romabet romabet romabet
deneme bonusu veren siteler
Bugun...


Sezer KOYUN

facebook-paylas
Petrolün kardeşliği, çarkların çaresizliği
Tarih: 30-08-2025 12:03:00 Güncelleme: 31-08-2025 09:51:00


7 Milyar dolarlık masal...

 

Sabah gazetesini açtığınızda koca puntolarla şu cümleyi görüyorsunuz:

“Azerbaycan’ın SOCAR’ı,

Türkiye’de 7 milyar dolarlık petrokimya yatırımı yapacak.”

Haber öyle bir sunuluyor ki;
sanki gökten petrol damlayacak da hepimiz, birer damacana pay alacağız.

Oysa, gerçekte olan şu:

komşu ülkenin enerji devi,

uzun zamandır gözünü diktiği Türk pazarına; yeni bir fabrika konduruyor.

 

Şimdi, bir adım geri çekilip bakalım.

SOCAR, 2008’de Petkim’in yüzde 51 hissesini, 2 milyar dolara almıştı.

Ardından 2018’de Star Rafinerisi’ni 6,3 milyar dolara açtı.

Şimdi üzerine; 7 milyarlık bir petrokimya yatırımı daha ekliyor.

Yani; 17 yılda toplam 15 milyar dolara yakın sermaye Türkiye’ye akmış oluyor.

Bu rakam, Azerbaycan’ın sadece enerji değil;
jeopolitik bağlarını da petrol boru hattı gibi kuvvetlendirdiğinin göstergesi.

 

Türkiye’nin petrokimya ithalat faturası, yılda 15-16 milyar dolar civarında.

Plastik, ambalaj, kimyasal hammaddeler…

Hepsi dışarıdan geliyor.

Yani; SOCAR’ın yatırımı, sadece bir fabrika değil;
aynı zamanda, Türkiye’nin kronik cari açığının göbeğine atılmış bir taş.

Eğer; işler planlandığı gibi giderse,

bu yatırımın; Türkiye’nin ithalat faturasını, yıllık 5 milyar dolar azaltması bekleniyor.

Tabi bu; “planlandığı gibi” kısmı, bizim ekonomik tarihimizde; her zaman, en kırılgan yer.

 

İşin ironisi burada başlıyor:

Fabrikaların kapasite kullanım oranı;
Ağustos’ta yüzde 73,6’ya düşmüşken,

bir yandan da “Türkiye petrokimya üssü oluyor” manşetleri atılıyor.

Yani; bir elimizde, yarım kapasite çalışan çarklar;

diğer elimizde, milyar dolarlık yatırım projeksiyonları.

Çeliğin ve kimyanın kardeşliği tam, ama; ekonominin dengesi yarım.

 

Tarih, bize benzer sahneleri gösterdi.

1970’lerde “Ağır Sanayi Hamlesi” adıyla dev yatırımlar planlanmış,

ama; çoğu yarım kalmıştı.

1980’lerde TÜPRAŞ’ın modernizasyonu konuşulurken,

ithalat faturası patlamıştı.

Bugün; SOCAR’ın hikâyesi biraz daha farklı:

Azerbaycan’ın kasasından çıkan dolar,

Türkiye’nin açığını kapatmaya geliyor.

Ama; bu aynı zamanda bağımlılığın da adı.

Enerji ve hammadde stratejikse;

o stratejiyi elinde tutan da ister istemez, dümeni çevirebilir.

 

Bir de işin “kardeşlik” retoriği var.

Türkiye ile Azerbaycan arasındaki “iki devlet, tek millet” sloganı,

ekonomik verilerde aslında “iki kasa, tek petrol” gibi işliyor.

Yatırım iyi, üretim güzel, istihdam önemli.

Ama; işin sonunda bu fabrika da karını, Bakü’ye yazacak.

Bizim defterimize düşen kısım ise;
ithalat faturasının biraz hafiflemesi, cari açığın biraz küçülmesi olacak.

 

26 Ağustos 2025 itibarıyla tablo şu:

 

SOCAR, Türkiye’ye 7 milyar dolar daha yatırıyor.

Peki; bu bizim için yeni bir sanayi devrimi mi,

yoksa; sadece ithalat faturasını hafifletecek bir pansuman mı?

Cevabı, zaman gösterecek.

 

Ama; şunu şimdiden söylemek mümkün:

Türkiye’nin fabrikaları yarım kapasite çalışırken,

Azerbaycan’ın petrol dolarları, tam kapasite mesai yapıyor.

 

 

 

sezerkoyun@cratone.com

 



Bu yazı 2207 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ
HABER ARA