romabet romabet romabet
deneme bonusu veren siteler
Bugun...


Sezer KOYUN

facebook-paylas
İhracatın Filistin maskesi
Tarih: 12-09-2025 14:30:00 Güncelleme: 16-09-2025 01:30:00


Ambargo mu, akıllı lojistik oyunu mu?

 

Türkiye’nin dış ticaret istatistikleri,

bazen ders kitaplarına değil;

kara mizah antolojilerine girmeli.

Mayıs 2024’te,

hükümetin “İsrail’e doğrudan ihracatı durduruyoruz” kararı,

açıklanır açıklanmaz; kamuoyunda alkışlar koptu.

Televizyon ekranlarında gururla “Ambargo başladı” manşetleri atıldı.

Ne güzel!

 

Ama; TÜİK’in ve Türkiye İhracatçılar Meclisi’nin (TİM) verileri ortaya çıkınca,

tablo bir anda “halk edebiyatı”ndan “rakamlı hiciv”e dönüştü.

Çünkü; aynı dönemde, yani; 2024’ün ilk sekiz ayında,

Filistin’e ihracat tam yüzde 423 artmıştı.

2023’te 77 milyon dolarlık ihracat yapılan Filistin’e,

bu yıl; 403 milyon dolar mal gönderilmişti.

Yetmedi, sadece Ağustos ayında artış yüzde 1156 oldu:

2023 Ağustos’unda 10 milyon dolarlık ihracat yapılmışken, bu yıl 127 milyon dolara fırladı.

 

Asıl bomba ise; kalem kalem bakıldığında, ortaya çıkıyor:

 

Çelik: Geçen yılın ilk sekiz ayında 430 bin dolarlık çelik ihracatı yapılmıştı.

  Bu yıl aynı dönemde; rakam 37,9 milyon dolara çıktı. Artış oranı: yüzde 8.722.

  Ağustos ayında ise; neredeyse bilim kurgu:

  Geçen yıl 17 bin 400 dolarlık çelik, bu yıl 21,8 milyon dolar.

  Yani; yüzde 125.437 artış.
 Kimyasallar: Ağustos’ta yüzde 3.388 artış.
 Madencilik ürünleri: Yüzde 62.174 artış.
 Meyve, sebze, klima, demir… Hepsi birkaç yüz kat artış göstermiş durumda.

 

Kısacası;
Filistin’in nüfusu aynı, ekonomisi aynı, tüketim kapasitesi aynı ama;
ithalat iştahı, birden Almanya seviyesine çıkmış gibi görünüyor.

Bir ülkenin yıllık tüketim kapasitesiyle,

bu rakamların örtüşmeyeceği o kadar açık ki;
ekonomist olmaya gerek yok; ilkokul matematiği yeter.

 

Peki, bu nasıl oluyor?

Resmî açıklamalarda, “Filistin ekonomisine destek” deniyor.

Ama; sahada, lojistik merkezlerdeki manzara daha dürüst:

Mallar, Filistin gümrüğü üzerinden geçiyor, faturada alıcı olarak; Ramallah görünüyor,

ama; konteynerin gerçek rotasını, GPS kayıtları biliyor.

Yani;

“ambargo var” cümlesi siyasi manşet,

“ticaret sürüyor” cümlesi ekonomik gerçek.

 

Bu tablo; bana, 19. yüzyıl Osmanlı ticaret tarihini hatırlatıyor.

Kapitülasyonların gölgesinde;

Osmanlı tüccarları, kendi mallarını yabancı bayraklı gemilere yüklerdi.

Böylece; vergiden kaçılır, mal; “Fransız gemisiyle geldi” diye kayda girerdi.

Bugün biz de benzerini yaşıyoruz:

Mal bizim, satıcı biziz, alıcı; görünürde Filistin.

Ama; son durağın kim olduğunu, herkes biliyor.

 

Başka bir örnek:

1980’lerde, ABD’nin İran’a ambargo uyguladığı dönemde,

Türkiye’den Dubai’ye mal gider, oradan İran’a geçerdi.

Herkes bilir, ama; kimse konuşmazdı.

Yani; “dolaylı ticaret” bu coğrafyanın kadim geleneği.

Hatta; Osmanlı’nın meşhur “Mısır ticareti”nde bile;
mallar, önce başka bir limana uğratılır; oradan tekrar Mısır’a yönlendirilirdi.

Amaç hep aynı: yasakla gerçeklik arasında orta yol bulmak.

 

Burada asıl trajikomik nokta, ambargonun kime yaradığını görmek.

Hükümet içeride “ahlaki üstünlük” devşiriyor:

“Bakın İsrail’e tavır aldık” deniyor.

İhracatçı ise; mallarını satıyor, nakit akışı kesilmiyor.

Yani; siyaset vitrini kurtarıyor, ekonomi kasayı.

Kaybeden?

Halkın samimiyet algısı.

Çünkü, insanlar çok iyi biliyor ki;
bu rakamlar, aslında “yarı ambargo – tam ticaret” tablosunu gizlemek için kullanılıyor.

 

Ve elbette; faturayı, yine vatandaş ödüyor.

Çünkü; bu tür dolaylı yollar, ticari maliyetleri artırıyor.

Ara gümrükler, ekstra lojistik masrafları ve yeni “komisyoncu” halkası fiyatlara ekleniyor.

Eninde sonunda o artış, market rafındaki etiket olarak; geri dönüyor.

 

Şimdi düşünelim:

Filistin ekonomisi, kişi başına milli geliri 3 bin 600 dolar civarında olan bir bölge.

Nüfus; yaklaşık 5 milyon.

Bu tabloyla; Türkiye’den milyarlarca dolarlık mal alması,

matematiksel olarak mümkün değil.

Ama ihracat istatistiklerinde “Filistin” yazıyor.

Kâğıt üzerinde gerçek, sahada illüzyon.

 

Sonuçta; ortada bir “maskeli balo” var.

Siyaset sahnesinde; ambargo maskesi takılıyor,

ekonomi sahnesinde ise; ticaretin çıplak yüzü işliyor.

Tarihsel açıdan baktığımızda, bu bizim icadımız değil;
asırlardır kullanılan bir yöntem.

Ama, bugünkü fark; bu illüzyonun, artık verilerle anında ifşa olması.

 

Rakamlar yalan söylemez derler.

Oysa; Türkiye’nin dış ticaret istatistiklerinde, rakamlar;
gerçeği söylemek yerine, sadece güzel bir hikâyeyi süslüyor.

Ambargo kağıt üstünde, ticaret sahada.

Tabelada Filistin, kasada İsrail.

 

 

 

sezerkoyun@cratone.com

 



Bu yazı 1921 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ
HABER ARA