Bilim insanları doğal enerji ve doğal ışıklandırma için bir çok proje üretiyor, araştırmalar ve çalışmalar yapıyorlar.

Belki bir gün tüm dünya doğal enerjiye ve ışıklandırmaya geçebilir. 

Pandemide örneği var, tüm dünya ortak hareket ettik.

Global anlamda bir süreliğine aydınlatmaları veya elektriği kullanmama veya çok kısıtlı kullanma durumu ortaya çıkarsa neler yapabiliriz?

Su krizi gündeme gelirse, içme suyu olarak alternatif ne olacak?

Su nereden elde edilecek?

Yangın söndürme için su yerine alternatif olarak ne kullanılacak?

Bu makaleyi hazırlarken UNDP’nin web sayfasında yayınlanan

"The energy revolution has arrived – here’s how to be a part of it"

başlıklı bir makale ile karşılaştım.

2030 Yılı Enerji Devrimi mi?

Bilim insanlarının araştırmalarından bir kaç örnek ekliyorum.

Devamında Enerji Devrimi ile ilgili bölüm yer alıyor.

"Ödüllü GROW projesi,

büyümeyi artırabildiği ve pestisit kullanımını yüzde 50’ye kadar azaltabildiğini gösteren

bilimsel araştırmalarla desteklenmekte. 

Araştırmacılar bu proje ile bitkiler için güneş ışığının süresinin uzatılmasını sağladılar ve

20.000 m2 bir tarım alanında çalıştılar.

Bu proje ayrıca ışık kirliliğini de önlüyor.

GROW, Rabobank’ın misafir sanatçı programının bir parçası olup,

ekip; Sanatçı Daan Roosegaarde, tasarımcılar ve uzmanlardan oluşuyor.”

Başka bir projede;

"Araştırmacılar bakterinin doğal olarak yaydığı enerjiden elektrik toplayan

yeni bir biyohibrit pil tasarımı geliştirdiler."

Diğer bir projede;

"Suteresi yapraklarına özel nanoparçacıklar yerleştirerek,

bitkilerin yaklaşık dört saat boyunca loş ışık yaymasını sağladılar."

"Google yeni nesil Jeotermal teknolojiler geliştireceğini duyurdu.

2030 yılına kadar tüm çalışmalarını 7/24 karbonsuz enerjiyle yürütmeyi hedefliyor.

Google & Fervour Enerji iş birliği ile Nevada genelinde

veri merkezlerine ve altyapıya güç sağlamak için yeni nesil jeotermal enerji geliştirecek."

"Kenya’da ise;

dünyanın ilk  güneş enerjisiyle çalışan ve tuzlu suyu içme suyuna çeviren tesisi kuruldu."

Türkiye’de, inovatif ürünler elde edilebilecek bir çok tarım ürün çeşidi ve

aromatik ürünler yetiştiriliyor.

Adaçayı, lavanta, gül tıbbi aromatik ürünlerden bazıları.

Ülkemizde neredeyse her çeşit bitki üretilir.

Avrupa’da tespit edilen yaklaşık 12.000 bitki türünden yaklaşık 9.000’i ülkemizde mevcut.

Neredeyse Avrupa’nın toplamına yakın.

Kuş türleride aynı şekilde.

Tüm Avrupa ülkelerinde toplam 500 kuş türü bulunmasına karşılık,

Türkiye’de toplam 400 civarında kuş türü tespit edilmiş.

Fakat tüm dünyada kuş türleri azalıyor.

Yukarıda örneklerini verdiğim projeler gibi yeni projeler üretilip,

doğal ışıklandırma elde edilebilir,

gereksiz su kullanımı ve elektrik aydınlatmalarında tasarrufa gidilebilir.

2030 Enerji Devrimi mi?

Birleşmiş Milletler Ekonomik ve Sosyal İşlerden Sorumlu

Genel Sekreter Yardımcısı Liu Zhenmin ile

BM Genel Sekreteri Damilola Ogunbiyi tarafından ortaklaşa yazılan başlıklı bir makalede;

Sanayi devriminin yüz yıl,

Dijital devrimin ise; yirmi yıl sürdüğünü,

bir sonraki küresel devrim olan Enerji devriminin artık başladığı ifade edildi.

Makalede artan sıcaklıklar sebebi ile bine yakın kentin,

otuz yıl içinde şiddetli sıcak hava dalgalarıyla karşı karşıya kalacağından bahsediliyor.

İklime bağlı yıkıcı sel, kuraklık ve orman yangınlarının sıklığını ve şiddetini artırarak

nüfusu yerinden etmesine, geçim kaynaklarını  kaybetmesine ve can kayıplarına yol açmakta.

Küresel enerji dönüşümünün, yeni fırsatlar açacağı ve

giderek derinleşen eşitsizliklerin sona ermesine yardımcı olacak olan

enerjiye evrensel erişimi içereceği ifade ediliyor.

Dünyada 759 milyon insan hala elektrikten ve getirdiği tüm fırsatlardan yoksun.

2,6 milyar insanın yemek pişirmek, aydınlatmak veya evlerini ısıtmak için

temiz yakıta ve teknolojiye sahip olmaması ise; kabul edilemez.

Hükümetler COVID-19 krizinden çıkış yolu belirlemeye başlarken;

tüm ülkelerin, Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerine ulaşması ve

Paris Anlaşması hedeflerini karşılamak için dünyayı harekete geçiren

bir enerji geçişinin parçası olma şansına sahip olmasını sağlaması gerektiği ve

bunun kolay bir iş olmayacağı; adil bir geçiş sağlamak için,

sosyal koruma ve yeni beceriler yoluyla toplulukların

yeşil bir ekonomiye uyum sağlamasına yardımcı olunması gerektiği ve

herkesin 2030 yılına kadar beklenen 30 milyon yeni yeşil işten faydalanmasının sağlanması

gerektiği vurgulanıyor. 

UNDP İklim Sözü, 118 ülkeyi iklim taahhütlerini geliştirmeleri için desteklediği, 

bu desteğin büyük bir kısmının, ülkelerin ekonomilerini canlandıracak

yeni işler ve geçim kaynakları yaratacak olan temiz ve yenilenebilir enerjiye

adil bir geçiş uygulamasına yardımcı olacağı ifade ediliyor.

Yenilenebilir kaynakların maliyeti düşmeye devam ediyor.

Dekarbonizasyonu destekleyen kamuoyu artmaya devam ediyor.

Finans kurumları ve özel sektör fosil yakıtları terk etmeye başlıyor.

Bu geçiş için hızlanan ivmeyi desteklemek amacıyla;

Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri, Eylül 2021’de, 40 yıl aradan sonra

Enerji konusunda ilk Üst Düzey söyleşiyi düzenleyecek.

Dönüm noktası niteliğindeki bu etkinlik,

ülkelere yeni yatırımlar çekmeleri ve yeni ortaklıklar kurmaları için küresel bir aşama sunacak.

Birleşmiş Milletler hükümetlerden, şirketlerden ve kuruluşlardan

herkes için sürdürülebilir enerjiyi ilerletmek için ölçülebilir planlar talep ediyor.

Hükümetleri, işletmeleri ve sivil toplumu bir Enerji Sözleşmesi taahhüt ederek;

bu enerji devriminin ön saflarında yer almaya,

kimseyi geride bırakmayan küresel bir yeşil ekonomi inşa etmeye davet ediyorlar.
 

nil_u_fer@outlook.com

Kaynaklar:

Zhenmin ve Ogunbiyi (2021). The energy revolution has arrived – here’s how to be a part of it, www.undp.org.
CNET
MIT University  (Massachusetts Institute of Technology)
New Atlas
Return to Now
Studio Roosegaarde