gaziantep escort
Bugun...


Çetin ÜNSALAN

facebook-paylas
İhracatla cari açık kapanır mı?
Tarih: 02-07-2020 23:47:00 Güncelleme: 02-07-2020 23:47:00


Türkiye ekonomisi hakkında iktidarın bence aklının en karışık olduğu konuların başında cari açık geliyor. Ağırlıklı olarak dış ticaret açığının tetiklediği bu faktör konusunda yıllar içinde söylenenleri hatırlayınca insan ister istemez bu kanaate kapılıyor.

 

Sıcak para ve tüketim ekonomisi uygulandığı dönemlerde cari açık konusundaki eleştirileri net ve alaycı biçimde reddeden, açık vermenin büyüyen bir ekonominin doğal çıktısı olduğunu söyleyen, sonraki yıllarda da cari açık, ticaret hacmine paralel azalınca düşürmekle övünen tuhaf bir analiz yeteneği söz konusu.

 

Gerçi buna bizim dilimizde nalıncı keseri denir ya, işin o tarafını bir kenara bırakalım. Şartlar ne olursa olsun cari açık vermek sağlıklı bir durum değildir. Çünkü en basit tanımıyla zarar anlamına gelir ve bir de üstüne bunu finanse edemezseniz, karabasan haline dönüşür.

 

Geldiğimiz noktada ise hızla artan bir cari açık söz konusu. Zira düştüğü dönemde, tersine çevirmek adına hiçbir şey yapılmadı. Bugün daralan ve korumacılığın arttığı ekonomide, hacmi düşen bir dış ticarette bile cari açık yaşıyor, üstüne ciddi finansman açmazlarınızı da cebinizde barındırıyorsanız; daha çok risktesiniz demektir.

 

Son olarak Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, ihracatı arttırarak cari açık sorununu tersine çevireceklerini söyledi. Öncelikle dış ticareti görmezden gelir; sadece ihracatla bunu yapmaya kalkarsanız, en hafif tabiriyle konuyu bilmediğiniz anlamına gelir.

 

Cari açıkta dengeyi yakalamak için yüksek katma değerli ihracattan bahsediyorsanız da kısmen anladığınız anlaşılır. Çünkü günün sonunda esas olan dış ticaret dengesidir. Üretmek için ithalat yapmak zorundaysanız, dünyanın en katma değerli üretimini de yapsanız günün sonunda zarar eder; başkalarına çalışmış olursunuz.

 

Türk üretim yapısını düzeltmek, iç tedarik oranlarını arttırmak, yaratıcılığı geliştirerek, fikir özgürlüğünün de önünde durmamak gereksinimiz vardır. Katma değerli üretim sanıldığı gibi bir ürünün fiyatının ne kadar olduğu değil, size ne bıraktığıyla ilgilidir.

 

Kilogramı 1,3 dolardan mal sattığınız sürece bunun içinden çıkamazsınız. O zaman bir yandan iç tedarik sistemini kurmalı, yerli üretimi desteklemeli, bunu da ara mallarına bir gecede ek gümrük vergileri getirerek kafa göz yarmadan yapmalısınız.

 

Katma değerli ve yenilikçi ürünün, hatta iş yapış biçiminin olmazsa olmazı da sanat. Sanatsal bakış açısını beslemediğiniz sürece, sadece bilgiyle de işin içinden çıkamazsınız. Sanatsal yaklaşımı, ‘benim istediğim gibi yap’ diyerek geliştiremeyeceğiniz gibi, bu alanda faaliyet gösteren iş kollarını da yok sayarak sonuç alamazsınız.

 

Bakın bir örnek vereyim. Ödeneksiz tiyatrolar... Geçtiğimiz günlerde dev bir ismin, Zeliha Berksoy’un bana aktardıklarını paylaşayım. Salon kirası, salon bakımı, oynamasan da olası satıştan alınan vergiler, personel giderleri, sigortalar ve günlük kazanan oyuncuları neden konuşmuyoruz?

 

Berksoy, özel tiyatro için turne yapmanın yaşamsal bir başlık olduğuna dikkat çekiyor. Takdir edersiniz ki pandemi döneminde bu mümkün olmadı. Tiyatro şu an, ödenekli olanlar dışında çok ağır bir bedel ile karşı karşıya. Sadece tiyatro da değil. Müzik başta olmak üzere sahne sanatlarından, etkinliklere kadar hepsi ağır yara almış vaziyette. Daha kötüsü ne kadar süreceği de belli değil. Zeliha Berksoy ‘sanat kesimi battı’ diye uyarıyor.

 

Siz etkinlik sahasını kafeteryalar ve restoranlardan ibaret algılar, AVM’leri öncelikli konu haline getirirseniz işin içinden yine çıkamazsınız. Sanatsal bir bakış açısı olmayan, bu alanda yaratıcılığını besleyemeyen toplumların da dünyanın hiçbir yerinde ar-ge, patent üretimi gibi konularda başarılı oldukları görülmemiştir.

 

Aslında bu konuda tartışılacak çok şey var; ama gündeme bile gelmiyor. İşin sanatsal yaklaşım tarafını, bunu besleyen unsurları görmezden gelir; hatta baskılarsanız, üretimi de iç tedarik dengeleri üzerinden tartışmazsanız, ihracatla cari açık kapanmaz. Artık sorunları ucundan tutmayı bırakıp; çözümleri de popülist söylemlerin dışına çıkarın. Aksi takdirde ülkeye faturası ağırlaşarak artıyor.

 

cetinunsalan@yahoo.com

 



Bu yazı 17391 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ
HABER ARA