gaziantep escort
Bugun...



'Rasyonel olmanın; kamunun tüm planlarında stratejik sektör olarak ilan edilmiş makine imalatını, rakiplerimizden geri kalmayacak bir kararlılıkla korumayı gerektirdiğini düşünüyoruz'


facebook-paylas
Güncelleme: 14-08-2023 14:35:45 Tarih: 30-07-2023 15:22

'Rasyonel olmanın; kamunun tüm planlarında stratejik sektör olarak ilan edilmiş makine imalatını, rakiplerimizden   geri kalmayacak bir kararlılıkla korumayı gerektirdiğini düşünüyoruz'

Makine imalat sanayi konsolide verilerine göre;
yılın ilk yarısı sonunda, Türkiye'nin serbest bölgeler dâhil;
toplam makine ihracatı, 14,1 milyar dolar oldu.

 

Sektör, bu yıl son haftası Kurban Bayramı tatiliyle geçen Haziran ayında

eksik iş gününe rağmen; ihracatını geçtiğimiz yılın aynı ayına göre; yüzde 2,7 artırdı.

 

Kg başına ihracat birim fiyatları 7,2 dolara kadar yükselen sektör,

6 aylık ihracat döneminde;

Almanya’nın ardından, Rusya’da da 1 milyar dolar eşiğini aştı.

 

En büyük 10 pazarı arasında, sadece Fransa’da düşüş yaşayan sektörde;
Almanya’nın payı yüzde 14’e, Rusya’nın payı yüzde 10’a yaklaştı.

 

Para politikalarındaki sıkılaşmanın etkisiyle;

küresel ölçekte durgun geçen yılın ilk yarısında, endüstriyel talebin yavaşladığını belirten

Makine İhracatçıları Birliği Başkanı Kutlu Karavelioğlu,

Türkiye’nin toplam makine ihracatının yüzde 60’ını gerçekleştirdiği Avrupa’da;

makine teçhizat yatırımlarındaki büyümenin, bütün sıkıntılara rağmen;

sürdürülebilirlik yatırımlarına bağlı olarak,

bu yıl yüzde 2,5 seviyesinde gerçekleşmesini beklediklerini ifade ederek;
şunları söyledi:

 

“Küresel arz kapasitesinin altında kalan talebin sonucu olarak;
siparişlerin düşmesi kârların azalmasına,

azalan kârlılık da yeni yatırımlar bakımından bir isteksizliğe dönüşüyor.

 

Üretici fiyatlarının önünün alınamadığı bu dönemde işler azaldığından,

firmalar da sırada bekleyen siparişler üzerine yoğunlaşıyor.

 

Düşüşün rakamlara yansımayan bir başka yönü daha var;

o da, gelişmiş ülkelerde mevcut yatırım bütçelerinin Ar-Ge tarafına kayması,

yeni dönemde verimlilik ve kalite artışını merkeze alan yatırımların, öne çıkması.

 

Uzun süre devam edecek bu yatırım trendi,

ihraç ürünlerinin niteliğini ve teknoloji sınıfını da etkileyecektir.

 

Yeşil dönüşüm, dijitalleşme ve otomasyona yönelik yatırımlar ise;
makine ve teçhizat talebine olumlu etki edecektir.”

 

Karavelioğlu, ihracatçı işletmeler için yeni iş almanın zorlaştığı bu dönemde;
AB’de yasama süreci devam eden Kurumsal Sürdürülebilirlik Özen Yükümlülüğü’nün,

ikinci bir filtreleme daha getireceğine işaret ederek,

“Ciro olarak, yasa kapsamına girdikleri takdirde;

yaptırımlar ve denetim mekanizması açısından,

kurallara uymayan şirketleri büyük cezaların beklediği bu dönemde; Avrupalı şirketler,

değer zinciri ortaklarının gelişip yetkinleşmesini izlemek konusunda,

çok titiz davranacaktır” dedi. 

 

Mali sıkılaşmanın;
yatırım boyutu yanında,

finansmana erişim konusunda da etkileri olduğuna dikkat çeken Karavelioğlu;

makine fiyatlarının arttığı bu dönemde,

borçlanma ihtiyacı ve üretim maliyetlerinin yükselmesinin

satışları olumsuz etkilediğini belirterek, şunları söyledi:

 

“Yatırım malları; güven ve müşteri finansmanı ile satılır,

ödemeler; taksitlerle zamana yayılır.

 

Bu sebeple; makine imalatçılarının

hem kendilerinin düşük faizlerle borçlanabilmeleri,

hem de müşterileri için orta ve uzun vadeli kredi bulabilmeleri;

rekabetçiliğin ana unsurudur.

 

Rakiplerimizin bu konuda bizden daha avantajlı olduklarını,

başta ülkemiz olmak üzere;

çetin rekabete girdiğimiz bütün büyük makine pazarlarında, görüyoruz.

 

Son bir buçuk yılda,
bir 
yandan; Türkiye’de yerli katma değer oranı en yüksek,

yani; masraflarının çoğunu TL ile yapan sınai sektör olarak,

yatay kurdan herkesten fazla etkilendik, 

diğer yandan; resesyon beklentisi ile fiyatlarını baskılayan rakiplerimizle,

sınırlı finansman imkânları içinde, baş etmeye çalıştık.

 

Netice itibarıyla,
bu ağır yükü taşıyabilecek güce 
ulaştığımız görülmüş olmakla birlikte;

Merkez Bankası, Eximbank ve kamu bankalarının

rasyonel politikalara dönüş ilkeleriyle ters düşmeyecek şekilde;

ihracat ve yatırımları, daha uygun maliyetler ile finanse etmesi gerektiğine inanıyoruz.

 

Döviz gelirlerimiz üzerindeki tasarruf yeteneğimize yeniden kavuşmak,

yani, bir başka ifadeyle;
birden 
fazla rezerv kurun çarpanlı risklerinden korunabilmek için

serbestçe pozisyon alabilmek, ihracatçılar için çok önemli.”

 

İhracat yapmanın zorlaştığı bu dönemde,

dış ticaret açığının ana kaynağı olan ithalat furyası konusuna da

eğilmek gerektiğini ifade eden Karavelioğlu,

“Türk Lirası’ndaki aşırı değerlenmenin ithalat konusunda yarattığı cazibe,

son 12 ayda; 42 milyar dolarlık da yabancı makine alımına, sebep oldu.

 

Rakip ülkelerin teknoloji geliştirmesine desteğimiz, hızlanarak sürüyor.

Bu yılın ilk 5 ayında; yüzde 28,6 artarak 18,5 milyar dolara ulaşan makina ithalatı,

sene sonunda; 45 milyar dolara ulaşacak bir ithalat büyüklüğünün ve

15 milyar dolara yakın bir ticaret açığının, sinyallerini veriyor.

 

Bu açığın önemli bir kısmının,

Uzak Doğu mallarına karşı veriliyor olması; yerli imalatçımızı,

tedbirlerini giderek sıkılaştıran Batılı rakiplerimiz kadar,

koruyamadığımızı da gösteriyor” dedi.

 

Karavelioğlu; Yatırım Teşvik Sistemi ile sağlanan avantajların,

özellikle; Doğu’dan gelen dampingli ve düşük teknolojili malların

ithalatını kolaylaştırdığını belirterek, sözlerini şöyle tamamladı:

 

“2022 yılında,
Yatırım Teşvik Belgeleri kapsamında ithalatı teşvik edilen makinelerin tutarı;
19 milyar dolar 
civarında idi.

 

360 milyar TL tutarında, 5 bin 400 Yatırım Teşvik Belgesi’nin verildiği

bu yılın ilk 4 ayında ise;

yatırımların yüzde 65’ini yapacak olan genel imalat sanayiinin makine ihtiyaçlarında

yerli makinelerin payının, yüzde 40’ı ancak bulduğu görülüyor.

 

Oysa;
madencilik yatırımlarında yerlilik oranı yüzde 72,

tarımda yüzde 97,

teknolojisi en yüksek dallardan olan enerji yatırımlarında ise; yüzde 89 civarında.

 

Yatırım Teşvik Mevzuatı’nın,

yerli makine imalatçımızı haksız rekabete karşı korumak üzere ihdas edilen

İlave Gümrük Vergilerini sıfırlamasının;

çok önemli bir zafiyet oluşturduğun altını, tekrar çizmek lüzumu duyuyoruz.

 

Rasyonel olmanın;

ithalat mekanizmalarındaki bütün arka kapıları hızla kapatmayı ve

kamunun tüm planlarında stratejik sektör olarak ilan edilmiş makine imalatını,

rakiplerimizden geri kalmayacak bir kararlılıkla, korumayı gerektirdiğini; düşünüyoruz.”







Etiketler :

FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER EKONOMİ Haberleri

Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ
HABER ARA