İhracatçılarla Merkez Bankası Başkanı Kavcıoğlu bir araya geldi. Sonunda ne oldu biliyor musunuz? Aydınlanma… Daha doğrusu TİM Başkanı Mustafa Gültepe’nin cümlesiyle “Toplantı sayesinde herkes aydınlandı.”

Piyasada uygulanan faizlerde, maliyetlerde hesaplanan dolar ya da avro kurundan haberi bile olmayan, kendi açıkladığı rakamlarla, dayattığı politikaların hayata geçtiğini zanneden bir Merkez Bankası ile üyelerinin gerçeklerinden kopmuş bir TİM yönetiminin buluşmasından bu mu çıktı yani?

Şayet bu kameraların önüne geçip verilen bir beyan değilse, yani kapalı kapılar ardından herkes gerçekten eteğindeki taşları dökmediyse, bu haliyle bu sadece bir çay partisi haline dönüşmüş bir dost muhabbetinden öte bir anlam taşımıyor.

Hele yüzde 40 meselesini TL’ye park etme konusundaki açıklamalar evlere şenlik. Efendim ihracatçı zaten dövizini bozduruyormuş da, bunu Merkez’e bozdurması tek farkmış da, ne ararsanız var.

İhracatçı dövizini bozduruyor olabilir ama ihtiyacı kadarını çeviriyordur. Şayet hammadde ödemesi için gereken parayı bozduruyor ve daha sonra yüksek fiyattan döviz alıyorsa ve bunu bir finansal denge içinde yapmıyorsa, zaten bu durumda ihracatçının iş insanlığıyla ilgili bir tartışma başlatmak gerekir.

Siz gelen paranın tamamı kazançmış gibi, ciro olduğunu, yani orada kirasından işçilik parasına kadar bir dizi gideri de karşılayacak masrafların olmadığını hesap ederek meseleye yaklaşır, mecburi park ortamı yaratır, hatta kredi kullanacaksa, geri kalan yüzde 30’unu da bloke edip, bir de döviz almasını engelleyecek tavır takınıyorsanız, ihracatçı da bunda beis görmüyorsa bizim reel sektörü de ekonomi yönetimi anlayışını gibi mercek altına almamız gerekiyor.

Kurlar konusunda 234 milyar dolarlık nakit ihtiyacını görmezden gelen, kısa vadeli borçların artmasından endişe duymayan, reel sektörün yurtdışı kredilendirmeye dahi ulaşamadığı ortamı görmeyen, bütçe açıklarını yok sayan, enflasyon yıpranmasını bile dikkate almayan bir yaklaşımda döviz kurunun istikrarlı olduğundan söz ediyorsanız, ya doğrusuyu söylemiyorsunuzdur ya da hesap yapmayı bilmiyorsunuzdur.

Bunun kur üzerinde nasıl bir stres yarattığını göz ardı edip, ihracatçıyı kurban etmeyi, kur riskini sırtına bindirmeyi, dünyadaki tüm raporların ihracat pazarlarında daralma beklediğini yok sayıyorsanız, bizim daha bırakın ekonomi tartışmayı, alfabeyi öğrenerek işe başlamamız gerekiyor demektir. Sokak cayır cayır yanarken, iş insanları satınalmadan üretim maliyetlerine, dış müşterinin vade istemesinden ithalatın tekrar hortlamasına kadar sorun yaşarken, Merkez Bankası Başkanı’nın anlattıklarıyla aydınlandı mı?

Yani aslında ortada bir soru yokmuş, her şey tamamen bir yanlış anlamadan kaynaklanmış ve bir araya gelip, oturup konuşunca tüm bunlar giderilmiş gibi mi davranacağız? Üye gazı almak için bir ülkenin reel sektörünü riske atmaya değer mi? Değiyor demek ki. Çünkü yapılan toplantı sonrasındaki açıklamanın anlama geldiği tek cümle bu. Aydınlanma…

cetinunsalan@yahoo.com