gaziantep escort
Bugun...


Çetin ÜNSALAN

facebook-paylas
Yerli üretim neden önemli; anladınız mı?
Tarih: 13-10-2019 22:53:00 Güncelleme: 13-10-2019 22:53:00


Türkiye sınırlarının güvenliği için bölgesinde bir harekat yapıyor. Bence son derece haklı ve geç kalınmış bir müdahale olmasının yanı sıra, içinden alınması gereken dersler de barındırıyor.

 

Öncelikle bu noktaya gelişte yapılan hataları, normal bir süreçte ayrıca tartışmak gerekir. Şu tartışmasız bir gerçek ki, bugün geldiğimiz noktada yapmak zorunda kaldığımız bu harekette, iktidarın dün yaptığı dış siyasetten iç siyasete kadar bir dizi hatanın sonucunu yaşıyoruz. Fakat bu, yapılanın doğru olduğu gerçeğini değiştirmiyor.

 

İşin askeri boyutuna girmeyeceğim. Fikrim olan konularda bilgi aktarmak gibi bir anlayışım yok. Bu nedenle meselenin çok da konuşulmayan ekonomik boyutuyla ilgili bazı saptamaları sizlerle paylaşmak istiyorum.

 

Fakat buna girmeden önce artık yandaşlığı da aşmış; basın yayın organı olma özelliğini tamamen yitirmiş medya organlarının savaş çığlıklarıyla ilgili bir noktaya dikkat çekmek isterim. Türkiye, savaşmıyor, terörle mücadele ediyor.

 

Muhatabı olmayan bir silahlı müdahaleyi savaş olarak nitelendirmek, yağcılık olarak anlaşılabilir olsa da, daha sonra açıklamakta zorluk çekeceğiniz, haklıyken haksız duruma ülkenizi düşürecek başlıklara da zemin hazırlar.

 

Bu yüzden saçmalamayı bırakıp, bunun bir savaş değil, terörle mücadele olduğunu unutmamak gerekir. En azından bu Mete Han’dan bu yana devlet olma kültürüne sahip bir Millet’in gerçeklerini bilmek ve utanmazlık boyutuna geçip, saçmalamamak için olmazsa olmaz bir şarttır.

 

Terör örgütlerini bazı ülkelerin kullanıyor olması, terörle mücadele hareketini savaş vasfına sokmaz. Siz ısrarla sokarsanız, birileri karşınızdakini devlet statüsüne sokar ve neye uğradığınızı şaşırırsınız.

 

Bu vesile ile bu mücadelede hayatını kaybeden şehitlerimizi de rahmetle anıyorum. Herhalde anlamışsınızdır ki dış siyasette ‘dost ya da düşman ülke’ diye bir kavram yoktur. Ülkelerin çıkarları vardır.

 

Sizin çıkarlarınızın başka ülkelerle paralellik arz etmesi ise ancak ekonomik olarak güçlü olmanıza, üreten, satan, kendi tasarrufunu yaratan, el parasıyla düğün bayram yapmayan ve tutarlı bir ülke görüntüsü çizmenize bağlıdır.

 

Bu noktaların altını çizdikten sonra işin ekonomik boyutuna geçmek istiyorum. Gördüğünüz gibi bazı ülkeler çıkarlarına ters düştüğü için, sizi finansal bakımdan, silah satışı noktasında ve diğer başlıklarda tehdit ediyor.

 

Hatta uluslararası kuruluşlar nezdinde, İslam ülkelerinden batıya herkes sizi durdurmak için elinden geleni yapmaya çalışıyor. Bir Milli Maç sırasındaki moral motivasyonu bile kınama vesilesi olarak kullanmaya çalışıyor. Bunlara kızmalı mıyız? Hayır... Çünkü her ülke kendi çıkarını kovalar ya da buna gücü yoksa, Ortadoğu’daki gibi başka ülkelerin çıkarlarına alet olur.

 

Öyleyse bizim bundan hareketle bazı dersler çıkarmamız lazım. Görüldü ki, başkalarının parasıyla başkalarının üretimlerini tüketerek güçlü bir ekonomi olamazsınız. Sadece terörle mücadele için yapacağınız bir hareketin bile finanse edilmesi gereği önünüze gelir.

 

Ucuz diye üretmek yerine ithal etmeyi tercih ederseniz, bugünkü gibi tüketebilmek için başkasından alınacak borcun peşine düşersiniz. Öyleyse Türkiye anlamalıdır ki, normal koşullar altında insanların refahı, zenginleşmesi ve gelişmesi için yapılacak üretim, kritik süreçlerde en büyük silahıdır.

 

Yıllar önce TV programıma konuk olan iki eczacıya, bir zamanlar ilaç üreten eczanelerimizin bu kabiliyetini yitirmesinin tartışılması gerekip gerekmediğini sormuştum. Programa katılan eczacılardan biri öğrencilik yıllarında aynı soruyu hocasına yönelttiğini ve kafasına tebeşir yedikten sonra şu yanıtı aldığını paylaşmıştı:

 

“Biz sizleri normal zamanlarda raftan ilaç vermeniz için değil, ülke bir ilaç ambargosu yediğinde ilaç üretebilmeniz için yetiştiriyoruz.” Eczaneleri devre dışı bırakıp, ilacı markette satmaya çalışan Zapsu’ya ithaf olacak bu açıklama, aslında yerli üretimin ne kadar önemli olduğunu göstermiyor mu?

 

Aynı başlığı hayvancılıktan ilaca, endüstriden yazılıma, tarımdan makineye kadar her sektör için uyarlayabilirsiniz. Siz normal koşullar altında tüketmek için değil, üretip, biriktirerek zenginleşmek, olağanüstü hallerde de bunun getirisini görmek üzere çalışan ve üreten bir ekonomi yaratmazsanız, açmazlarınız da büyür, hareket kabiliyetiniz de kısıtlanır.

 

Siz her şeyi üretir noktadaysanız, o ülkeye yabancı sermaye en doğrudan şekliyle gelir. Aksi takdirde yabancı sermayeden kumarbazları anlarsınız. Ülkenin bu vesile ile tekrar üretimi hatırlaması, üretmenin inşaattan ibaret tutulmasını engellemesi ve yarın için sağlam temelli bir ekonomi kurgulaması gerekiyor.

 

Yoksa ancak, gazınızın yettiği yere kadar güçlü olursunuz.

 

cetinunsalan@yahoo.com

 



Bu yazı 10018 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ
HABER ARA