gaziantep escort
Bugun...


Nilüfer YÜCEDAĞ

facebook-paylas
Tarihi geçmişi M.Ö. 3000 yıllarına kadar uzanan İnegöl (16)
Tarih: 12-08-2022 16:57:00 Güncelleme: 14-08-2022 23:52:00


Türkiye Seyahat Acenteleri Birliği (TÜRSAB)

Gastronomi Turizmi İhtisas Başkanlığı

koordinesinde düzenlenen, Bilgilendirme Gezileri kapsamında;

4 ve 5 Ağustos 2022 tarihlerinde TÜRSAB ve İnegöl Belediyesi iş birliği ile

“Yaban Mersini Hasadı” ve “Çilek Hasadı” yapılan,

“Gastro İnegöl” ile İnegöl yemeklerinin tanıtımının yapıldığı,

“İnegöl Yaban Mersini Hasadı” konsepti ile dolu dolu bir

İnegöl Bilgilendirme Gezisi düzenlendi.

 

“İnegöl Yaban Mersini Hasadı” etkinliğine;

Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ali Bilir, 
 
Yönetim Kurulu Muhasip Üyesi Hasan Eker, 
 
Yönetim Kurulu Üyesi Soner Bacaksız, 
 
Yönetim Kurulu Y. Üyesi Serhat Tosun 
 
Gastronomi Turizmi İhtisas Başkanı Ömer Kartın, 
 
Gastronomi Turizmi İhtisas Başkan Yardımcıları Erdal Çeri ile Diğdem Kaçmaz, 
 
Güney Marmara Bölgesel Temsil Kurulu Başkanı Murat Saraçoğlu 
 
Adana Bölgesel Temsil Kurulu Başkanı Meltem Özdemir, 
 
Asya Bölgesel Temsil Kurulu Başkanı Sadad Başalan, 
 
Batı Karadeniz Bölgesel Temsil Kurulu Başkanı Ercan Güner, 
 
Boğaziçi Bölgesel Temsil Kurulu Başkanı Yüksel Türemez, 
 
Dumlupınar Bölgesel Temsil Kurulu Başkanı Bilal Şenel, 
 
Eskişehir Bölgesel Temsil Kurulu Başkanı Özgür Ersoy
 
yaklaşık 30 acente temsilcisi,
 
Balıkesir Üniversitesi Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölüm Başkanı
Prof. Dr. Murat Doğdubay ile
 
İnesmek Gastro İnegöl Proje sorumlusu Eğitimci Işın Çelebi ve basın mensupları katıldı.

 

İnegöl Bilgilendirme Gezisi notlarım öncesi;

İnegöl turizmini, İnegöl ekonomisini ve taşıma kapasitesini gözden geçirelim.

 

İnegöl’ün yüzölçümü 1065 km2.

Nüfusu ise; 2020 verilerine göre; 281.384.

 

İnegöl'ün Bizans Dönemi’ndeki adı: Angelacoma.

Yüzey araştırmalarından elde edilen bulgulara göre;

tarihi M.Ö. 3000 yıllarına kadar uzanıyor.

 

İnegöl’de;
Cumatepe, İnegöl 2, Şıbalı, Boğazköy, Palangatepe ve Kurşunlu olmak üzere;
6 höyük bulunuyor.

 

Truva VI (M.Ö. 2000-1800) ile çağdaş olduğu tespit edilmiş. 

 

Osmanlı kaynaklarının çoğunda, Ayna-Göl veya İne-Göl şeklinde yazıldığı bilinmekte.

 

Osmanlı Dönemi’nde, huzurlu, mamur konumu nedeniyle;

ayrıcalığı bulunan şehir veya yerlerin başına ‘İne’ ekinin getirildiği görülür.

(İnebolu, İnebahtı, İneçay, İneoba gibi…).

 

İnegöl; Turgut Alp’in uyguladığı kuşatma planıyla,

1299 tarihinde fethedilir ve bu fetihten sonra; İnegöl ve çevresinin yönetimi, Turgut Alp’e verilir.

 

Türkiye’nin ilk Mobilya İhtisas Organize Sanayi Bölgesi İnegöl’de Kuruldu

 

Önceleri, her türlü ahşap eşya üretimi yapılan İnegöl’de;
1950’li yıllardan itibaren, küçük atölyelerde tamamıyla mobilya imalatına geçilmiş.

 

Günümüzde irili ufaklı 2000 mobilya firması faaliyet göstermekte olup, 

en çok istihdam sağlayan sektör; ağaç ürünleri, mobilya ve tekstil.

Bugün; sadece OSB merkezli, yaklaşık 100 fabrika mevcut.

 

İnegöl’ün dış ticaret hacmi 1 milyar doları geçmiş ve

İhracat yapılan ülke sayısı 200 civarında.

 

İnegöl 1 Uçağı: 1925 tarihinde Mustafa Kemal Paşa’nın emriyle kurulan

Türk Tayyare Cemiyeti’ne ilk on yıl içinde 351 uçak satın alarak bağış yapılmış.

Bu uçaklardan biri de;

İnegöl halkının aralarında topladıkları parayla satın alarak teslim ettiği “İnegöl 1” uçağıdır.

 

Evliya Çelebi Yolu: Evliya Çelebi Yolu Projesi,

Batı Anadolu üzerinden ilerleyen bir kültürel rota oluşturarak;

tarihi yeniden canlandırmayı ve kültürel bağları yeniden kurmayı amaçlayan

uluslararası bir proje.

 

İnegöl'deki rota ise;

Boğazköy mahallesi’nden Mesruriye’ye kadar devam eden hat üzerinde yer alıyor.

Proje; Avrupa Birliği projeleri kapsamında, geliştirilmeye devam etmekte.

 

Evliya Çelebi yolu, Türkiye’deki St. Paul ve Likya yollarının dahil olmasıyla;

genel adı; Avrasya Yolu / Via Avrasia olmuştur.

 

Bu birliktelikle;

Balkanlar üzerindeki Via Egnesia ve

Avrupa’da İngiltere, Fransa, İsviçre ve İtalya sınırlarından geçen ünlü Via Francigena yolu ile

bağlantı oluşturularak; Evliya Çelebi Yolu’nun Uluslararası tanınırlığının arttırılması hedeflenmektedir.

(İnegöl Belediyesi)

 

GastroTurizm ve Tarım (Agro) Turizmi İnegöl’de Birleşti

 

Tarım Turizminin özellikleri arasında;

ürün toplama, tarım faaliyetlerine katılma gibi unsurlar bulunuyor.

 

Tarım Turizminde toplanan bu ürünlerin

yiyecek ve içeceğe dönüştürülmesi Gastronomi.

 

Gastro turistler ve gurmeler tarafından

destinasyonun kültürünün, mutfak kültürü aracılığıyla tanınması amacı ile

deneyimlenmesi ise; Gastronomi Turizmi.

 

Yediğimiz içtiğimiz herşey doğadan, topraktan geliyor.

Dolayısıyla; son dönemlerde yeni trend olarak Tarım Turizmi de,

Gastro Turizm kapsamında ele alınmaya ve turlar düzenlenmeye başlandı.

 

İnegöl dendiğinde Yaban Mersini’ni de Hatırlayın

 

Yaban mersini hasadı ile

gerçekleştirilen çilek hasadı ile

Tarım Turizmi (Agro Turizm) ve

İnegöl Mutfak kültüründen tadımların gerçekleştirildiği bilgilendirme gezisinde;
destinasyonun kültürel ve tarihi mekanlarının ziyareti yanında;
şifası ile ünlü OYLAT kaplıcalarında konaklama yapıldığından; Sağlık Turizmi ve

OYLAT Şelalesi Eko Turizm Alanı Doğa Yürüyüş Yolu'nda yürüyüş yapılarak;

Doğa Turizmi gerçekleştirildi.

 

İnegöl Kendine Yetebilen Destinasyonlarımızdan

 

İnegöl;

Organize Sanayi Bölgesi,

mobilya üretimi ve ihracatı ile tarımı,

kültürel ve tarihi zenginliği,

Gastronomi Turizmi,

Tarım Turizmi ve Sağlık Turizmi, Doğa Turizmi ve Spor aktiviteleri ile

kendine yetebilen destinasyonlarımızdan.

 

Spor denince;

Türkiye’nin ilk Kadın Spor Kulübü Başkanı İnegöl’de Yetişmiş.

İnegöl İdman Yurdu Futbol Kulübü Başkanı Öğretmen Vahide Hanım,

Türkiye’nin ilk Kadın Spor Kulübü Başkanı.

 

İnegöl bu değeri mutlaka değerlendirmeli.

Spor yarışmalarına ve şampiyonalara ev sahipliği yapabilir.

 

Eğitim konusunda da;

İnegöl’de, Uludağ Üniversitesi'ne bağlı fakülte ile yüksekokul bulunmakta ve

kente katkı sağlamaktadır.

 

Termal otelde Yeraltından gelen,

sıcaklığı 40 derece civarında şifalı termal su, size zindelik verirken;

Yeryüzünde ise; sizi buz gibi şelalesi, akarsuyu ile ormanın serin havası karşılıyor.

 

Tarımdan Gastronomiye, Sağlıktan Doğaya kadar

bir çok Turizm türünün yapılabildiği İnegöl’de;

tatilde farklı aktiviteler ile keyifli zamanlar geçirebilirsiniz.

 

Kent Müzesi: Kent Müzesi'nde, İnegöl tarihine ışık tutan geleneksel el sanatları canlandırılmış.

Müzede 1500'lü yıllardan kalan bir bilgi var:

İnegöl, o dönemlerde; donanmaya kadırga küreği ve muhtelif kürekler üretmiş.

Müzede kürek ustaları, bakır ustaları canlandırılmış.

 

Bir bölümde bir cam matara,

başka bir bölümde ise; yüzlerce yıllık dev bir bakır güveç kazanı görebilirsiniz.

 

İshakpaşa Külliyesinin maketi de bulunuyor.

İnegöl’e gittiğinizde, görmenizi mutlaka tavsiye ederim.

 

Sürdürülebilir Destinasyon İnegöl

 

İnegöl meydanında,

yıllardır işletmeciliği yapılan nostaljik bir çay bahçesinde dinlendik.

 

İnegöl güçlü ekonomisine rağmen;
yine de nostaljik yönünü kaybetmemiş.

 

Bazen destinasyonlar için

şöyle olsa daha iyi olur, böyle olsa daha modern olur, deriz ya; aslında olmasın.

Nostalji haliyle devam etsin.

 

Hep konuştuğumuz, aradığımız Sürdürülebilirlik biraz da bu değil mi?

“Geçmişi, geleceğe; bozulmadan, aynı şekilde teslim etmek”

 

“Yavaş Şehirler” gibi, “Sürdürülebilir Şehirler” listesi olursa;

İnegöl, mutlaka Sürdürülebilir Destinasyon listesinde olurdu.

 

İnegöl Köftesi Artık İnegöl’ün

 

İnegöl Köftesi'nin patenti alınması sayesinde;
İnegöl Köftesi tescilli bir marka olmuş.

Ayrıca; 2006’da, Türk Patent Enstitüsü’nden coğrafi işaret tescili de alınmış.

 

İnegöl Köftesi;
Filibe’den İnegöl’e göç eden İbrahim Besler tarafından ilk olarak yapılmaya ve

daha sonra İnegöl Köftesi olarak anılmaya başlanmış.

 

1893 de kurulan İnegöl Besler Köfte’de köftenin tadı gerçekten enfes ve

yanında ikram edilen buz gibi üzüm şırasının tadı ise; nefisti.

 

Kızarmış ekmeğin üzerinde;

Balkan mutfağında yemeklerde, soslarda ve çorbalarda kullanılan ve

olmazsa olmaz baharatı olan; nefis aromalı, Cibriska serpilmiş.

-----

Küçük bir not:

Cibriska’yı Tavuk çorbasında kullanmanızı da tavsiye ederim.

Çorbayı sütlü yaparsanız, daha da lezzetli olur.

-----

 

 

İshakpaşa Külliyesi ziyaretinden sonra;
İnegöl Tuzla Köyü’ne doğru yaban mersini

(mavi yemiş, blueberry) hasadı için yola çıktık.

 

Dağ yolunda yeşilin her tonu ile gözlerimiz dinlendi.

Yaban mersini toplamak ve

tarladan taze taze yemenin yeri bambaşka.

 

Fotoğraf Çekiminde Yeni Trend

Tarım (Agro) Turizminde.

 

Topladığınız Meyveler ile

Doğa Manzarasında Pasta Yapmayı ve

Fotoğraf Çekmeyi Unutmayın.

 

Fotoğraf çekmek için ise; hiç kaçırılmayacak yerler.

Yaban mersini hasadını deneyimledik.

Yaban mersininin tarlada 7 çeşidi var.

 

Hasat Eylül ayı sonuna kadar devam ediyor.

Arazi oldukça verimli.

Yaban mersini için yurtdışı pazarı arıyorlar.

 

Hemen karşı tarafta ise;
“Patika Blueberry Garden” var.

 

Muhteşem bir manzarada kurulan masalarda,

yaban mersini ile yapılan lila rengi pastaları, tatlıları,

yine yaban mersini ile yapılan sarma ve ekmeği görünce;
ülkemizin başka ülkelerden eksiği zaten yok; hatta, fazlası var dedim.

Önemli olan bu güzellikleri ortaya çıkartmak ve tanıtmak.

 

Programda ayrıca;
pasta yapımı içeren bir atölye çalışması yapıldı.

Buradan da İşletme sahiplerini tekrar tebrik ediyorum.

Sessiz sakin yemyeşil bir doğada; yemek, içmek ve dinlenmek huzur veriyor.

 

Dönüşte; İnegöl İnesmek Kadın Kooperatifi'ni ziyaret ettik.

İnegöl kadınları için yaşam boyu öğrenme kursları düzenleniyor.

 

Akşam; gala yemeği için yemek hazırlığı İnesmek tarafından yapıldı.

Gala yemeğini, restore edilen tarihi Ortaköy Kervan Sarayı'nda yedik.

 

Kervansaray çok şık bir mekana dönüşmüş.

İnesmek tarafından hazırlanan;
İnegöl çiftetellisi,

İnegöl çorbası,

İnegöl tepsi mantısı,

erik yahnisi,

cıbriskalı peynir,

reyhan şerbeti ile çilekli limonatayı tattık.

Yerel yemeklerin hepsi, çok lezzetli.

 

Verimli arazilerinde yetişen ürünler ve göçler,

İnegöl mutfak kültürünü zenginleştirmiş.

 

İnegöl Belediye Başkanı Alper Taban ve

Bursa İl Kültür ve Turizm Müdürü Dr. Kamil Özer'in katıldığı gala yemeğinde;

İnegöl ile ilgili turizm planlarından bahsedildi.

 

Turist sayısının giderek arttığı İnegöl’ün,

hedeflerinden biri de; günü birlik turist sayısını konaklamalı turistlere çevirmek.

 

Bu konuda zaten epey yol kat etmişler.

Uzun konaklamalarda yapılacak bir çok aktivite var.

Yürüyüş yolları bulunuyor.

Bisiklet rotası eklenebilir ve teleferik ile muhteşem doğasını izleme fırsatı sunulabilir.

 

Kaplıca otelleri yakınlarına tenis kortları ve spor alanları eklenip,

Spor Turizmi ile kaplıcalara turist çekilebilir.

 

Akşam; Oylat’da termal banyoları bulunan Çağlayan Otel’de konakladık.

Otelin arkasında yemyeşil bir doğa manzarası var.

Çevresinde ise; yine yürüyüş parkurları bulunuyor.

 

Oylat kaplıca suyunun,

bir çok rahatsızlığa iyi geldiği ve tedavi ettiği biliniyor.

Oylat kaplıca otelleri yanında,

marketler ve köylü pazarı da yer alıyor.

 

Şehirler arası otobüs ile gelmek isteyenler için

Oylat kaplıca otellerinin bulunduğu yere kadar,

otobüs geliyor.

 

Oylat kaplıcalarının tarihi,

Bizans dönemine kadar uzanıyor.

 

Rivayete göre;
Bizans döneminde İnegöl Tekfuru'nun

(Tekfur; günümüzde Vali denginde yönetici)

kızında yaralar çıkınca,

Tekfur; kızının iyileşmesinden ümidi keser ve ormana gönderir.

 

Muhafızlar kızı ormana bırakırken “ölyat” derler.

Fakat; kız kaplıca suyunda elini, yüzünü, yaralarını yıkar ve iyileşir.

 

Bir çoban onu babasının yanına götürür.

Tekfur çok sevinir ve buraya bir saray yaptırır.

Ölyat zamanla Oylat olur.

Yerel halk; Oylat’a hala, Ölyat demekte.

 

Sabah kahvaltı sonrası;
OYLAT Şelalesi Eko Turizm Alanı Doğa Yürüyüş Yolu'nda,

bir grup buz gibi akan akarsu yanında ve yemyeşil doğa içinde yürüyüş yaptık.

Diğer grup, Oylat mağarasını görmek üzere yola çıktı.

 

Öğle saatinde toplanıp;

Çilek hasadı için Kurşunlu’ya doğru yola çıktık.

 

Çilek tarlaları ayrı bir güzel.

 

Çileği taze taze yemenin tadı

yine başka. 

 

Buradan hiç ayrılmak istemesem de, Saçiçi börekçisi için yola çıktık.

Bizi odun ateşinde pişen nefis Boşnak börekleri karşıladı.

Hepsinin tadı ayrı güzel ama Tepsi Mantı (böreği) favorim oldu.

Mutlaka tadın derim. Hurma tatlısı da nefis.

 

Saçiçi börekçisinde ata da binebilirsiniz.

Saçiçi börekçisinden; yürüyerek, Kazancı mahallesinden geçtik ve

Kazancı Tabiat Parkı'na ulaştık.

 

Tabiat Parkı'nda; Binicilik Kulübü ve kafe ile restoranlar bulunuyor.

Yemyeşil bir alan üzerine kurulmuş.

Yine fotoğraf çekmek için muhteşem mekanlardan.

 

Akşam; Dörtler Kebap Salonu'nda yine lezzetli kebaplarının tadımını yaptık.

 

İstanbul’a dönüş yolunda;

Orhangazi’de, Orhan’ın Yeri'nde bize “Duvalı Tatlı” isimli tatlı ikram edildi.

Çok hafif ve lezzetli bir tatlı.

 

Gezi programında, ayrı özel bir değeri bulunan;
İznik Su Altı Bazilikası Kazı Alanı'nı ziyaret ettik.

 

Kazı Başkanı Prof. Dr. Mustafa Şahin hocamız,

bize bazilika ile ilgili sunum yaptı ve bizi bilgilendirdi.

 

 

Aşırı sıcakta çok zor şartlar altında;
öğrenciler ile birlikte bir konteynırda çalışmalarını sürdürüyorlar.

Bir öğrenciye su altı dalış dersi verilmiş ve burada kazı için destek oluyor.

 

TÜRSAB; İnfo gezilerinde,

destinasyonların fazla bilinmeyen yönlerinin de tanıtılması sağlıyor.

 

Her gidilen destinasyonda; bilmediğimiz yönlerini, yerlerini görüyor ve tanıyoruz.

30'un üzerinde seyahat acentesi'nin katıldığı İnegöl için,

acenteler tarafından tur programları yapılmaya başlandı.

 

İnegöl;

Gastronomi Turizmi,

Tarım Turizmi,

Sağlık Turizmi,

Doğa Turizmi,

kültürel ve tarihi mekanları ve ulu çınar ağaçları ile sizleri bekliyor.

 

Gitmiş olanlar için ise;

farklı bir gözle ziyaret için tekrar gitmenizi tavsiye ederim.

 

Yaban mersini hasadı da, Eylül sonuna kadar devam ediyor.

İnegöl Sizleri Bekliyor.

 

 

nileycdg@outlook.com



Bu yazı 8242 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ
HABER ARA