırlı tuttuk.
Yaklaşık bin adet yapının bulunduğu ve
bu yapıların sadece yüzde 7’sinin yenilendiği sahil adası bölgesinde,
bu değişiklik ile
minimum 5 kilowatt gücündeki güneş panellerinin kullanımını,
iskân şartı haline getirdik.”
İki uygulamanın da, öncelikle;
Kadıköy Belediyesi hizmet binalarında ve parklarında
uygulanmaya başlandığına dikkat çeken Odabaşı;
“Kadıköy Evlendirme Dairesi’nin çatısına kurduğumuz solar güneş panelleri ile
enerji ihtiyacımızın yüzde 40’ını karşılar hale geldik.
Hedefimiz;
kurum binalarımızda kurulu gücü 1 megavat olan yenilenebilir enerji yatırımını
2024 yılı sonuna kadar, gerçekleştirmek ve
yaklaşık 700 ton karbondioksit emisyonunun azaltılmasını sağlamak.
2030 yılına kadar ise; bu yatırımı 2,5 megavata çıkartmayı planlıyoruz.
Karbon salınımlarının azaltılması için hedefimiz;
ilçemizde karbon salınımlarının yüzde 40’ına neden olan binalarda,
enerji verimliliğini artırmak ve enerji performans sınıfının, C’den B’ye yükseltilmesi.
Kadıköy Belediyesi olarak;
inşaat metrekaresine bakılmaksızın,
tüm binalarda; 'Neredeyse Sıfır Enerjili Bina' uygulanmasını zorunlu tutacağız” dedi.
Türkiye’de T.C. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın
enerji verimliliği merkezinde yaptığı atılımları aktaran,
T.C. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı
Mesleki Hizmetler Genel Müdürlüğü
Enerji Verimliliği ve Tesisat Daire Başkanı Makine Yüksek Mühendisi Murat Bayram,
enerji verimliliği konusunun, birçok farklı noktadan ele alınması gerektiğine dikkat çekerek;
“Şu an; Türkiye’deki konutların ortalama enerji tüketimi,
metrekare başına; 120 kilowatt.
Bu, bize; binaların enerji tüketimi, yalıtımı, ısıtma ve soğutma sistemleri gibi
faktörlere göre değerlendirilerek, enerji sınıfının belirlendiği
Enerji Kimlik Belgesi sisteminin verdiği bir sonuç.
Bu kilovatı, süreç içerisinde;
sürdürülebilir bir şekilde düşürmek için çalışıyoruz.
Bir bina, kabuğunun ihtiyaç duyduğu enerjiyi minimumda tutmalı.
Bu minimum enerjiyi de, yerinde ve yenilenebilir enerji ile karşılamalı.
Yani bina, ihtiyaç duyduğunu kendi üretip kendi tüketecek;
gelecekteki tüm yapılarımız da bu şekilde olacak.
Bu yolculuğa 2023 yılında başladık,
2053 yılında hedefimiz; artık tamamen net Sıfır Enerji Binalar’ın hayatımızda olması.
Burada mühendis ve mimarların önemi ve değeri artıyor;
çünkü; bunlara karar verecek olan onlar” açıklamasında bulundu.
Sıfır Enerji Bina sürecinin ilk fazının
'Neredeyse Sıfır Enerji Bina' sayısını artırmaktan geçtiğini belirten Bayram;
“Bakanlık olarak,
NSEB ile ilgili çok ciddi bir çalışma yaptık;
detaylı bir kılavuz hazırladık ve yol haritasını web sitemizden yayınladık.
Son 4 aylık sürece baktığımızda;
yaklaşık 5 bin tane bina, NSEB tanımına uygun olarak yapıldı.
Yeni yapılan binalarda;
iskân aşamasından ruhsat aşamasına kadar, tüm süreçlerde;
NSEB olup olmadığını takip edebiliyoruz.
Bu konuda vatandaşlarımızı desteklemek için enerji kimlik belgesi,
NSEB’e yönelik renovasyonlar noktasında teşvik, destek, düşük faizli krediler gibi
finansal destekler konusunda da çalışmalarımızı sürdürüyoruz” dedi.