Tweet |
Araştırmacı, seyahat kültürü yazarı, belgesel yapımcısı ve yönetmeni Esra Alkan,
"Seyahat Nasıl Edebiyat Olur?" adlı söyleşi ve
"Kalk Gidelim Kapadokya" kitabının imza gününde, okurlarla buluştu.
Beyoğlu Yüksek Ticaretliler Marmara Lokali'nde gerçekleşen buluşmaya,
okurlar yoğun ilgi gösterdi.
Söyleşide konuşan Alkan,
seyahatin bir edebiyata dönüşmesinin ardında,
mutlaka; derin bir kültür bulunması gerektiğini ifade etti.
Alkan;
‘En bildiğimizi sandığımız yerlerin bile;
hep bir bilinmeyeni, muhakkak vardır.
Kaç milyon yıldır var peribacaları,
nasıl oluşup çıkmış ortaya ve neden bu denli yaygın Kapadokya’da?
Hepsi birbirinin benzeri mi peribacalarının?
Severler mi birbirlerini yoksa çatlarlar mı hasetlerinden?
Başta; Nevşehir, biraz Kayseri, biraz Aksaray, biraz Niğde, azıcık Kırşehir
illerini anladığımız Kapadokya’ya kim ve neden “Güzel Atlar Ülkesi” demiş?
Yalnızca yazın mı gezilir Kapadokya?
Benden duymuş olun:
Peribacaları, onları görmeye hiçbir şey okumadan gelenleri de kolayca ayırt ediyor!’’
diye konuştu.
‘Seyahat sanata dönüşebilir’ vurgusu yapan Esra Alkan,
konuşmasını şöyle sürdürdü:
‘’Gidip gördüğümüz herşeyin içinde, evrenin işleyişi var.
İşte; o gördüklerini içine taşınabilirsen, tetiklenen hayâl gücü;
ressamın fırçasında resim olur,
felsefesini kurup yazan yazarında kitap,
vizörden bakan göz için belgesel…
Benim ürünüm de, Kalk gidelim kitapları.
Ancak kültürü olan bir seyahat, edebiyata dönüşebilir.
Tıpkı, insanlar gibi.
Bir şeyi üretmek istiyorsak;
önce kültürünü kendimizde oluşturmamız gerekmez mi?
Bütün dünya ülkem.
İşte, ben o örtüyü kaldırıyorum; kültürlerin altına eğilip bakıyorum’’
Esra Alkan,
Can Çocuk’tan çıkan; Düzce,
Varlık Yayınları’ndan çıkan; Rize, Mardin, Sinop, Ahlat, Tokat, Edirne, ve Çanakkale’den sonra;
serinin yeni kitabı olan "Kalk Gidelim Kapadokya" ile
okuyucuları, Kapadokya'nın büyüleyici dünyasına götürüyor.
Alkan;
Kapadokya'nın doğal ve tarihi güzelliklerini, peribacalarının dilinden anlatarak;
bölgeye dair, yepyeni bir bakış açısı sunuyor.
Kitap ellerinde, Kapadokya’ya gidecek seyahatseverlere;
farklı bir gözle bakacakları tüm köy kasaba ve ilçeleriyle birlikte; komple bir Nevşehir sunuyor.
Kitapta Alkan;
Kapadokya'yı sadece bir turist destinasyonu olarak değil,
bir tarih ve kültür hazinesi olarak da ele alıyor.
Peribacalarının oluşumundan, bölgede yaşayan uygarlıklara kadar;
Kapadokya'ya dair, bilinmeyenleri okurlarla paylaşıyor.
Alkan'ın samimi ve akıcı dili,
Kapadokya'yı; sanki okurların gözlerinin önünde canlandırıyor.
‘’Seyahate hakkını vermek gerekir.’’
diye okuyucularına seslenen Alkan’ın
‘’Kalk Gidelim Kapadokya" kitabı;
Kapadokya'ya gitmeyi planlayanlar için olduğu kadar;
bölgeyi daha iyi tanımak isteyenler için de
ideal bir kaynak.
Alkan'ın kitabı;
okurları, Kapadokya'yı yeniden keşfetmeye,
şöyle davet ediyor:
‘’Okumadan çıkılacak bir Kapadokya yolculuğunda, bize;
“limonluk”lardan, “ayça”dan;
ilk beyin ameliyatının yapıldığı,
keçiyle koyunun ilk kez evcilleştirildiği höyükten;
Orta Anadolu’nun on bin beş yüz yıllık bilinen eski köyünden,
dahası “Eşekli Kütüphaneci” Mustafa Güzelgöz’den,
yörede izi olan uygarlıklardan söz edecek kimseleri, bulamayabiliriz.
Dolaz, aside, köftür, bulamaç, kayısı yahnisi… daha niceleri!
Bırakın her birinden tatmayı,
adlarını bile duymadan, gezer dönersiniz Kapadokya’yı’’