gaziantep escort
Bugun...


Çetin ÜNSALAN

facebook-paylas
Reel sektör bu maliyete dayanamaz
Tarih: 05-01-2021 00:01:00 Güncelleme: 05-01-2021 00:03:00


Aralık ayının resmi enflasyon verisinin de gelmesiyle birlikte 2020 yılının enflasyonu ortaya çıktı. Yüzde 14,6... Elbette vatandaşı direkt etkilediği için genellikle bunun üzerinde duruluyor.

 

Ama eş zamanlı gelen yurtiçi üretici enflasyonu bunun kadar, hatta gerekçelerini dikkate alırsanız bundan da önemli ve büyük bir alarm veriyor. 2020 senesinde üreticinin enflasyonu yıllık yüzde 25,15 arttı.

 

Aradaki farkı dikkate alırsanız yüzde 11’lik bir orandan söz ediyoruz. Yani tüketicinin fiyatlarına yansıtılamamış bir maliyet... İkisini mukayese ettiğinizde üretenin maliyetlerinin tüketene oranla yaklaşık yüzde 80 daha fazla arttığı koşullar üzerinde dikkatle durulması ve çözüm üretilmesi gereken bir özellik taşıyor.

 

Eski dönemde olsa, bu maliyetler yansıtılır, vatandaşın gelirini de görece arttırılır ve daha temelde makro çözümler için kafa yorulurdu. Lakin şartlar öyle değil. Bu hassas dönemde bunun üzerinde uzun uzun konuşmak gerekiyor.

 

Çünkü iç piyasanın daraldığı, dış pazarların da fiyat ve vade bazlı rekabete sürüklendiği bir süreçte fiyat artışları olanaksız derecesinde zor. Yurtdışı hem kapalı pazarlar, hem artan rekabet, hem de belli ürünler dışında düşen tüketim nedeniyle zaten cadı kazanı.

 

Bu nedenle birim kilogram fiyatımız sürekli aşağı doğru seyir izliyor. Bu süreçte ihracat pazarlarındaki alıcıların fiyatı düşürüp, üzerine bir de vade açma şartını öne sürdüğünü biliyoruz.

 

Burada fiyatı nasıl arttıracaksınız? Tek olumlu yan, iki üründen birinin  Avrupa’ya satılmasından kaynaklanan dolar /avro paritesindeki rahatlatıcı oran. Bunun dışında süreç sıkıntılı.

 

Geriye ne kalıyor? İç piyasa... Burada satış hacminin önemli ölçüde düştüğü biliniyor. Pandemi sürecinin en büyük kandırmacası, virüs ve yasaklar ortamından kaynaklı bazı ürün gruplarında artan tüketimler. Ama reel sektörün genel fotoğrafına bakarsak, sıkıntının büyük olduğu, zaten tahakkuk edip, ödenemeyen borçlardan sağlamasını bize veriyor.

 

Ayrıca sadece resmi büyüme rakamlarına bile göz atsanız daralmayı görebiliyorsunuz. Bu kadar büyük bir daralmada, açıklanan resmi verinin çok ötesinde enflasyon yaşayan bir tüketici gerçeği var.

 

ANAGrup, yani Enflasyon Araştırma Grubu tarafından yapılan enflasyon hesaplamasında TÜİK ana harcama grupları esas alındığında yüzde 36,72’lik bir enflasyon ortaya çıkıyor. Bunun resmi rakamlarla paralel düşünüldüğünde üreticinin enflasyonunun nerelere ulaştığını tahmin edebilirsiniz.

 

Lakin gerçekçi olmayan bir enflasyon rakamı üzerinden yapılan maaş artışlarıyla geçim sıkıntısının şiddetleneceği, üzerine pandemide patlayan borçların çevrilme zorluğu esas alınırsa, reel sektörün resmi rakamlarla ortaya konulan yüzde 11’lik maliyet farkını fiyatlara yansıtması da, yansıtsa da insanların tüketim gerçekleştirmesi de olanaksız gözüküyor. Emeklilere son açıklanan maaş artışlarına girmiyorum bile. O tam evlere şenlik.

 

Bu durumda karşımıza ya patlayan bir enflasyon ya da sermaye erimesiyle sıkışacak şirketler gerçeği geliyor. Patlayan enflasyon tüketicinin bankalara olan borcuna kadar her aşamayı olumsuz etkiler. Ayrıca faiz, kur, enflasyon kıskacında kontrolün daha çok elden kaçmasına neden olur?

 

Yansıtılamayan maliyetler ise şirketleri bankalar ve kamuya olan borçları konusunda daha olumsuz bir tabloya götürür. İlave olarak piyasaların kendi iç ödeme zincirinin daha da kırılmasına sebebiyet verir. Süreç içerisinde de işten çıkarmalar hızlanır. Zaten yasak bitince tam olarak ne yaşanacağı konusunda tahminler var, ama net bir fikir yok.

 

Her iki halde de ekonomi büyük bedel öder. İşsizlik mi, enflasyon mu? Reel sektörün bu maliyetleri karşılaması da olanaksız, alım gücünü tamamen yitirmiş tüketicinin fiyatlarına yansıtması da... Seç seçebilirsen...

 

İki gün sonra sorun kapıya geldiğinde ‘ne yapacağız’ diye birbirimize bakmak istemiyorsak, hemen harekete geçmeli ve büyüyen bu soruna kronikleşmeden çözüm üretmeliyiz. Zira son pişmanlığın fayda etmeyeceği noktaya doğru koşuyoruz.

 

cetinunsalan@yahoo.com

 



Bu yazı 16447 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ
HABER ARA