![]() |
Tweet |
E-ticaret, günümüzde sadece yurt içindeki değil;
yurt dışındaki pazarlarla da rekabet etme fırsatı sunuyor.
Eğer; siz de e-ticaretle ilgili girişimlerinizi
yurt içinde veya yurt dışında büyütmeyi planlıyorsanız;
her iki pazarın dinamiklerini anlamak, büyük önem taşıyor.
Yurt içinde daha tanıdık hedef kitlelere ulaşırken,
yurt dışında daha geniş bir pazarın avantajlarından yararlanabilirsiniz.
Ancak; her iki pazarın da kendine has, avantajları ve zorlukları söz konusu.
Psikolojik ve stratejik pazarlama konusunda uzmanlığı ile fark yaratan
Özsoy Dijital Reklam Ajansı,
markaların ürün veya hizmetlerinin tanıtımından;
paketleme, markalaşma, kurumsal kimlik, kutu ve ambalaj tasarımları gibi birçok alanda
profesyonel destek sunuyor.
Şirketlere, dijital varlıklarını güçlendirmek ve
etkili tanıtımlar yapmak konusunda rehberlik eden Özsoy Dijital Reklam Ajansı,
Amazon ve Trendyol gibi platformlarda
yurt içi ve yurt dışındaki e-ticaret pazarlarında faaliyet gösteren markalara;
ürün veya hizmetlerinin tanıtımı için
başlangıç aşamasından son aşamasına kadar; etkili çözümler üretiyor.
E-ticaretin; hem yurt içinde, hem de yurt dışında
markalara sunduğu fırsatlar ve karşılaşılan zorluklar bakımından,
işletmelerin büyüme stratejilerini şekillendirdiğini ifade eden
Özsoy Dijital Reklam Ajansı’nın kurucusu ve Ajans Başkanı Davut Özsoy,
her iki satış modelinin avantajlarının ve dezavantajlarının;
şirketlerin, hedefleri ve pazar araştırmalarına göre; değişebileceğini vurguladı.
Yurt içi Satışın Avantajları ve Zorlukları
Yurt içi satışların en büyük avantajının;
daha tanıdık bir hedef kitleye, hitap etmek olduğunu belirten Davut Özsoy;
“Bu durum,
özellikle; yeni bir firma için
hızlı ve etkili geri bildirim almayı ve
müşteri taleplerine, kolayca yanıt vermeyi sağlar.
Ayrıca, kargo ve iade süreçleri daha hızlı ve kolay yönetilebilirken;
kargo maliyetleri de düşük seviyelerde kalır.
Bu da, işletmelerin operasyonel maliyetlerini azaltır” diye konuştu.
Yurt içindeki e-ticaret pazarlarında karşılaşılan en büyük zorlukların ise;
sınırlı bir hedef kitleye sahip olmak ve
yoğun rekabetle başa çıkmak olduğunu belirten Özsoy,
“Yurt içindeki e-ticaret pazaryerleri;
uzun vadede, büyüme potansiyeli ve karlılık açısından; tatmin edici olmayabilir.
Bu yüzden, bazı işletmeler; yurt dışına açılmayı, bir seçenek olarak görürler”
diye, ifade etti.
Yurt dışı Satışın Avantajları ve Zorlukları
Yurt dışında satış yapmanın başlıca avantajının ise;
döviz cinsinden gelir elde etmek olduğunu kaydeden Davut Özsoy,
“Döviz kuru dalgalanmaları;
işletmelerin, finansal istikrarını korumasına yardımcı olabilir.
Ayrıca, yurt dışına açılan bir marka;
dünya çapında tanınma şansı elde eder ve
büyük bir marka olma yolunda, ilk adımlarını atmış olur.
Uzun vadede;
yabancı pazarlarda deneyime sahip temsilcilerle müşteri ilişkileri geliştirilmesi,
markanın büyümesine büyük katkı sağlayabilir” diye konuştu.
Yurt dışındaki pazarların,
çok farklı kültürlerden gelen müşterilerden oluşması sebebiyle;
başlangıçta zorlayıcı olabildiğini de ifade eden Özsoy,
bu konudaki görüşlerini, şu sözlerle aktardı:
“Yurt dışı pazarlarının kültürel çeşitliliği,
başlangıçta; zorluklar yaratabilir.
Hedef ülkelerin kültürel farklılıklarına uygun
ürün tasarımları ve metinsel içerikler oluşturulmalıdır.
Ayrıca; yurt dışı kargo ve iade süreçleri,
yurt içine göre; daha uzun ve maliyetli olabilir.
Bu süreçlerin yönetilebilmesi için
alternatif çözüm yolları önceden planlanmalıdır.
Örneğin; yurt dışında bir depo açmak gibi çözümler ele alınmalıdır.”
Yurt içi ve yurt dışı satışların her ikisinin de
kendi dinamiklerine sahip olduğunu ve
işletmelerin stratejik planlarına göre;
farklı fırsatlar sunduğunu vurgulayan Davut Özsoy,
markaların; hedef pazarlarını belirlerken,
bu avantaj ve dezavantajları göz önünde bulundurmasının,
büyük önem taşıdığını dile getirdi.
Özsoy;
“Yurt içi satışların en az bir yıl boyunca stabil şekilde yönetilmesi,
yurt dışında başarılı satışlar yapabilmek için bir ön koşuldur” diyerek;
her iki pazarın da uzun vadeli bir strateji gerektirdiğine, dikkat çekti.
-----
Marketing alanında uzman bir isim olan Davut Özsoy ve
Psikolog Melis Özsoy tarafından kurulan
Özsoy Reklam Ajansı;
reklam ve pazarlama stratejilerinde,
psikolojinin gücünden de faydalanarak;
farklı sektörlerdeki müşterilerinin,
dijital alandaki görünürlüğünü artırıyor.
Reklam, tasarım ve
dijital pazarlama alanlarında
10 yıldan fazla tecrübesi ve
kurulduğu günden bu yana;
yüzde 100 müşteri memnuniyeti odaklı
hizmet anlayışı ile faaliyet gösteren şirket,
sürekli gelişen dijital pazarlamanın dinamik yapısını,
hizmet verdiği müşterileri ile buluşturuyor.
Dijital mecraların hızla gelişen dinamiklerine uyum sağlayarak;
yenilikçi bir yaklaşımla hareket eden Özsoy Dijital Reklam Ajansı,
reklam, grafik tasarım, dijital reklam ve diğer reklam alanlarında,
yaratıcı ve özgün çözümler sunarak; iş ortaklarına katma değer sağlıyor.
Türkiye’de; turizm, restoran, sağlık, lojistik, inşaat, tekstil, eğitim, kozmetik ve
diğer sanayi sektörlerindeki 600’den fazla firmaya hizmet sunan
Özsoy Dijital Reklam Ajansı,
Avrupa’da; enerji, sanayi, lojistik, tekstil, inşaat, gıda ve
temizlik hizmetleri alanlarında faaliyet gösteren 150’den fazla firmaya,
ABD’de ise; teknoloji, restoran, inşaat, enerji ve finans alanlarında
35’ten fazla firmaya, hedef ülkelerin kültürlerine uygun olarak;
dijital ortamda farklı dillerde profesyonel destek vererek,
markalarına değer katmaya devam ediyor.