Türkiye her dönemde gözbebeği meslek gruplarından biri olması gerekir. Kim? Sağlıkçılar. Ne yazık ki son yıllarda cinayetlerle ya da şiddet haberleriyle değer vermek bir yana, yalnız bırakıyoruz.

Özellikle pandemi sürecinde ortaya koydukları fedakar tavır bile bizi ikna etmeye yetmedi. Çoğu, ailesinden günlerce uzakta kalarak, insanları, toplumu, ülkeyi sağlık mücadelesinde yalnız bırakmamak için canla başla çalıştılar.

Peki biz karşılığında durumlarını anlattıklarında ne dedik? Gidersen git… Dünyanın en akıl almaz tavrı olsa da, ne yazık ki ülkemizin kendi meslek grubunda global ölçüde son derece kaliteli olan insan kaynağını yurtdışına kaçırmakta beis görmedik.

Nitekim Almanya başta olmak üzere, dünyaya göç veren meslek grubumuzla ilgili başvuru sayılarındaki patlama bile rahatsızlık yaratmıyor. Oysa kapı gösterilen ve gönülden işini yapan bu insanlar ekonomik zorluklarla boğuşuyorlar.

Sadece şöyle bir örnek vereyim. Türkiye’de bir doktorun yıllık kazancı yaklaşık 18 -19 bin avro düzeyinde. Oysa Almanya’da tıp dergilerine geçen doktor maaşı yıllık 96 bin avro ortalamalarda seyrediyor.

Şimdi bu kesime ‘gidersen git’ deme lüksünüz yok. Birkaç nedenle yok. Öncelikle dünya ortalamasının çok üzerinde bir mesleki niteliğe sahipler. İkincisi ve birincisinden de önemlisi insani olarak vatandaşınıza böyle bir söz sarf etmemeniz gerekir.

Üçüncüsü, salt pandemi sürecinde gösterdikleri performans dahi, ahde vefa duygusunu hak ediyor. Ama bu ülkede vefa uzun süre önce bir semt adına dönüştüğü için, her fırsatta sağlıkla övünenlerin bunu anlamasını beklemek de iyimserlik olur.

Dördüncüsü, son yaşadığımız afeti düşünün. Tüm doktorlar gözlerini kırpmadan bölgeye akın ettiler ve orada hizmet verdiler. Hepsini alt alta koyduğunuzda eminim daha eklenecek maddeler bulursunuz. Lakin dedim ya zaten vatandaşınıza böyle bir tavır takınmamanız gerekiyor.

Vefanız yoksa da aklınız olması lazım. Dünyanın her yerinde mesleğini icra edebilecek insanlara gidersen git diyorsunuz; ama sadece Almanya örneğine baktığınızda 7 kattan fazla yıllık maaş verildiğini görmezden geliyorsunuz.

Peki bu insanlar ülkede hangi şartlarda çalışıyor? Genel Sağlık-İş’in son araştırmasının sonuçlarını paylaşayım:

“Sağlık Çalışanlarının Güncel Sorunları Araştırması-Mart 2023 isimli çalışmaya göre, istifaları ve yurt dışına göçü durdurmaya yönelik alınan önlemlere rağmen sağlık çalışanlarının ekonomik durumları düzelmedi, aksine daha da kötüleşti. Sendikanın 2019 yılında yaptığı araştırmada, gündelik yaşamın devamı için borçlanmak zorunda kalan sağlıkçıların oranı yüzde 69,6’ydı. Bu oran 2021’de 72,8’e, 2022’de yüzde 75,3’e çıkarken bu yılki ankette yüzde 81,1’e tırmandı. Bu veriler, borçla ayakta durabilen sağlıkçıların oranının geride kalan 4 yılda 11,5 puan, son bir yılda da 5,8 puan birden arttığını gösteriyor.”

Sağlıkçıların yüzde 99,2’si borç ödemekte zorlanıyor biliyor musunuz? Sonra da 14 Mart Tıp Bayramı’nda ekranlara çıkıp, hamasetle ‘siz bizim kıymetlimizsiniz’ diyeceksiniz öyle mi? Dersiniz demesine de, bu insanların eğitim seviyesi yüksek, kanmama ihtimalleri ağır basar. En azından bunu unutmayın.

cetinunsalan@yahoo.com