Bir futbol maçı izlediğinizi düşünün. İzlerken, müsabaka sizin için bir anlam ifade eder. Bittiğinde bir duyguyla oradan ayrılırsınız. Ama ertesi gün gazeteyi açtığınızda, o maçtan bir fotoğraf gördüğünüzde zihninizde uyandırdıkları bambaşkadır.

İşte virüs üzerinden yaşanan sürece bakarken de bir enstantaneye bakar gibi işi yorumladığınızda yaşananları bir mercek altına almak gerekiyor. Gerek dünyada gerekse de ülkemizde bu fotoğraftan kendi payımıza çıkaracak derslerimiz var. Fotoğrafın adı ‘herkes evine dönerken’ olsun. Mesela...

Herkes evine dönerken, okulların tatil olmasıyla birlikte yaşanan kuyruklar, gösterilen reaksiyon bizim her konuda çok aceleci olduğumuzu anlatıyor.

Herkes evine dönerken, süreç yönetmekten çok paniğe kapılmanın bu toplumda mutlaka yönetilmesi gereken bir durum olduğunu gösteriyor.

Herkes evine dönerken, deprem başta olmak üzere olağanüstü koşullar konusunda eylem planlarımızın eksik olduğunu ortaya koyuyor.

Sadece uzayan kuyruklar mı? Herkes evine dönerken marketleri boşaltarak, esasen zihnimizde, bilgiyle değil yarattığımız şehir efsaneleriyle duygusal hareket ettiğimizi kanıtlıyor.

Herkes evine dönerken, ekonominin neden çok önemli olduğunu, dünyanın pazarı kilitlediği noktada iç piyasaya hakim olmanın, yerli üretimlerle ihtiyacını gidermenin niye önem taşıdığının dersini almamız gerektiği gözüküyor.

Herkes evine dönerken, bu ülkenin en stratejik sektörünün tarım olarak görülmesinin zorunluluğunu bir kez daha bize anlatıyor.

Herkes yaşamak ister. Ama herkes evine dönerken, bu kadar inançlı insanın, nasıl fırsatçılar haline dönüştüğünü, önlem almak, önerilere uymaktan çok kaderci zihniyetle ölüm korkusu yaşamanın yarattığı çelişkinin sorgulanması gerektiğini ifade ediyor.

Herkes evine dönerken, yetkililerin olayları gizlemekten çok yönetmesinin nasıl da doğru bir yaklaşım ve daha sonuç verici olduğunu anlamaları gereğini ülkeye anlatıyor. Demek ki bilgilendirme, şeffaf olmak o denli de kötü bir şey değilmiş. Bilgi verdiğinizde insanların sizinle aynı görüşte olmasa bile daha ikna edilir olduğunu görmemiz gerekiyor.

Herkes evine dönerken, ortaya konulan tavsiyeleri dikkate aldığınızda el yüz yıkamakla ilgili, temizlikle ilgili problemlerimiz olduğunu bize anlatıyor. Herkes evine dönerken ulaşımda toplu taşımacılığın ne oranda önemli olduğunu bir kere daha görmemiz gerektiği, bunun da birbirine saygıdan sağlığa kadar bir dizi zorunluluğu olduğu masada önümüze geliyor.

Herkes evine dönerken sağlığın bir sektör değil, anayasal bir hak olduğunu ve bizi ancak bilimin kurtaracağını anlamamız gerekiyor. Peki şimdi her okur kendi başına düşünsün lütfen. Herkes evine dönerken, bu fotoğraf size ne anlatıyor?

cetinunsalan@yahoo.com